Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, “Can Kıraç’ın torununa yakalama kararı” haberini yorumladı. Bildirici, “Bu haberleri kaleme alan muhabirlerin kendilerine tek bir soru sormaları gerekiyordu; ‘Can Kıraç’ın istismar suçlaması olayı ile bir ilgisi var mı?” dedi.
Bildirici kişisel web sitesinde yayımladığı yazısında, “Aralarında Hürriyet, Gazete Duvar, Gerçek Gündem, Yeniçağ, Yeni Akit, İnternet Haber, Medyatava, Medyafaresi ve Medyaradar’ın da bulunduğu onlarca internet sitesinde yayımlandı. Haberlerde 18 yaşından küçük şüpheli ve mağdurun isimlerinin kodlanması doğru. Ama suçlanan gençlerden biri için ‘İstanbullu iş insanının torunu olduğu belirtilen’ yazılırken, diğeri için ‘İnan Kıraç’ın ağabeyi Can Kıraç’ın torunu’ denilmiş. Aynı durumdaki iki kişiden birinin adını açık yazıp, diğerinin adını kodlamaya bile gerek duymadan tamamen gizlemenin mantığı olamaz. Can Kıraç aleyhine ayrımcılık yapılmış…” ifadesini kullandı.
Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici’nin “Torun suçlanıyorsa dedeyi zan altında bırakmak niye?” başlıklı yazısı şöyle:
DHA ve TV100’ün önceki gün akşam saatlerinde geçtiği “Can Kıraç’ın torununa yakalama kararı” haberi, aralarında Hürriyet, Gazete Duvar, Gerçek Gündem, Yeniçağ, Yeni Akit, İnternet Haber, Medyatava, Medyafaresi ve Medyaradar’ın da bulunduğu onlarca internet sitesinde yayımlandı.
“İğrenç iddia! Can Kıraç’ın torununa yakalama kararı” ve “ABD’ye giden Can Kıraç’ın torununa yakalama kararı çıkartıldı” gibi başlıklar taşıyan bu haberlerin girişi özetle şöyleydi:
“İzmir’in Çeşme ilçesinde, villada düzenlenen yılbaşı gecesi partisinde, iddiaya göre, İnan Kıraç’ın ağabeyi Can Kıraç’ın torunu C.A.K. ve İstanbullu iş insanının torunu olduğu belirtilen T.K.S., 14 yaşındaki J.K.’ye cinsel istismar ve cinsel tacizde bulundu. Olaydan sonra gözaltına alınan T.K.S. adli kontrol şartıyla serbest kalırken, adresinde yapılan aramada bulunamayan C.A.K.’nin Amerika’ya gittiği tespit edildi. C.A.K. hakkında yakalama kararı çıkarıldı.”
İstismar ile suçlanan C.A.K. gerçekten Can Kıraç’ın torunu mu, hakkındaki suçlamalar ne kadar doğru? Bu bilgiler zamanla netleşecek. Ben bu haberleri habercilik tekniği açısından sorunlu gördüm.
Haberlerde 18 yaşından küçük şüpheli ve mağdurun isimlerinin kodlanması doğru. Ama suçlanan gençlerden biri için “İstanbullu iş insanının torunu olduğu belirtilen” yazılırken, diğeri için “İnan Kıraç’ın ağabeyi Can Kıraç’ın torunu” denilmiş. Aynı durumdaki iki kişiden birinin adını açık yazıp, diğerinin adını kodlamaya bile gerek duymadan tamamen gizlemenin mantığı olamaz. Can Kıraç aleyhine ayrımcılık yapılmış…
“Aleyhine” diyorum, zira bu haberlerin asıl hatası Can Kıraç’ın adının açıkça yazılması, onunla da kalmayıp haberin asli unsuru imiş gibi haberlerin başlığına çıkarılması. Oysa bu haberleri kaleme alan muhabirlerin kendilerine tek bir soru sormaları gerekiyordu; “Can Kıraç’ın istismar suçlaması olayı ile bir ilgisi var mı?”
Çünkü bir haberde suçlanan kişinin yakınlarının adlarından söz edebilmek için o olayla, suçla ilişkisinin olması gerekir. Gerek hukuk ilkeleri gerekse evrensel gazetecilik ilkeleri, “suçun şahsiliği”ni esas alır. Suçla ilişkisi olmayan insanların adları sırf zanlının yakını oldukları için ifşa edilemez, suça karıştırılamaz.
Maalesef bu haberlerde Can Kıraç’ın olayla tek ilgisi torununun adının istismar olayına karışması olarak görünüyor. Torununu koruduğu, kaçmasına yardım ettiği gibi bir bilgi, bir iddia da yok. Yine de torunu şüpheli diye Can Kıraç’ın adı da lekeleniyor; o da suçlanıyor. Gazeteciliğin masum bir kişiyi zan altında bırakmak gibi bir hakkı olamaz…
Masum bir kişi zan altında kalacağına bırakın o haber daha az okunsun…