Ceyhun Ergüven / Ajans Bizim – Kısa süre önce yayınlanan bir Birlemiş Milletler raporu, dünya genelinde su kaynaklarının “vampirce aşırı tüketilmesi” riskinin arttığı uyarısında bulundu.
Avrupa kıtası, 2018’den bu yana kuraklıkla boğuşuyor. Araştırmacılar, su durumunun artık “çok tehlikeli” hale geldiğini belirtiyor.
Avrupa Birliği Ortak Araştırma Merkezi’nin (JRC) Avrupa’daki kuraklıkla ilgili son raporuna göre, Kuzey İtalya, Fransa ve İspanya’daki durum, insanların ihtiyacı, tarım ve enerji üretimi için su temini konusunda endişelere yol açıyor.
Raporda, Avrupa ve Akdeniz bölgesinin bu yıl da aşırı kurak bir yaz geçirebileceğine dikkat çekiyor.
Fransa’da rekor
Fransa, 20 Şubat günü, 32 gün üst üste yağmursuz kalarak bir rekor kırdı ve son 60 yılın en kurak kışını yaşadı.
Alpler, Pireneler ve diğer Fransız sıradağlarındaki kar yağışı da bu yıl normalden çok daha düşük kaldı.
Nehirleri ve su havzalarını beslemek için gerekli olan bu yağışlar, yılın geri kalanı için endişe yaratıyor.
Neredeyse tüm Fransız vilayetleri, 2022 yılında su kısıtlamalarından etkilendi ve 700 yerleşim birimi içme suyu kaynaklarında zorluklara maruz kaldı. Bu yıl, birçok yetkili şimdiden bazı kısıtlamaları uygulamaya koydu.
Fransa Çevre Bakanı Christophe Béchu, hükümetin bir “kuraklıkla mücadele” planı üzerinde çalıştığını açıkladı. Bakan, kişi başına günlük 150 litre olan ortalama su tüketiminin sürdürülemez olduğunu söyledi ve tüm endüstrileri tüketimi azaltmaya çağırdı.
Fransa’nın düşündüğü çözümlerden biri de daha fazla atık suyun geri dönüştürülmesi. Ülkedeki 33 bin atık su arıtma tesisinden sadece 77’si şu anda geri dönüşüm arıtma sistemiyle donatılmış durumda.
Béchu’ye göre, tüketimi azaltmaya yönelik her plan atık su arıtımını hızlandırmayı da içermelidir. Bakan, valileri bu yıl yerel çapta su kısıtlamaları uygulamaktan çekinmemeye çağırdı.
İspanya
İspanya Meteoroloji Kurumu Aemet de İspanya’nın kuzeydoğusunda kuraklığın olağanüstü boyutlara ulaştığını bildirdi. Bu durum, son üç yıldaki yüksek sıcaklıklar ve düşük seviyedeki yağışlardan kaynaklanıyor.
Barselona bölgesinde yaşayan altı milyon kişinin içme suyu temini de tehdit altında bulunuyor. Sau su havzasında toplam kapasitenin ancak yüzde 9’u dolu durumda. Yetkililer, buradaki balıkları başka yerlere taşıma kararı aldı.
Kalan suyun içilemez hale gelmesini önlemek için de mevcut su bölgedeki başka bir havzaya yönlendirildi.
Ocak 2022’den bu yana tüm İspanya kuraklıktan etkilenirken, Katalonya’daki durum daha da kritik. Bölgedeki rezervuarlarda su seviyesi ortalamanın çok altında. Tarım ve sanayide kısıtlamalar uygulanırken, bölge sakinlerinin içme suyunu araba yıkamak ya da yüzme havuzlarını doldurmak için kullanması engelleniyor.
İtalya
İtalya, su kriziyle mücadele için 8 milyar avroluk bir plan hazırlığı peşinde.
İtalya, geçen yılki kuraklıktan en çok etkilenen Avrupa ülkelerinden biri oldu ve hükümet beş bölgede olağanüstü hal ilan etti.
Po nehri havzası, 2022 yılında son 70 yılın en kötü ciddî kuraklığını yaşadı ve su sıkıntısı tarımdan yeşil enerji üretimine kadar her şeyi etkiledi.
Lombardiya ve Piemonte gibi kuraklığa eğilimli bölgelerde yaşayan milyonlarca insan, kurak geçen bir kışın ardından bu yıl daha fazla kısıtlamayla karşı karşıya kalabilir. Ülkenin kuzeyindeki Garda Gölü çoktan kurudu ve Venedik’in ünlü kanallarındaki düşük su seviyesi teknelerin geçişini imkânsız hale getirdi.
Ancak tek sorun yağış azlığı ve sıcaklık değil.
Su kaybı yüksek
İtalyan Ulusal İstatistik Enstitüsüne (ISTAT) göre, su kemerleri 2020 yılında taşıdıkları suyun yüzde 42’sini kaybetti.
Bu, şimdiye kadar kaydedilen en yüksek oran. Her dört şehirden biri sızıntılar nedeniyle suyunun yüzde 55’inden fazlasını kaybetti ve yedi bölgeden beşinde bu sızıntılar daha da kötüye gidiyor.
İtalya’da geçen yıl yaşanan eşi benzeri görülmemiş acil durumdan sonra mevcut suyun israf edilmesi göze alınamaz.
Başbakan Giorgia Meloni, “su için ulusal bir plan” hazırlandığını söyledi. Plan, altyapı iyileştirmelerini ve kaynakları koruma ihtiyacı konusunda farkındalık yaratmaya yönelik bir kampanyayı içerecek.
Çevre Bakanı Gilberto Pichetto Fratin’e göre, hükümet, ülkenin su kriziyle başa çıkmasına yardımcı olmak için 7,8 milyar avroluk bir paket hazırlıyor.
İsviçre hükümetine ‘iklim değişikliği’ davası
Öte yandan, 2,000’den fazla kadın, iklim değişikliği politikasının yaşam ve sağlık haklarını ihlal ettiği iddiasıyla İsviçre hükümetini mahkemeye veriyor.
Dava, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) iklim değişikliğinin insan hakları üzerindeki etkisine ilişkin bir davayı ilk kez görüşecek olması. Dava, İsviçre mahkemelerinde altı yıl süren başarısız mücadelelerin ardından geldi.
İsviçre’de sıcaklıklar küresel ortalamadan daha hızlı artıyor ve giderek daha sık sıcak hava dalgaları yaşanıyor.
BBC’nin haberine göre, aş ortalaması 73 olan İsviçreli kadınlar, iklim değişikliğinin insan haklarını, sağlıklarını ve hatta yaşamlarını riske attığını söylüyor. Mahkemeye sundukları kanıtlar arasında tıbbi kayıtları da yer alıyor.
AİHM’den İsviçre’nin sera gazı emisyonlarını azaltmak için daha fazla çalışmasını istiyorlar.
İsviçre hükümeti iklim değişikliğinin sağlığı etkileyebileceğini inkar etmiyor – ancak bunun özellikle yaşlı kadınların sağlığıyla ilişkilendirilemeyeceğini savunuyor.
Kadınlar başarılı olursa, dava Avrupa mahkemesinin 46 üye ülkesinin her biri için emsal oluşturabilir.