Süfyan Kızılarslan / Ajans Bizim – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, gıdanın stratejik öneme sahip hale geldiğini ve gıdaya erişimin zorlaştığını belirterek, “Tarımını iyi yöneten ülkeler bu süreçten en az zararla çıktı” dedi.
Bayraktar, 16 Ekim Dünya Gıda Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Dünya Gıda Günü’nün bu yıl “su hayattır, su gıda demektir” temasıyla kutlandığını hatırlattı
Dünyada açlıkla mücadelenin devam ettiğini anlata Bayraktar, “Açlığı yok edemediğimiz gerçeğinin yanı sıra bir tarafta da gıda kayıpları ve gıda israfıyla karşı karşıyayız. Dünya çapında tüketicilere sunulan tüm gıdanın yüzde 17’si yaklaşık 1 milyar ton gıda çöpe atılıyor. Çöpe atılan gıda aynı zamanda su kaynaklarının da kaybıdır” dedi.
Bayraktar, şunları kaydetti:
“Dünya gıda günü etkinlikleri, gıdanın önemi konusunda farkındalık oluşturmaya çalışırken, son yıllarda salgın, iklim değişikliği, ekonomik kriz ve savaşlar, gıda üzerinde daha çok etki yarattı. Gıda daha bir stratejik öneme binerken gıdaya erişim zorlaştı. Dünya gıdada farkındalığı salgın, kriz ve savaşların içinde bizzat yaşayarak öğrendi. Parası olduğu halde gıdaya ulaşamayanlar olduğu gibi, pahalıktan gıdaya ulaşamayanlar da oldu. Tarımını iyi yöneten ülkeler bu süreçten en az zararla çıktı.
‘Gıda milliyetçiliği’
Dünyada açlığı bitirme planları süreci uzadı. Çünkü gıda milliyetçiliği ortaya çıktı. Ülkeler gıda stoklamaya başladı. Bu nedenle gıda fiyatlarının daha fazla artması riski gündemden düşmüyor. Önümüzdeki süreç tarım sektörü ve gıda fiyatları açısından önemini koruyacaktır. Gerekli tedbirleri acilen alarak, bu riskleri ülke olarak yönetmek zorundayız. Bunu başaramazsak, üreticimiz de tüketicimiz de bu zor günleri aşamayacaktır.
Ürün maliyetlerindeki artışlar gıda fiyatlarını yükseltiyor. Girdiler pahalı olduğu süreçte gıda fiyatlarındaki artışı durduramayız. Tarımsal üretimin sürdürülebilirliği ve gıda fiyatlarının istikrara kavuşması, üreticinin üretim maliyetinin üzerinde gelir kazanmasıyla olur. Biz bunu sağlamalıyız. Girdilerin üreticilerimize makul fiyatlardan temin edilmesi tüketiciye yansıyarak gıda fiyatlarının azaltılmasında önemli bir rol oynayacaktır.”
Sağlık ve gıda üretimi için temiz su
Bayraktar, hızlı nüfus artışı, kentleşme, ekonomik kalkınma ve iklim değişikliğinin dünyanın su kaynaklarını baskı altına soktuğunu ifade ederek, “Tüm doğal kaynaklar gibi tatlı su da sonsuz değildir. İnsanların beslenebilmesi için yeterli ve güvenilir gıda üretiminin yanı sıra sulama suyuna ve temiz suya olan ihtiyaç da artıyor” dedi.
Tarımda kullanılan suyun diğer sektörlere göre yüksek olduğunu belirten Bayraktar, “Tarıma yönelik küresel su talebinin 2050 yılına kadar yüzde 35 oranında artması bekleniyor. Sınırlı su kaynaklarının tüm sektörlerde çevreyle uyumlu bir şekilde etkin kullanılması gerekiyor” uyarısında bulundu.
Gerekli yatırımlar yapılmalı
Bayraktar, şunları kaydetti:
“Ülkemizde ekonomik olarak sulanabilir alan 8,5 milyon hektar olup, 6,96 milyon hektar alan sulamaya açıldı. Sulamaya açılan alanda artış olmakla birlikte 1,54 milyon hektar alanda sulama altyapısı tamamlanmadı. Ekonomik nedenler, su kaynağı ve tesis yetersizliği, topoğrafya yetersizliği, arazinin parçalı olması gibi nedenlerden dolayı tarım alanları yeterince sulanamıyor. Ancak sulama altyapısı tamamlanmamış tarım arazilerinin suya kavuşturulması gıda güvenliğimiz için oldukça önemlidir.
Ülkemizin gıda güvencesinin sağlanması, toplumun, gençlerimizin ve çocuklarımızın sağlıklı ve kaliteli beslenmesi, tarımımızın uluslararası alanda rekabet edebilecek doğrultuda sürdürülebilir bir şekilde gelişebilmesine bağlıdır. Tarım sektörü olmadan sofralarımızda üç öğün tükettiğimiz gıdayı üretemeyiz. Bu nedenle, ülkeyi yönetenlerin tarım sektörüne daima pozitif ayrımcılıkla bakması ve imkânların bu şartlarda sunulması gerekiyor. Tarım sektörünün sorunları çözülmeli, gerekli yatırımlar yapılmalı ve desteklenmelidir.”