Depreme dayanıklı binalara kavuşmak istiyoruz ya, İstanbul’un her yanındaki şantiye durumuna katlanmamız gerekiyor. Plan, program hak getire. Kırk yıllık 4 katlı binalar yıkılıyor, 7 katlısı, 20 katlısı, hatta 40 katlısı onların yerlerini alıyor. Fenerbahçe’de birbirini kesen iki sokakta aynı anda tam 5 adet yıkım var. Elbette sadece tozun, toprağın, gürültünün kurbanı değiliz. İmar durumunun da kurbanıyız.
Projelere bakınca görüyoruz ki; kat sayısı aynı olana rastlamak mümkün değil. Hangi projenin hangi özelliği ile imar durumuna etki ettiğini bilmiyoruz. Kadıköy Belediyesi, sadece “ben yapmadım o yaptı” kabilinden, yetkinin Büyükşehir Belediyesi’nde olduğunu söylüyor. Hem de alt perdeden ve sessizce.
Bizden sonraki kuşaklara çirkinleşmiş bir şehir devredeceğimiz neredeyse kesindir. Örneğin Kadıköy’de sokak sokak gezerek bu garabetin görülmesi mümkündür. Birbirlerine yukardan bakan binaların uyumsuzluğu, bestelere konu olmuş semtleri bile artık şarkılarda yaşatamayacaktır. Merhum Münir Nurettin Selçuk’un “Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış’tan” bestesi, artık huzur kalmadığından tarihin sayfalarında yaşayacaktır.
Bir karış yeşil alanı olmayan Şişli’nin, güneşle olan bağı da son bulmaktadır.
Burada tek başına iktidar partisini suçlamanın anlamı yoktur. Zira en büyük destekçileri Sayın Sarıgül’dür. Son yeşil alan ümidi, onun da desteği ile Ali Sami Yen Stadı arsasının betonlaşmasıyla uçup gitmiştir.
Otuz beş yıldır Kadıköy’de oturmaktayım. Anormal imar durumlarına Şişli ve Kadıköy Belediyelerinden itiraz geldiğine ben hiç şahit olmadım. Üstelik Belediye’nin Bağdat Caddesini süslemekten ve Fener Alayı düzenlemekten başka icraatını da görmedim.
Peki o zaman siz ne için varsınız?
Evet Atatürkçüyüz, evet sosyal demokrat eğilimimiz var. Ama size oy verecek motivasyonumuz yok. Bizi sandıktan soğutan sizlersiniz.
Şimdi bu hengâmede, büyük sermaye gruplarının desteklediği Mustafa Sarıgül, Büyükşehir Belediye Başkanlığı için CHP’nin ümidi olmuş. Güler misiniz, ağlar mısınız? Elbette ağlamak lazım.
Muhalefet sadece laf üretmez. İşte Belediyeleriniz var, mademki halkçısınız, halk için bir şeyler üretsenize.
Hiç değilse İl Genel Meclisinde o halkın hakkını savunduğunuzu göstersenize.