Safa Tekeli / Ajans Bizim – Gazetecilerin, “bir fikir işçisi” olarak haklarını düzenleyen 212 sayılı yasa kabul edileli 61 yıl oldu.
Türk basın tarihine, “Babıali’de Dokuz Patron Olayı” olarak da geçen gelişmeler, şöyle gerçekleşti:
“Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştırılanlar arasındaki münasebetlerin tanzimi hakkındaki 5953 sayılı Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine ve Bu kanuna bazı maddeler Eklenmesine Dair Kanun” başlığını taşıyan 212 sayılı yasa, Milli Birlik Komitesi’nce 4 Ocak 1961’de kabul edildi. 10 Ocak 1961 günü Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren yasa, daha çıkmadan gazete sahiplerini tedirgin etmişti. Selçuk Altan’ın, Bilim ve Sanat dergisinin (1981) 12’nci sayısında yer alan “Babıali’de Dokuz Patron Olayı ve Çalışanların Ortak Ürünü: Basın Gazetesi” başlıklı makalesine göre, gazete sahipleri, bu yasanın önce “çıkmaması”, sonra da “değiştirilmesi” için büyük çaba gösterdiler.
Gazete okurları, 10 Ocak sabahı gazetelerini ellerine aldıklarında, “Gazetemizi Üç Gün Kapatıyoruz” başlığıyla karşılaşırlar. Bu başlığın altında, çerçeve içinde yer alan dokuz gazete patronunun ortak bildirisinde, önce “27 Mayıs” övülüyor, ancak arkasından, “… Milli Birlik Komitesi tarafından ilan edilen basınla ilgili kanunlar, milletçe girilen bu aydınlık devirde, basını emsali görülmemiş bir tehlikenin içine atmıştır” deniliyordu. “Akşam, Cumhuriyet, Dünya, Hürriyet, Milliyet, Tercüman, Vatan, Yeni İstanbul, Yeni Sabah” imzalı ortak bildiride, “müteaddit müracaatları neticesiz kaldığından ve teessürlerinin ifadesi olmak üzere” gazetelerini üç gün kapatma kararı aldıkları duyuruluyordu.
Selçuk Altan’ın yazısına göre, yasanın Milli Birlik Komitesi’nde kabul edildiği açıklandığında, dokuz gazetenin sahibi, yasa daha Resmî Gazete’de yayınlanmadan, yukarıdaki ortak bildiriyi kaleme alıp gazetelerini kapatmaya karar vermişlerdi. 9 Ocak’ta alınan karar 10 Ocak 1961’de yayınlanmadan önce, patronlara karşı ilk tepki, gazetelerin yazı işleri müdürlerinden geldi: Çoğu, söz konusu bildirinin çıktığı gazetelerine “Sorumlu Müdür” olarak imzalarını koymayacaklarını bildirdiler ve koymadılar. Dünya’nın yazı müdürlerinden Sami Karaören ve Hikmet Çağlayan, Milliyet’in yazı müdürlerinden Hasan Yılmaer ve Vatan’ın yazı müdürlerinden Mesut Özdemir ile Gökşin Sipahioğlu bunlar arasındaydılar.
Gazetecilerden karşı bildiri
Aynı gün İstanbul Gazeteciler Sendikası da bir bildiri yayımladı. Bildiride şunlar kaydediliyordu:
“Bu kapanma kararı, gazetelerin tesis ve maddi imkanlarını ellerinde bulunduran gazete sahipleri tarafından verilmiştir. Basını meydana getiren asıl ve büyük kütle olan biz yazı işleri müdürleri, sekreterler, istihbarat şefleri, muharrirler, muhabirler, foto muhabirleri, karikatüristler, ressamlar, musahhihler (düzeltmenler) ve diğer fikir işçilerinin böyle bir kararda oyumuz olmadığı gibi, bu hareketi asla tasvip etmemekteyiz.”
Bildiride, 27 Mayıs öncesinde fikir işçilerinin cop yedikleri, hapse girdikleri, yollarının kesildiği günlerde herhangi bir davranışta bulunmayan gazete sahiplerinin tutumu sergileniyor ve “Fikir işçilerinin haklarını teminat altına alan kanunun çıktığı sırada, gazete kapatmak suretiyle Milli Birlik Komitesi’ni protesto yoluna gitmeleri” de kınanıyordu.
Gazeteciler, aynı gün sendikadan başlayan “Simidimiz ve hürriyetimiz için”, “Çalışan gazeteciye cop, patrona hazırlop” gibi dövizler taşıyarak, sessiz bir yürüyüş yaptılar.
Gazetecilerin gazetesi
Sendika, aynı gün, üç günlük boykot sırasında “Basın” adlı bir gazete yayınlamaya karar verir. Fikir ve kol işçilerinin elbirliğiyle 11 Ocak 1961 günü çıkarılmaya başlanan, çalışanların ortak ürünü “Basın” gazetesinin sahipliğine sendika üyesi Selçuk Çandarlı, Genel Yayın Müdürlüğü’ne Abdi İpekçi, Sorumlu Yazı İşleri Müdürlüğü’ne Semih Tuğrul ve Teknik Müşavirliği’ne de Murat Kayahanlı getirilir.
Okurların büyük ilgisiyle 100 bin tiraj gibi o gün için önemli bir noktaya ulaşan gazetenin ilk günkü başlıklarından bir bölümü şöyledir: “DAİMA HALKIN HİZMETİNDEYİZ / DOKUZ İŞVERENİN GAZETELERİNİ KAPATMALARI ÜZERİNE FİKİR İŞÇİLERİ SESSİZ BİR PROTESTO YÜRÜYÜŞÜ YAPTILAR.”
11 Ocak 1961’den itibaren 10 yıl “Bayram” adıyla kutlanan bu olay, 12 Mart 1971 Muhtırasından sonra “Çalışan Gazeteciler Günü” adıyla anılmaya başlanır.