MHP Genel Bakanı Devlet Bahçeli, “Aileyi ve kadını güçlendirmek yerine, küresel lobilerin, baskı gruplarının, çıkar odaklarının ve cinsel sapkınlıkların propaganda mecrası haline gelen sözleşmenin feshedilmesi bize göre isabetli ve hayırlı bir gelişmedir” değerlendirmesinde bulundu.
Süfyan Kızılarslan / Ajans Bizim – Bahçeli, partisinin 13. Büyük Kurultayında oluşan MKYK ve MDK’nun ilk toplantısından sonra yazılı açıklama yaptı.
Cumhur İttifakı’nın ”üstlendiği tarihi misyonuyla Türkiye’nin egemenlik haklarına, tarihi çıkarlarına, beka ve güvenlik hassasiyetlerine” sahip çıktığını ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:
”Dış baskılara ilave olarak gelişen ve genişleyen iç dayatmalar milletimizin şaşmaz ve sağlam iradesiyle boşa çıkarılmaktadır. Bir süredir, feshedilen İstanbul Sözleşmesi bahanesiyle Türkiye’yi karalama, devamlı kötüleme, hatta bir plan dahilinde toplumsal huzursuzluk sarmalını tetikleyip tırmandırma amaç ve arayışlarında yoğunluk gözlenmektedir. İstanbul Sözleşmesi hakkında derli toplu fikir sahibi olmayan kişi ya da kesimlerin bir kaşık suda fırtına koparma gayretkeşlikleri hem sorumsuzluk, hem de maksatlıdır. Uluslararası sözleşmelerin onay ve yürürlük süreçlerinin nasıl işleyeceği bellidir, usulü bilinmektedir.
Bu kapsamda ülkemizin uluslararası sözleşmelere katılımını TBMM onaylarken, hükümet bu onayı bir kararla yürürlüğe koymaktadır. Uluslararası sözleşme hükümlerinin durdurulması, feshi veya sona erdirilmesi Cumhurbaşkanı kararıyla mümkündür.”
”Sapkınlıkların propaganda mecrası”
Bahçeli, 2012 yılında İstanbul Sözleşmesi’nin kabulüne Meclis’te grubu bulunan partilerin destek verdiğini hatırlattığı açıklamasında, şu değerlendirmelerde bulundu:
”Zaman içinde bahse konu sözleşmenin milli ve manevi yapımızla çelişen uygulama sonuçları kaygı verici düzeyde artış göstermiştir. Aileyi ve kadını güçlendirmek yerine, küresel lobilerin, baskı gruplarının, çıkar odaklarının ve cinsel sapkınlıkların propaganda mecrası haline gelen sözleşmenin feshedilmesi bize göre isabetli ve hayırlı bir gelişmedir.
Milli ve manevi değerlerimizi yozlaştıran her türlü akım, düşünce, niyet, eğilim ve sözleşme metnine karşı hazırlıklı olmak, tedbir ve önlem almak tarihi önemdedir. İstanbul Sözleşmesi kılıfı altında toplumsal bünyemizi zehirleyen söylem, eylem ve hedeflerin tehlikeli seviyelere ulaştığını görmek lazımdır.
Bir başka altı çizilmesi gereken husus da şudur: Avrupa Birliği üyesi altı ülke mezkûr sözleşmeyi imzalamasına rağmen yürürlüğe koymamıştır. İstanbul Sözleşmesi’nin feshini kadın haklarında kayıp olarak görenler, bu suretle kadına yönelik şiddet vakalarını teşvik edeceğini ima, hatta iddia edenler Türk milletinin binlerce yıllık kültür ve medeniyet müktesebatını hiçe sayan aymazlardır.”
Bahçeli, ”Başta CHP olmak üzere, bazı muhalefet partilerinin yeni bir istismar sayfası açma teşebbüsü” içinde olduğunu ifade ederek ülke gündeminin ”boş yere meşgul edildiği” görüşünü dile getirdi.
Bazı partilerin ”dış kaynaklı talimat ve telkinle Türkiye’ye karşı muhalefet bloğunda mevzilendiğini” öne süren Bahçeli, ”Muhalefet partileri bugünkü şartlarda dış güçlerin muhbir ve muhabir partilerine dönüşmüştür. CHP’nin, HDP’nin, İP’in, DEVA’nın ve Gelecek Partisi’nin durumu aynısıyla budur” dedi.
AB’nin yeni pozisyonu
Bahçeli, AB zirvesinde çıkan sonuçlara da değinerek, açıklamasında şunlara yer verdi:
”Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin, Türkiye’nin işleyen yargı sürecine küstahça karışıp terörist Demirtaş’ın derhal salıverilmesini ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu çerçevedeki kararının Haziran ayına kadar uygulanmasını istemesi bir yanda saygısızlık diğer yanda da iç muhalefete bir nevi destektir.
Ayrıca, AB’nin ülkemizle ilgili yeni pozisyonu iyi yorumlanmalıdır. Brüksel’de video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen iki günlük AB Liderler Zirvesi’nin ilk gününde, AB’nin Türkiye ile işbirliğini geliştirmeye hazır olduğu mesajı en azından sağduyulu ve dengeli bir açıklama olarak kaydedilmelidir.
Niyet beyanının Haziran ayında somut adımlara dönüşmesi köklü ve kalıcı diyaloglara yeni bir soluk getirecektir. Karşılıklı hak ve çıkarlarla egemenlik kazanımlarına saygılı bir şekilde AB ile ilişkilerin makul ve beklentileri karşılayacak bir seviyede olması küresel barış ve huzura katkı verecektir.”
Yeni MYK’da görev dağılımı
MHP MYK’da yeni yönetimin görev dağılımı şu şekilde yapıldı:
1. Teşkilat İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığına Edip Semih Yalçın;
2. Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığına Feti Yıldız;
3. Siyasi İşler, Parlamento ve Hükümet İle İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kalaycı;
4. Ekonomik ve Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığına İsmail Faruk Aksu;
5. Medya, Tanıtım ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığına İsmail Özdemir;
6. Mali İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığına Mevlüt Karakaya;
7. Türk Dünyası ve Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığına Kâmil Aydın;
8. Araştırma-Strateji Geliştirmeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığına İzzet Ulvi Yönter;
9. Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığına Sadir Durmaz;
10. Aile, Kadın ve Yan Kuruluşlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığına Pelin Yılık;
11. Mesleki ve Sivil Toplum Kuruluşları İle İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığına Yaşar Yıldırım;
12. Parti İçi Eğitim, Siyaset ve Liderlik Okulundan Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığına Filiz Kılıç;
13. Parti Genel Sekreterliğine İsmet Büyükataman;
14. İdari, Mali ve Teknik İşlerden Sorumlu, Genel Sekreter Yardımcılığına Tamer Osmanağaoğlu;
15. Siyasi ve Sosyal İşler İle Protokol İşlerinden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcılığına Bahadır Bumin Özarslan;