Son zamanlarda kimi kavramları ve sözcükleri eğip bükme, yumuşatma, anlam yitimine uğratma eğilimi yaygınlık kazanmaya başladı. Basın yayın organları da ayırdında olmadan bu modaya uymuş görünüyor.
Sözcükleri yumuşatma yaklaşımını en çok da kadınlara yönelik cinsel taciz ve saldırı olaylarında görüyoruz. Konuyla ilgili haberlerde “taciz” ve “tecavüz” suçlarını adeta hafifletip bulanıklaştırmak istercesine sıklıkla “istismar” sözcüğünü kullanır olduk. Arapça kökenli “istismar” sözcüğü, “birinin iyi niyetini kötüye kullanma” anlamındadır. Oysa “taciz” ve “tecavüz”, bu tanımın çok ötesinde ağır bir nitelik taşır.
Olguları adlı adınca dillendirmek gerekir. Haber sunumlarında kavramları sulandırırken dolambaçlı anlatımlar da kullanmaya başladık. Epeydir “istismara maruz kalmak” ya da “saldırıya maruz bırakılmak” diye garip söylemler icat edildi. “Saldırıya uğradı” demek varken lafı dolandırıp anlamı böyle bulandırmak niye?
TRT’den emekli okurumuz Birgül Ergev, gazetemizde de bu tür başlıkları görünce Türkçe adına üzülmüş; gönderdiği iletide şöyle diyor:
“Sayın Aşut, gazetenize internetten bakarken bazı başlıklar dikkatimi çekti. Çünkü gene Türkçeye kıyılmıştı. Sayfaların fotoğrafını çektim, size gönderiyorum. ‘Maruz bırakma, bırakılma’ kullanımına sarılmış bazı haberciler! ‘Cinsel saldırıya maruz bırakma suçundan…’ yerine ‘cinsel saldırı suçundan…’ deseler günaha mı girerler? O haberleri yazanlar sizin yazılarınızı okumuyor mı?
Siz bir yazınızda eski TRT’den söz etmişsiniz ya, ben de eski bir TRT çalışanı olarak o günlere gittim. Muhittin abinizle sohbetlerimizi anımsadım. Zor ama gene de güzel günlerdi.
İyi günler diliyorum…”

* * *
TÜMCEDE ANLAM KAYMASI
Esat Koçal adlı okurumuz, Türkçenin tümce yapısını oluşturan öğelerin yerli yerinde kullanılmasının, anlamın doğru algılanması bakımından ne denli önemli olduğunu gazetemizden bir örnekle göstermek istemiş:
“Sevgili Attila Bey, diğer hatalara göre önemli değil belki ama Türkçemizin başka dillerde olmayan esnek (özne, zamir ve fiilin yer değiştirmesine göre anlam farklılığı yaratması) yapısına dikkat edilmediğinde, anlatılmak istenen şeyden çok farklı bir şey ortaya çıkıyor. BirGün gazetesindeki 23 Nisan 2024 tarihli şu habere bakalım:
“Ölen borçlusunun mezarını açıp cesedi yakmaya çalışan kişi serbest bırakıldı”
Haberin bir yerinde, ‘Edinilen bilgiye göre, 8 gün önce Aksaray’da çobanlar tarafından tüfekle vurulmuş halde ölü olarak bulunan Abdullah Köse’nin…’ diye bir ifade geçiyor. Sanki cesedin çobanlarca vurulduğu gibi bir anlam çıkıyor bu ifadeden. Oysa ‘Edinilen bilgiye göre, 8 gün önce Aksaray’da tüfekle vurulmuş halde, çobanlar tarafından bulunan…’ denmesi çok daha doğru olurdu.
Sevgi ve saygılarımla.”
Gerçekten de tümleçleri tümce içinde böyle gelişigüzel sıraladığımızda, çoğu zaman ayırdına varmadan bu tür anlam kaymalarına yol açabiliyoruz.
* * *
HAFTANIN NOTU
HALİT ÇELENK HUKUK ÖDÜLLERİ
Ülkemizdeki tüm devrimcilerin ağabeyi ve savunmanı Halit Çelenk’i 14 yıl önce yıldızlara uğurlamıştık. Çelenk Ailesi, yaşamda ve hukukta devrimci duruşun simgesi olan Halit Çelenk’in anısını yaşatmak, bu yoldaki genç hukukçuları özendirmek ve bilimsel araştırmalara katkıda bulunmak amacıyla 2015 yılından beri birkaç dalda “Halit Çelenk Hukuk Ödülleri” veriyor. Bu yarışma kapsamında toplumsal ilişkilerle hukuk arasında bağlantı kuran yayın, tez ve her türlü çalışma, yetkin bir kurul tarafından değerlendiriliyor.
Yarışmaya 1 Ocak 2022 – 31 Ocak 2025 tarihleri arasında basılmış ya da henüz basılmamış tek yapıtla başvurulabilir. Son başvuru tarihi 1 Mart 2025’tir.
Katılımcılar hukukçu olabileceği gibi başka disiplinlerden de olabilir. Yapıtların hukuk alanıyla bağlantılı olarak bilimsel özgünlük taşıması, akademik yazım ve etik kurallarına uygun olması gerekmektedir. Çalışmanın ödül alması durumunda Halit Çelenk internet sitesinde (www.halitcelenk.org) yayımlanmak üzere yazının beş sayfayı geçmeyecek bir özeti de başvuru sırasında gönderilmelidir. Seçici Kurul şu kişilerden oluşuyor: Prof. Dr. Korkut Boratav, Av. Gürkan Altun, Dr. Öğretim Üyesi İlker Kılıç, Serpil Çelenk Güvenç, Ali Rıza Aydın, Av. Barış Aybay, Av. Özlem Şen, Av. Ümit Altaş.
Ödül töreni, Halit Çelenk’in ölüm yıldönümü olan 5 Mayıs 2025 tarihinde Ankara’da yapılacaktır. Yarışmayla ilgili daha ayrıntılı bilgi, halitcelenkhukukodulu@gmail.com adresinden edinilebilir.