Basın İlan Kurumu 33. Dönem 1. Genel Kurul Toplantısı’nda yeni Yönetim Kurulu ve Denetçiler Kurulu üyeleri seçilmiş.
Yeni dönemde, basın ve internet gazeteciliğinin gelişimine yönelik önemli adımlar atılacağı belirtilmiş.
Açılış konuşmasını yapan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, Basın İlan Kurumu Genel Kurulu’nu bir “vaha” ve “hazine odası” olarak tanımlayarak “Dünyanın hiçbir yerinde bu denli değerli kişileri bir arada görme imkânınız yok” demiş.
Hani biri bana “Şu basın İlan Kurumu ne iş yapar? Yönetim Kurulu ne zaman, nerde, nasıl seçilir, kimlerden teşekkül eder?” diye sorsa inanın bilemem.
Sadece Ulusal ve yerel gazeteleri desteklemek için devlete ait resmi ilanlarını yayın kuruluşlarına servis eder. Bu gazeteler de özel ilan dışında devlet desteği ile ayakta kalmaya çalışırlar.
Haksızlık yapılmaz mı?
Kesinlikle yapılır.
İlanlar yayınlanmak üzere yerel ve genel basın organlarına servis edilirken hükümet yanlısı olup olmadıklarına “dikkatle” bakılır.
Neyse çok derine girmeye gerek yok.
Esas olan bu kurumun Yönetim Kuruluna kimlerin seçildiği konusudur.
Yönetim Kuruluna Cemiyetlerin üye önerdiklerini ve bu üyelerin ya aylık veya her oturum için ücret aldıklarını bilirim.
Neyse ki, 40 yıla yakın süredir Gazeteciler Cemiyeti’nin başkanlığını sürdüren Nazmi Bilgin’in bu yılki Genel Kurulda sarf ettiği sözlerini okuyunca anladım ki bu kurum, kimsenin keşfedemediği (!) düzeyde bir kurum imiş.
Kurul meğer “vaha” imiş…
Kim demiş bunu?
Sayın Bilgin…
Bu kurum daha da neymiş?
“Hazine Odası” imiş.
Tanımlamalar harika , yani birinci sınıf…
Dahası?
Var, var…
“Dünyanın hiçbir yerinde bu denli değerli kişileri bir arada görme imkânınız yok” diye de eklemiş…
Sayın Nazmi Bilgin’i gelin de bu “çok geniş ufuklu” (!) bir gazeteci ve meslektaşımız olduğunu inkâr edin?
Sayın Bilgin kaç yıldır bu kurumda “seçilmiş kurulu üyeliği yapıyor?” diye mi soruyorsunuz…
Hiç önemli değil…
Ama kurul üyeliğine adının yıllardır bildirildiği kesin…
Koskoca başkan…
Adını, kendisi önerse dahi haklı…
Siz Basın İlan Kurumu’nu “Nobel’e aday kurum (!)” olarak önermediğine şükredin.