Yıllar önce, basında tekelleşmenin tehlikelerini anlatabilmek için başka ülkeleri örnek verirdi, sevgili hocam Korkmaz Alemdar, 70’li yılların sonlarıydı. Oturup hesaplamıştık Cumhuriyet’in Ankara bürosunda, Sofu Tuğrul, Azmi Özgür ve Vural Saygılı’yla birlikte, tek bir gazetenin kaç lira maliyetinin olduğunu. Bir tek gazetenin, Cumhuriyet’in, hiç reklam almadan sattığı gazetenin kârıyla ayakta durduğunu görmüştük. İlk darbe Turgut Özal’dan geldi. 24 Ocak kararlarıyla, gazete kâğıdına uygulanan sübvansiyon kaldırıldı. Artık reklam geliri olmadan hiçbir gazete ayakta duramayacaktı. Rutin sabah toplantılarından birinin sonunda Vural Saygılı “Uğur’un yazısını girmesek mi acaba? Ziraat Bankası’nın tam sayfa ilanı var bugün” diyerek kaygısını dile getirdi. Söz konusu yazı, hatırladığım kadarıyla bir yolsuzlukla ilgiliydi ve Ziraat Bankası’nın adı geçiyordu. Uğur Mumcu’nun yazısının böyle bir nedenle yayınlanmaması düşünülemezdi bile. O tarihlerde, gazete sahipleri gazeteciydi, “işadamı” değil. Sonraları, ekonomik koşulların da baskısıyla, artık gazetecilerin gazete sahibi olma şansı kalmadı. Önce gazeteleri satın alarak basın dünyasına giren işadamları, televizyon kanallarına da el atarak medya imparatoru oldular. Gazeteler, gazete bürolarında değil, “tower”larda, “plaza”larda hazırlanıyor bugün, giderlerse astronomik. Bu giderleri gazete satarak karşılamak olanaksız, elinize aldığınız gazetenin her milimetresi milyarlar değerinde. Bu da reklam verenleri el üzerinde tutmak, ne isterlerse yapmak zorunda olmak demek!
İnternetin yaygınlaşması, maliyetlerin bir gazeteninkiyle kıyaslanamayacak kadar düşük olması, haberleri, yorumları medya imparatorluklarının yanlı yayın organlarından izlemek istemeyenlere olduğu gibi plazalarda yeri olmayan gazetecilere de biraz olsun nefes aldırdı. En çok izlenen web sayfaları haber sitelerine ait. Haber portallarının sıralamasında ise haber ajanslarına üye, meslek ilkelerine bağlı, İMD (İnternet Medyası Derneği) üyesi olanlar önde. İMD’nin kurulmasıyla, henüz çok yeni ve sınırları, kuralları belirlenmemiş olan internet haberciliği, bir meslek örgütüne kavuşmuş oldu. Bu oluşum, beraberinde haber portallarına güveni de getirdi.
Giderler düşük ama emek verenlerin gerçekten çok büyük fedakârlıklara katlanmaları gerekiyor. Teknik aksaklıklar zaman zaman hem bizleri hem bu sayfaların okuyucularını canından bezdiriyor. Yazılarımızı zamanında yenileyemediğimiz çok oluyor. Bütün zorluklara karşın, bu portallar basında tekelleşmeye karşı açılmış bir isyan bayrağı adeta bizler için. Büyük reklam gelirlerine ihtiyacımız yok. Bu sayfalarda asla “filancanın yazısı elimize ulaşmadığından yayınlayamıyoruz” yalanını göremezsiniz. Zaman zaman yaşadığımız teknik aksaklıkları anlayışla karşıladığınızı biliyoruz. Özgür basının günümüz koşullarında ancak internet ortamında ve sizlerin desteğiyle yaşaması mümkün. Kupon veremiyoruz, tabak satarak yanında bedava gazete dağıtmayacak kadar onurluyuz. Mesleğimize saygımız, kalemini kıran ama asla satmayan ustalarımıza borcumuz var. Okunduğumuzu, izlendiğimizi bilmek bizlere yetiyor. Gerek grafik gerek içerik olarak daha doyurucu bir Haberbiz hazırlamamızda olumlu/olumsuz eleştirileriniz bizim en büyük yardımcımız. Desteğiniz için teşekkür ediyoruz.