Süfyan Kızılarslan / Ajans Bizim – CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Biz duygularımız ile değil aklımız ile hareket ediyoruz, önyargılarımız ile değil aklımızla hareket ediyoruz. Kavga ile değil, aklımızla hareket ederek soruları çözmeye çalışıyoruz. Onlar gibi değiliz” dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, “Ayrışmayıp kucaklaşacaklarını, kavga etmeyip barışacaklarını” söyledi.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından bazı satırbaşları şöyle:
“-Her soruna akılcı çözümler ürettiğinizde, kendi içinde barışık bir toplumu inşa etmiş olursunuz. Hedefimiz de bu. Kendi içinde barışık, sorunları olmayan, var olan sorunları akılcı politikalar ile çözen bir siyaset anlayışı. Bu siyaset anlayışını Türkiye’ye getireceğiz.”
“-Nasıl, 6 lider bir arada, birlikteyiz. Birlikte mücadele ediyoruz, birlikte demokrasiyi savunuyoruz. Var olan sorunlara akılcı politikalar ile çözüm üreteceğiz. “
“-Türkiye’yi bir cezaevi olmaktan kesinlikle kurtaracağız, emin olun.’
“-Toplumun her kesiminde sorun var. Bu sorunu çözmeye kararlıyız. Alın teri döken herkesin kazandığı güzel bir ülkeyi inşa edeceğiz. Avantadan para kazananlar değil. Alın teri dökenlerin kazandığı bir Türkiye’yi inşa edeceğiz. Beşli çetelerin değil, alın teri dökenlerin kazandığı bir Türkiye’yi inşa edeceğiz.”
“Türkiye buradan çıkmak zorundadır”
“Tek adam rejimi inşa edildiğinde, ‘Türkiye’nin bütün sorunlarını en kısa sürede çözeceğiz’ dediler. Söz verdiler, meydan meydan gezdiler. Valileri, kaymakamları gezdi. Herkes gezmeye başladı.”
“-Erdoğan geldi ve oturdu. Tek adam rejiminin bugün faturası hepimizin önünde duruyor. En küçüğümüzden, en büyüğümüze kadar. İşçisinden çiftçisine kadar. Memurundan emeklisine, sanayicisinden tüccarına, esnafından serbest çalışanına kadar.”
“-Milyonlarca işsizin farkında olduğu bir gerçek var. Bu rejim bizi mahvetti. Bu rejim artık Türkiye Cumhuriyeti Devleti için bir beka sorunudur. Türkiye buradan çıkmak zorundadır.”
“-Türk lirası değer kaybettiğinde, dış ticaret açığımız azalacak ve cari fazla vereceğiz diyorlardı. 4 yıl içerisinde cari açık tam 4 kat arttı. Söylediklerinin tam tersi oldu. Böylece tek adam rejiminin bütün teorileri çökmüş durumda.”
“Doğalgazın fiyatını neden düşürmüyorsun?”
“-Rusya-Ukrayna savaşından sonra doğalgaz fiyatları yüzde 80 düştü. Dünyada ucuzladı. Erdoğan hiç ses çıkarmıyor. Ama sanıyordu ki Bay Kemal’in dünyadaki gelişmelerden haberi yok. Haberim var ve hemen söyledim. Kardeşim doğalgaz fiyatları dünyada yüzde 80 düştü, sen neden doğalgaz fiyatlarını düşürmüyorsun diye.”
“-Hemen harekete geçtiler, sadece sanayiciler ve doğal gaz santralleri için doğalgaz fiyatını düşürdüler, az düşürdüler. Ama yüzde 12-13 arası düşürdüler. Ama konutlarda, işyerlerinde yok. Oralarda düşürmediler.”
“-Kardeşim doğalgaz fiyatını neden düşürmüyorsun? Dünyada yüzde 80 düştü, sen de yüzde 80 ucuz alıyorsun. O zaman neden milletin sırtına bunu yıkıyor.”
“-Asgari ücrete malum büyük zamlar yaptılar, sözde. Bu zammın enflasyon ile eriyeceğini hepimiz üç aşağı seş yukarı tahmin ediyorduk. Ama bu kadar hızlı eriyeceğini hiç düşünmemiştim.”
“-Net asgari ücret 8 bin 506 lira 80 kuruş. 4 kişilik bir ailenin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım, kültür… Fiyatları toplanıyor ve bunun üzerinden asgari ücret belirleniyor.”
“-Asgari ücret alanların sayısı yaklaşık 5 milyon 400 bin kişi. 5 milyon 400 bin kişi şu anda açlık sınırının altında maaş alıyor. Verdikleri asgari ücret Türk-İş’in belirlediği açlık sınırının altında kaldı.”
“-Gerçekten de alın terinin bu kadar ucuzlatıldığı ve insanların açlık sınırının altında maaş almaya mahkûm edildiği bir tek adam rejimi var.”
“-Bütün asgari ücretli arkadaşlarıma sesleniyorum. Benim görevim iktidar olduğumuzda hiçbir asgari ücretlinin açlık sınırının altında maaş alamayacağı bir düzeni inşa etmek.”
“Demokrasi tarihinde bir ilktir”
“-Ortak Politikalar Mutabakat Metni. Böylesine bizim demokrasi tarihinde bir ilktir. Bunu gurur duyarak ifade etmek istiyorum.”
“-Altı lider bir araya geldik. Altı lider devlet için beka sorunu haline gelen tek adam rejimini değiştirip, bu ülkeye gerçek anlamda demokrasiyi getirmek için bir araya geldik.”
“-Eğer, Cumhuriyet tarihinde altı lider bir araya gelip, 2 bin 300’ün üzerinde var olan sorunlara tek tek çözüm üretiyorsa ve bu çözümü üretirken oybirliği ile yapıyorsa, gönül rahatlığı ile yapıyorsa; Türkiye’nin geleceği aydınlıktır, hiç kimse endişe etmesin.”
“-Yolsuzluklara karşı mücadele burada var. İşsizliği giderme konusunda alınacak politikalar burada var. Türkiye’nin saygınlığını ve itibarını koruyacak dış politikanın nasıl olması gerektiği burada var. Dijitali, bilgiyi, teknolojiyi nasıl yakalayacağız; burada var. Çalınan paraları nasıl alacağız, hepsi burada var.”
“Onlar gibi değiliz”
“-Hiç kimse endişe etmesin. Devleti yeniden inşa edeceğiz. Ahlak üzerine, erdem üzerine, bilgi üzerine, adalet üzerine yeniden inşa edeceğiz.”
“-Dokuz ana başlık, 2 bin 300’den fazla çözüm vaadimiz var. Ortak karar, ortak imza ve oybirliği ile alındı bunların tamamı.”
“-O nedenle diyorum, bizim tarihimizde bir ilktir, demokrasi tarihinde bir ilktir.”
“-Bütün demokrasi tarihi kitabını yazacak olan hocalar bu kitaba atıf yapmadan bir kitap yazamayacaklardır, bunu da herkesin bilmesini isterim.”
“-Biz duygularımız ile değil aklımız ile hareket ediyoruz, ön yargılarımız ile değil aklımızla hareket ediyoruz. Kavga ile değil, aklımızla hareket ederek soruları çözmeye çalışıyoruz. Onlar gibi değiliz.”
“-Onlar malı götürüyorlar, biz herkesin hakkı ve hukukunu teslim etmek için mücadele ediyoruz. Biz bunu yapacağız.”
“-Biz tıka basa dolu hapishaneleri değil hapishanelerinde kimsenin olmadığı bir Türkiye inşa etmek istiyoruz. Herkesin huzur içinde yaşadığı bir Türkiye inşa etmek istiyoruz.”
“Silahların gölgesinde siyaset”
“-Bu beşli çetelerin proje kisvesi altında devlet hazinesinden fazlasıyla götürdükleri paraları, malları onlardan tahsil edeceğim sözünü verdim, 85 milyona. Çünkü o paralar bu ülkenin doğmamış bebeklerinin parasıdır. Onların paraları değildir.”
“-Bu çeteler ile bu savaşı ilan etmeden önce dost meclislerinde çok uyarıldım. ‘Aman başkan onlarla uğraşırsan, o devasa para da seninle uğraşır’ diye telkinlerde bulundular. Mafyası var, bunların paramiliter grupları var. Derinleri var.”
“-Aman başkan dikkatli ol, diyen insanlarla, dostlarla bir araya geldim. Bunların tamamı samimi kaygılardı. Samimi olarak uyarıyorlardı, aman dikkatli ol diye. Tabii ki ben bütün bunları bilerek ve düşünerek yola çıktım.”
“-Ben bilmiyor muydum, bunu söylediğimde bu sürecin ne kadar kirli hale geleceğini; karalama kampanyalarını yapılacağını, tehditlerin artacağını. Silahların gölgesinde siyaset yapmak zorunda kalacağımı ben bilmiyor muydum, elbette biliyordum.”
“-Görüşme talepleri ile geldiklerinde görüşmeyi kabul edersem, bu kirli düzenin hedefi olmayacağımı da gayet iyi biliyordum. Halkımın şunu çok iyi bilmesi ve beni çok iyi anlaması gerekiyor. Bu çetelerin bir kısmı bu saray iktidarından, yani Erdoğan’dan da önce vardı. Onlar da devletin içindeydi, o zaman da devletin içindeydiler. Her gelen iktidarla hizalanmış bunlar. Sürekli bir şeyler değişmiş ama bunlar hep sistemin içinde kalmışlar. Her gelene de yedirmişler.”
“Asla geri adım atmayacağız”
“-Asıl panik ne zaman başladı, biliyor musunuz? Uzman ekiplerim, yani partimizin görevlendirdiği uzman ekiplerimiz; Hazine’den çalınan paranın peşine düştüğü an… O raporlar masama geldiği an korkunç bir paniğe kapıldılar.”
“-Devletin hazinesinden çalınan paranın toplamının 418 milyar dolar olduğunu saptayınca, karalama kampanyaları ve suikast tehditleri gelmeye başladı.”
“-Ben korktum mu, asla. Vız gelir, tırıs geçer. Bay Kemal asla ve asla geri adım atmaz. Kale gibi, sur gibiyiz. Asla ve asla geri adım atmayacağız.”
“-Neleri varsa, her şeyleri ile gelsinler. Asla ve asla geri adım atmayacağız, bir milim bile geri adım atmayacağız.”
“-Şimdi bu vesile ile devletimizin temel kurumlarından birisi olan Sayıştay ve Sayıştay’ın onurlu denetçilerine seslenmek istiyorum.”
“-İktidara geldiğimizde o raporlarınızda, yazdığınız raporlarda; 418 milyar doları görmezsem görevinizi layıkıyla yerine getirmemişsiniz demektir. Açıkça ifade ediyorum. Vallahi de billahi de raporlarda görmezsem, yakarım sizleri.”
Sayıştay’dan randevu
“-Sayıştay’a son bir şans vermek için onlardan randevu talep edeceğim. Gideceğim ve baş başa görüşeceğim. Şimdi konuştuklarımın daha ayrıntılısını onlarla konuşacağım.”
“-Son bir Bay Kemal uyarısı daha yapmak istiyorum. Beytülmale dokunan yanacaktır”
“-Halkıma buradan bu konuyla ilgili bir taahhütte bulunmak istiyorum. Çeteleri temizleme; devlet hazinesinden sülükleri, parazitleri temizleme operasyonum başlamadan önce Ankara’ya dev bir dijital pano kurduracağım. Adı ‘çete-metre’ olacak. Halktan çalınan ve geri aldığımız her doları bu panoda görecek Ankaralılar da bütün Türkiye de. Vatandaştan çalınan 418 milyar doları burada görünceye kadar, o para devletin kasasına girinceye kadar asla ve asla durmayacağım.”
“-Onların Türkiye’deki mal varlıkları; yurt dışına kaçırdıkları, aile bireylerine transfer ettirdikleri, çaycıya, şoföre gizlettikleri her kuruşun ama her kuruşun peşine düşeceğim. Mal Varlıklarının Geri Alınması Ofisi kuruyoruz, bunu boşuna kurmuyoruz.”
“Ben Kemal, geliyorum”
“-Söz veriyorum. Kediye ve köpeğe aldıkları tasmalara, beytülmalden para harcanmışsa onu bile geri alacağım.”
“-Ben bunu söyleyince trollerine hemen şunu yazdırtıyorlar: ‘Hani sen helalleşecektin, nedir bu’ diyorlar. Benim helalleşeceğim haksızlık yapılanlardır. Kime haksızlık yapıldıysa… Bir kişiye haksızlık yaptıysa onunla helalleşeceğim.”
“-Dolayısıyla Roboski, Ali İsmail Korkmaz’ın ailesi, Soma ile helalleşeceğiz. Başı kapalı kızlarımıza haksızlık yapıldığı için biz o dönemde suskun kaldığımızdan dolayı onlarla da helalleşeceğiz. Liste uzun…”
“-Bizim arsız ve hırsıza muamelemiz çok açık ve nettir. Vuracağız neşteri, alacağız devlet malını geriye.”
“-Seçimin ertesi gününde onların telefonu acı acı çalacak. Açtıkları telefonda bir ses duyacaklar: Ben Kemal, geliyorum.”