BEDRİ BAYKAM’IN “GİZEMLİ SIRLAR”I
Ünlü ressamımız Bedri Baykam, yazı yazmayı da seven biri. Çeşitli yayın organlarında köşeyazarı olarak görüyoruz onu. Romanları bile var. Ama yazılarından zaman zaman bu köşeye aktardığım örneklere bakılırsa dilde çok özenli değil. Nitekim bir süre önce elektronik posta kutuma düşen, daha sonra Odatv’de de gördüğüm “Amerikan ‘komşu kızı’ Taylor Swift” başlıklı yazısı da bu kanımızı güçlendiriyor: Yazıdan bir tümce:
“Bana, bize veya kim bilir belki dünyada 100 milyonlarca başka insana çok standart ve sıkıcı bir çizgide, basit pop şarkılar olarak gelen bir dalganın sanatçısı hakkında, dünyanın en büyük üniversitesi bir kürsü açabiliyorsa, sempozyumlar düzenlenebiliyorsa, yarattığı ekonomik patlamanın etkilerinden söz edebiliyorsa, olağan insanların algılayabildiğinden öte olağandışı, gizemli sırlar içeriyor olabileceğini düşünüyoruz artık.”
Bu upuzun tümcedeki anlatım karışıklığı bir yana, “gizemli sırlar” nitelemesi de hayli sorunlu. Çünkü “giz, gizem, sır” sözcükleri yakın anlamlıdır. Çoğu zaman da birbirinin yerine kullanılır. Dil Derneği’nin sözlüğüne göre “sır”, açığa vurulmak istenmeyen, gizli tutulan şey, yani “giz” demektir. “Gizem” de benzer anlamdadır.
O nedenle böyle bir tümcede “sır” ve “gizem” sözcüklerinin birlikte kullanılması uygun düşmüyor. Olayın “giz” ya da “gizem” içerdiğini vurgulamak yeterli bence.
* * *
YAPMAK YERİNE “GERÇEKLEŞTİRMEK”
Günümüzün yanlış kullanılan sözcüklerinden biri de “gerçekleştirmek”. Neredeyse her etkinlik bu sözcükle anlatılıyor artık.
Sözgelimi 16 Aralık 2023 tarihli BirGün’ün 8. sayfasında yer alan “Adalet Nöbeti için çağrı” başlıklı haberde, TMMOB’nin yapacağı bir basın toplantısı şöyle duyurulmuş:
“Basın açıklaması, İstanbul Karaköy’de bulunan TMMOB Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi önünde saat 16.30’da gerçekleştirilecek.”
“Gerçekleştirmek”, ortaya koymak, eski deyişle “tahakkuk ettirmek”tir. Burada gerçekleştirilen, “tahakkuk ettirilen” değil, “yapılan” bir eylem var. Basın toplantısı / basın açıklaması gibi etkinlikler için “gerçekleştirildi” yerine “yapıldı” denmesi gerektiğinin altını bir kez daha çizelim…
* * *
SÖZÜN ÖZÜ
Sen CHP mitinglerinde “Bir oy Kemal’e, bir oy Meral’e” derken iyiydi de şimdi Özgür Özel İYİ Partililerden oy isteyince “cıvık” mı oldu?
*
Saray rejimi, yerel seçim sonrasında yeniden “Kürt açılımı”na gidileceği söylentisini yayarak Kürt seçmeni umut tacirliği ile kandırmaya çalışıyor!
*
Erdoğan, “Bu benim son seçimim” diyerek İmamoğlu‘nun 31 Mart’taki gerçek rakibinin kendisi olduğunu itiraf etti.
*
“Mülk Allah’ın” ama tapuları Turgut Altınok’a emanet!
*
Son söz: İyilikle kötülüğün karşı karşıya geldiği bir dönemeçteyiz. Yarın seçim sandığına giderken herkes aklını ve vicdanını da yanında götürmeli!
* * *
HAFTANIN NOTU
Duyarlı Bir Okurun Ardından…
Yüzünü hiç görmemiş, elini sıkmamıştım ama kırk yıllık dost gibi bellemiştim adını. Çünkü o bir Türkçe sevdalısıydı. Yakınlarda ölüm haberini alınca şaşırdım. Bir gece ansızın gidivermiş! Bu dünyanın kötülerine ve kötülüklerine daha fazla dayanamamış duyarlı yüreği…
Ferhat Hançer’den söz ediyorum. Emekli bir yazın öğretmeni, çevre savaşımcısı ve yazardı. Ama hepsinin ötesinde saygın bir devrimci, yiğit bir direnişçi idi. Sinop-Gerze’de termik santral kurulmasına karşı 2009-2015 yılları arasında yürütülen direnişin önderlerindendi. “Direniş Günlüğü / Gerze’de Bir Doğa Mücadelesi” adlı belgesel kitabı NotaBene Yayınları’ndan çıkmıştı…
Ferhat Hançer
Ferhat Hançer, BirGün’ün sürekli okurlarındandı. Bize sık sık mektup / ileti gönderir, gazetedeki dil yanlışlarına değinirdi. Yaşarken yer veremediğim son iletisini -onu saygıyla anarak- paylaşmak istiyorum:
“İyi günler Sayın Aşut.
Basında ve yayın dünyasında tanık olduğum dil yanlışları, benim de duyarsız kalmadığım bir konudur. Zamanla dile getiriyorum ve ulaşabildiğim ilgilisine durumu aktarıyorum.
Köşenizde işlenen her ayrıntı, ilgi alanımı kapsadığı için gazeteyi aldığımda ilk okuduğum köşeyazısı oluyor.
Başarı dileklerimle saygılarımı sunuyorum.
Sağlıkla kalın, hoşça kalın…
Ferhat HANÇER”
Yıldızlar yoldaşı olsun!