Mustafa Kemal, 25 Nisan 1915’de Çanakkale Savaşlarında inisiyatif kullanarak, saldırıya geçen İtilaf Devletleri güçlerini, başında bulunduğu 19. Tümenle durdurup Arıburnu sahiline püskürttüğünde, bu topraklar, bir liderin yükselişine tanıklık etmeye başlıyordu.
Safa Tekeli / Ajans Bizim – Mustafa Kemal, 25 Nisan 1915’de Çanakkale Savaşlarında inisiyatif kullanarak, saldırıya geçen İtilaf Devletleri güçlerini, başında bulunduğu 19. Tümenle durdurup Arıburnu sahiline püskürttüğünde, bu topraklar, bir liderin yükselişine tanıklık etmeye başlıyordu.
İtilaf Devletleri, 18 Mart 1915’de donanmasının Çanakkale Boğazı’nda uğradığı yenilginin ardından; 25 Nisan 1915 saat 04.30’da Gelibolu ve Çanakkale yarımadalarının Arıburnu, Seddülbahir ve Kumkale gibi yerlerine 308 savaş ve nakliye gemisiyle çıkarma girişiminde bulundu. 71’inci Alay Komutanı, durumu 19. Tümen Komutanı Mustafa Kemal’e bildirince, Ordu komutanı Saros’ta olduğundan, Mustafa Kemal, emir beklemeksizin birliklerini harekete geçirdi ve Arıburnu’na çıkıp yarımadanın en kritik tepesi olan Kocaçimen’de ilerleyen Anzak Kolordusuna karşı harekât başlattı. Eğer bu harekât başlatılmamış olsaydı; Anzaklar, çevreye egemen tepeleri ele geçirebilir ve belki de savaşı sona erdirebilirdi.
İşte bu an, Mustafa Kemal Atatürk’ün tarih sahnesine çıktığı andı. Mustafa Kemal, 57’nci Alay ile bir dağ bataryasını Kocaçimen Tepe yönünde harekete geçirerek, Kocaçimen Tepe ve Conkbayırı bloğunu kurtardı. Mustafa Kemal, Conkbayırı’nda ilerleyen düşmana karşı 57’nci Alay’ı süngü hücumuna geçirerek; 27’nci ve 57’nci alaylar vasıtasıyla Arıburnu’na çıkan Anzak güçlerini kontrol altına aldı. Boğaz boğaza yapılan çarpışmalarda 57’nci Alay Düztepe’yi, 27’nci Alay da süngü hücumuyla Kanlısırt’ı geri aldı. Mustafa Kemal’in, Anzaklar ilerlerken, geri çekilen Türk birliğini durdurarak düzene sokması ve süngü hücumlarıyla püskürtmesi düşmana darbe indirdi. Anzac birlikleri, donanmalarının ateşi sonucu denize dökülmekten kurtuldular.
Sorumluluk istiyor
Mustafa Kemal, Birinci Dünya Savaşı’na girilmesinden sonra “Birinci saf subayı” olduğu gerekçesiyle ordu içinde ısrarla sorumluluklar istiyordu. Bu ısrar karşısında Enver Paşa ve İttihat ve Terakki Fırkası önde gelenleri, aslında kurulması düşünülen ve Başkomutanlık Genelkurmayında bile varlığı bilinmeyen 19. tümenin komutanlığını verirler. Mustafa Kemal ısrarla aradığı 19. Tümeni Tekirdağ’da kuruluş halinde bulur. Kuruluşunu tamamladığı tümenin karargâhını Maydos’a naklederek, Bigalı köyüne konuşlanır ve Arıburnu, Anafartalar, Ece limanını da içine alan bölgenin sorumluluğunu yüklenir.
Bir liderin doğuşu
Mustafa Kemal Çanakkale’de olumsuz koşullara karşın, eline geçen fırsatı iyi değerlendirmiş; Enver Paşa’nın Sarıkamış’ta uğradığı felaketten sonra Çanakkale’de gerçek bir destan yazmıştı. “Ağızdan ağza yayılan bütün efsaneler gibi onun da adı ve başarıları halk arasında duyulmaya başlamıştı. Korku nedir bilmeyen, ölüme şerbetli olduğu için vücuduna kurşun işlemeyen, başının üstünden İngiliz mermileri kuş gibi uçup giderken yaylım ateşleri arasında yürüyüp geçen Türk savaşçısı masal gibi dillerde geziyordu.”
Ancak, resmî makamlar tarafından bu zafer geçiştirilmek, unutturulmak isteniyordu. Resminin Harp Mecmuası’nın kapağına konulmasına Enver Paşa engel oluyordu: “Başarı askerindir. Şahsı ön plana çıkarmaya gerek yok!”
Şevket Süreyya Aydemir, “Tek Adam”da, Çanakkale Savaşlarında “Millî bilincimiz ve ileriki kötü günlerde sahneye çıkacak bir lidere kavuştuğumuza” işaret ederek, şunları kaydeder: Bu lider ‘irade, karar gücü, dayanma gücü, kararlarında isabet, nefsine inanış ve gerektiği anda sorumluluktan kaçmamak ve onu son haddine kadar kabul etmek’ niteliklerini Çanakkale’de kazandı, denedi ve kullandı.”