21 Şubat, Birleşmiş Milletler’e bağlı Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) kararıyla 2000 yılından beri tüm dünyada “Uluslararası Anadili Günü” olarak kutlanıyor. Bu etkinliklerin amacı, yeryüzü bahçesinde çiçeklenmiş dillerin çeşitliliği konusunda farkındalık yaratarak dünyadaki kültürel çeşitliliği desteklemek…
Ülkemizdeki kimi eğitim, kültür, sanat kurumları da her 21 Şubat’ta açıklamalar yaparak “Anadili Günü”nü kutluyorlar. Ne var ki günün adı basında çoğu zaman yanlış yazılıyor. Bu yanlış yazımlardan biri de 22 Şubat 2025 tarihli gazetemizde, konuyla ilgili bir haber başlığında yer aldı.

‘Anadilde eğitim hakkı…’ (BirGün, 22 Şubat 2025)
Daha önce de değinmiştik: “Anadil” (Langue mère) ile “anadili” (Langue maternelle) terimleri ayrı kavramlardır. Ne var ki bu iki kavram çoğu kez birbirine karıştırılıyor. “Anadil”, temel dil demektir. Oysa gazetemizin haberinde konu edilen “anadil” değil, “anadili”dir.
“Anadil”, bir ya da birçok dilin türemiş olduğu kökdildir. Yani başka diller türetmiş ve birçok dilin ortak özelliklerini taşıyan dildir. Örneğin Latince ve Türkçe, bu diller arasındadır. Çünkü ikisi de birçok dile kaynaklık etmiştir.
“Anadili” terimi ise, insanın içinde doğup büyüdüğü aile ya da toplum çevresinde ilk öğrendiği dili tanımlar. Dil Derneği’nin Türkçe Sözlük’ündeki tanımıyla söylersek: “İnsanın çocukken anasından, evindekilerden ve soyca bağlı olduğu topluluktan öğrendiği dil.”
Görüldüğü gibi, bu iki dilbilim teriminin yazımındaki tek bir harf değişikliği tüm anlamı değiştiriyor. “Anadil” ile “anadili” kavramlarının karıştırılması ya da birbiri yerine kullanılması, yazımda karmaşaya yol açıyor. Oysa yukarıdaki açıklamalarımızdan da anlaşılıyor ki bu iki kavramın anlamları farklıdır. Dilbilimci Yusuf Çotuksöken Hocamız, salt bu karışıklığı önlemek için “anadil” yerine “kökdil”, “atadil”, “kaynakdil” gibi terimlerin kullanılabileceğini söylüyor. Ancak yerleşik bir terimi değiştirmeye kalkmanın yazımda yeni karışıklıklara yol açabileceğini de düşünmek gerekiyor.
Bir de bu terimlerin ayrı ya da bitişik yazılması sorunu var. Gerçekte olmayan bu sorunu, dilimizin yerleşik yazım biçimini bozarak bileşik sözcükleri ayrı yazmaya başlayan 12 Eylül sonrasının yeni TDK’si yarattı! Kurum’un o tarihteki “İmlâ Kılavuzu” ve Türkçe Sözlük’ünde, bu anlayışın -sözgelimi “ilk bahar” yazımı gibi- en uç örneklerini görebilirsiniz.
“Anadil” ve “anadili” terimleri kavramlaşmıştır, o nedenle bitişik yazılmaları gerekir. Dilimizde “ana” sözcüğüyle türetilmiş pek çok bileşik sözcük vardır: Anayasa, anabellek, anabilim, anacadde, anayol, anadamar, anamal, anapara, anayurt vb. Bileşik sözcük oldukları için bunların hepsini bitişik yazıyoruz. Ama yeni TDK, bir ara “ilkokul” ve “ortaokul” sözcüklerini bile ayırmaya kalktı!
Şimdi de “anadil”i ayırıp “ana dil” diye yazıyorlar! TDK sözlükçüleri kendi çizgilerindeki tutarlılığı sürdürmek istiyorlarsa “anayasa”yı da “ana yasa” diye yazsınlar bari! Öyle ya, “anayasa” da tüm yasaların “anası” değil mi?
* * *
OKURDAN
Dil Duyarlığı
Sayın Aşut,
Dil duyarsızlığı çok yaygın bir görüngüdür. Nedenlerini yazılarınızda çok güzel açıklıyorsunuz. Görüşlerinize katılıyorum. Atatürk’ün önderliğinde gerçekleştirilen en önemli ve en kalıcı devrim, Dil Devrimi’dir. Her türden gericiliğin, özellikle de dinci gericiliğin saldırıları bu nedenledir. CHP’li yerel yönetimlerce de dil ile düşünme, dil ile kültür, dil ile ulus bilinci arasındaki karşılıklı belirlenim ilişkisinin bilinmemesi ya da görmezden gelinmesi bağışlanamaz. Uyarıların dile getirilmesi ve sürekli artırılması çok gereklidir ve zorunludur. Katkılarınız için sağ olun. İyi günler.
Prof. Dr. Onur Bilge KULA
* * *
İNGİLTERE’DEN MEKTUP
Sayın Aşut,
41 yıldır İngiltere’de yaşamakta olan bir vatandaşım. Gerek eski bir muhabir ve gerekse artık emekli bir çevirmen olarak yazılarınızı beğeni ile okuyorum. Bu konuda Sayın Faruk Bildirici‘nin olumlu katkıları da takdire değer…
İnternete şükürler olsun ki Türkiye basınını takip etmekte ve çoğunlukla ıstırap duymaktayım. En rağbet gören köşeyazarları da dahil olmak üzere haber ve yorum yazımları içler acısı!…
Kolay gelsin ve selamlar.
Hikmet PALA