CHP’de yeni bir hamle mi yapıldı…
Azda olsa “vızıltı”lı itirazlar gelir.
Partide başarı yolunda yeni bir slogan mı bulundu…
Bazı kesimlerden “cılız” da olsa tepkiler gelir.
Peki “yeni vizyon” vermek için harekete geçip, partiyi bir üst lige taşımışsanız, vızıltılar çoğalır.
Şimdi CHP yeni bir aşamaya geçmek üzere…
CHP’li bazı eski siyasetçiler, ya da eskiye takılanlar, entelektüel takımı, monşerler ve muhalif tarafta sipere girenler ve de onları destekleyen bazı yazarlar “neo liberal” vurgusu yaparak modern ekonominin 21. Yüzyıldaki deneyim ve birikimine ya inanmıyorlar ya da pas geçiyorlar.
Üstelik bu takım,1930’larda, İsmet İnönü’nün Altı Ok’da sembolleşen (devletçilik) politikasının, yüzyıl sonra bugün de örnek alınacak bir ekonomik gerçeklik gibi hâlâ “geçerli” olduğunu ve uygulanması gerektiğini savunuyorlar.
Bu eski, köhnemiş takımın inancı bu, yapacak bir şey yok.
Oysa…
1930’larda doktrin ve ülkede uygulanan politikalar, o dönemin koşullarına göre dizayn edilmişti.
Edilmek de zorundaydı.
Burada bir yanlış yok.
1946’dan sonra devlet yönetiminde önemli bir görevler üstlenen İkinci Cumhurbaşkanı rahmetli İnönü, muhalif cephede yer almasına rağmen, sağcı bir partinin (AP) iktidarı döneminde yani, 1965’deki anılarına “Devletçilik bitti” notunu düşmekten kaçınmamıştı…
Yani, yarım asır önce bu gerçeği görmüş, vurgulamıştı İkinci Adam.
Oysa CHP’nin Altı Ok’unda duran “Devletçilik” simgesine, yarım asırdır kimse dokunamıyor…
Ben geçmişte “Önce şu Altı Ok’daki hedefleri (okları) revize edin, önce ‘devletçiyiz’ okunun üzerinde bir daha düşünün, ondan sonra iktidara talip olun” diye yazdığımda kıyamet kopmuştu.
Gelinen nokta ortada.
Kemal Kılıçdaroğlu, yeni kadro ve yeni vizyonu ile “tabu”ları yıkıyor gibi.
“Katı devletçilik” uygulamasının dışına çıkıyor.
Geleceğin ekonomik modelini uygulamaya geçirecek kadroları toparlıyor. Belki de geleceğin ekonomik modeli uygulamasına yeni bir parantez açıyor.
Açıyor da…
Tabii orta veya uzun vadede karşısına “eski kılıç artıkları” çıkmaz ise…
Eğer “Devletçiliği isterük” sesleri duyulmaz ise…
“Atatürk ilke ve devrimleri tek tek elden gidiyor” nidaları yükselmez ise ne âlâ…
Yani önümüzdeki günlerde, AKP’lilerin tahriki sonucu CHP ve ortaklarına karşı çıkabilecek muhalif “çatlak sesler”e hazırlıklı olunmalı.
Oysa, dışardan yararlanılması planlanan 70 kadar teknokrat-vizyoner-ekonomist-liyakatleri uluslararası alanda tescilli bilim-ilim adamları ülkemiz için çok gerekli.
Yatağa aç giren çocukları doyuracak yeni ekonomik model ve uygulamalara acil olarak ihtiyaç var.
“Derhal demokrasi” sistemini uygulamaya koyma zamanı geldi ve geçiyor bile.
“Guguk” haline getirilen sisteme, yeni dönemde gerçekten “İşte hukuk” deme hakkımız var.
Sormak gerek, “Önce adalet” diye neden yürüdü ki “Bay Kemal”?
O halde, “hemen adalet”…
Şu dönem, yeniden “parti içi tartışması” veya “kavga” zamanı değil.
“Koltuk KAPMA” yarışı hiç değil.
Madem “Kral’lı Devlet” e karşısınız…
İşte size “Kurallı Devlet” fırsatı…
NOKTA…
(Devam edecek)