Bizhaberiz / Ankara – G-9 Gazeteci Örgütleri Platformu Dünya Basın Özgürlüğü Günü nedeniyle bir bildiri yayınladı. Bildiride, mesleğin etik ilkelerine uymanın, ırkçı ve şoven bir dil kullanımından kaçınmanın bugün her zamankinden çok daha önemli olduğu anımsatılarak, gazetecilik mesleğinin her yandan saldırı altında olduğu vurgulandı.
G-9 Gazeteci Örgütleri Platformu’nun Dünya Basın Özgürlüğü Günü nedeniyle yayınladığı bildiri şöyle:
Gazetecilik Mesleği Her Yandan Saldırı Altında
Biz aşağıda imzası bulunan gazetecilik örgütleri 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla dünyanın dört bir yanında zor durumda olan ve basın özgürlüğü mücadelesi veren meslektaşlarımızla dayanışma içinde olduğumuzu ilân ederken, ülkemizdeki yetkilileri de basın özgürlüğüne darbe vuran girişimlerden kaçınmaya ve mevcut engelleri kaldırmaya çağırıyoruz.
Basın özgürlüğünü; gazetecilere özgü bir hak olduğu için değil, demokratik toplumların ve demokratikleşmenin “olmazsa olmaz”larından biri olduğu için önemsiyor ve talep ediyoruz.
2000’ler Türkiye’sinde, bir yandan “Basın Yasası ile gazeteciler için hapis cezası tarih oldu” diyen hükümetin, öte yandan yeni Türk Ceza Kanunu ile ağır hapis cezaları getirmiş olmasını vahim bir hata olarak görüyoruz. Yeni TCK’nın değiştirilmeden yürürlüğe girmesiyle sansür ve otosansür günlerinin başlayacağını, “neyi nasıl yazarsam hapis cezası almam” diye endişeye kapılan gazetecilerin özgür habercilik yapamayacaklarını anımsatmak isteriz.
Haber, yorum ve karikatürlerinden dolayı gazeteciler hakkında davalar açılmasını eleştiri hakkına tahammülsüzlük olarak değerlendirirken; toplumsal olaylar sırasında atılan sloganları yayımlayan gazete hakkında dava açılmasını hayret ve endişeyle karşılıyor, ifade ve basın özgürlüğünün kullanımına bir müdahale sayıyoruz. Bu davanın görüldüğü tam da bugün, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde, hâlâ mahkemelerimizde yargılanan gazetecilerin olması Türkiye için utanç verici bir manzaradır. Karikatürler ve sloganlar için mahkemelere gitmenin yol olduğu bir ülkede demokratik yönetim anlayışının ağır bir yara aldığının kavranmasını umuyoruz.
Dünyada ise gazetecilerin sansür baskısını, işkence, hapis ve rehin almaları yaşadıkları çok sayıda ülke var… Geçtiğimiz yıl, tarihin en çok gazeteci öldürülen dönemi oldu. Irak’ta ABD güçlerinin doğrudan hedef alarak öldürdüğü gazetecilerin dosyalarının ciddi soruşturmalar yapılmadan kapatılmasını protesto ediyoruz.
Savaş bölgelerinde çalışan meslektaşlarımızın özel bir statüsü olmasını ve bu statünün bütün hükümetlerce tanınmasını istiyoruz.
Medya şirketlerini, savaş alanlarına gönderdiği gazeteciler için her türlü güvenlik önlemini almaya çağırıyoruz.
Medya sahiplerinin, ticari çıkarları her şeyin önünde tutan ve halkın haber alma hakkını bu çıkarlar yüzünden zedeleyen yaklaşımlara girmemelerini bekliyoruz.
Dünyanın pek çok yerinin bir yangın alanına döndüğü günümüzde, bütün meslektaşlarımızı her türlü şiddete karşı çıkarak, barış, demokrasi ve insan hakları için çalışmaya davet ediyoruz.
Mesleğin etik ilkelerine uymanın, ırkçı ve şoven bir dil kullanımından kaçınmanın bugün her zamankinden çok daha önemli olduğunu anımsatmak istiyoruz.
Yaşasın özgür ve bağımsız gazetecilik.
GAZETECİ ÖRGÜTLERİ PLATFORMU (G-9)
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC),
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS),
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD),
Parlamento Muhabirleri Derneği (PMD),
Foto Muhabirleri Derneği (FMD),
Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD),
Diplomasi Muhabirleri Derneği (DMD),
Profesyonel Haber Kameramanları Derneği (PHKD),
Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği (RTGD),
Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) Ankara Şubesi,
Avrupa Gazeteciler Birliği (AEJ) Türkiye Temsilciliği,
Haber-Sen,