Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, hilafet çağrısı yapan ve sanatçı Sezen Aksu’ya hakaret eden Ankara Melike Hatun Camisi imamı Halil Konakçı’ya dair haberlerde, sözlerinin aynen yayımlanmasının yanlış olduğunu söyledi.
Bildirici, kişisel web sitesinde yayımlanan yazısında, “Ancak sosyal medyada çok sayıda kullanıcının paylaşması gibi, haberlerde de İmam Konakçı’nın sözlerini geniş biçimde ve görüntülü olarak yayımlamak yanlıştı. İmam bu sayede görüşlerini tahmin edebileceğinden daha geniş bir çevreye duyurma ve propaganda yapma fırsatı buldu. Haberlerde ve televizyon programlarında sözlerini özetlemek, kısaca ne dediğini aktarmak yeterliydi.” ifadelerine yer verdi.
Faruk Bildirici’nin “Hilafet isteyen laiklik düşmanı imamın haberi böyle mi yapılmalıydı?” başlıklı yazısı şöyle:
Bekleneceği gibi, Cumhuriyet ve Yeni Akit, Ankara Melike Hatun Camisi imamı Halil Konakçı’nın sanatçı Sezen Aksu’ya hakaretler yağdırıp, hilafet çağrısı yapmasını birbirine tamamen zıt başlıklarla duyurdu okurlarına.
Cumhuriyet, “İmamdan skandal konuşma” başlığını koyduğu haberin girişinde “Ankara Melike Hatun Camii İmamı Halil Konakçı, Bursa’da bir camide verdiği vaazda ‘Biz o makamı geri istiyoruz arkadaş. İslam adına istiyoruz’ diyerek hilafet çağrısı yaptı” diyordu.
Yeni Akit ise “Halil Konakçı Hoca, Sezen Aksu’nun hakareti üzerinden Hilafet’in önemini anlattı!” başlığını kullanmıştı. Haberi de “Ankara Melike Hatun Camii İmamı Halil Konakçı, İslami değerlere birbiri ardına yapılan hakaretlere yönelik açıklamalarda bulundu” diye başlıyordu.
Başlık ve giriş cümlelerinden de anlaşılacağı gibi, Cumhuriyet, imam Konakçı’nın sözlerine itiraz ediyor; Yeni Akit ise hilafet çağrısına ve Sezen Aksu’ya hakarete sahip çıkıyor, destekliyordu.
Ama Cumhuriyet ve Yeni Akit’in haberlerinde ortak bir nokta vardı; ikisi de imam Konakçı’nın sözlerini ayrıntılı biçimde aktarmıştı okurlarına. Hatta ikisinde de Konakçı’nın Bursa’daki bir camide verdiği vaazın videosu da eklenmişti. Tek fark, Yeni Akit’teki konuşma metni ve görüntünün biraz daha geniş olmasıydı. Cumhuriyet’te Konakçı’nın sözlerinin Vatikan’dan söz ettiği giriş bölümünün kesilmesiydi.
İnternet siteleri de konuşmayı ayrıntılı yayımladı
Konakçı’nın sözlerine karşı çıkmakla birlikte konuşmasını geniş olarak neredeyse tam metin halinde okurlarına aktaran medya kuruluşu sadece Hürriyet de değildi.
Gerçek Gündem haber sitesinde de “İmamdan skandal hilafet çağrısı: O makamı geri istiyoruz arkadaş” başlıklı haber, Cumhuriyet’tekiyle aynıydı. “Konuşması şöyle” denilip aktarılmıştı Konakçı’nın hilafet çağrısı. Görüntü de eklenmişti haberde.
T24’teki haber de Cumhuriyet’teki haberden çok farklı değildi. T24’te de “Sezen Aksu’yu hedef alan cami imamından hilafet çağrısı: Biz o makamı geri istiyoruz arkadaş” başlığının altında “Çıksın bir şarkıcı parçası Adem Aleyhisselam’a ‘cahil’ diyebilsin diye bu makamı kaldırdılar” spotuna yer verilmişti. Burada da Konakçı’nın konuşması ayrıntılı biçimde aktarılmış, görüntüsü de habere eklenmişti.
Benzer haberler birçok internet sitesinde yayımlanmıştı. Veryansın TV haberi “Sezen Aksu’ya tepki gösteren imam ‘hilafet’ istedi ‘Bunun için çalışacağız” başlığıyla sunarken, TIMETURK, “Halil Konakçı kimdir? Sezen Aksu hakkında ne dedi?” başlığı altında imamın konuşmasının tam metnini yayımlamıştı. Veryansın TV de imamın sözlerinin ayrıntılı vermekle kalmayıp habere video da koymuştu.
Gürsel ve Saymaz’ın programında da yayımlandı
İmam Konakçı’nın laiklik karşıtı çağrısı, gazeteciler Kadri Gürsel ile İsmail Saymaz’ın Halk TV’de sundukları “Konuşmasam Olmaz” adlı programda da konuşuldu. 18 Ocak’taki programda İsmail Saymaz, Elazığ’daki bir cemaat yurdunda kalan Enes Kara adlı gencin intiharının ardından cemaat ve tarikatların denetimi tartışmalarının başladığına dikkat çekti.
Bu intihar nedeniyle siyasi iktidarın da yoğun eleştiri altında kaldığını vurgulayan İsmail Saymaz, bu eleştirilerin Sezen Aksu’nun şarkısındaki “Binmişiz bir alamete gidiyoruz kıyamete / Selam söyleyin o cahil Havva ile Adem’e” sözleri gerekçe yapılarak örtülmek istendiğini söyledi. Saymaz, sözlerini özetle şöyle sürdürdü:
“İlginç biçimde bir ucunda Yeni Şafak, Milli Beka Hareketi, bir ucunda Cübbeli Ahmet ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bulunduğu bir hücum operasyonuna çevrildi. Sezen Aksu üzerinden ‘Vay sen Hz. Adem ve Hz. Havva’ya hakaret ettin diyerek birdenbire dini bir savunma hattı geliştirildi. Buradan olmadık yerlere vardı. Ankara Melike Hatun Camisi imamı Halil Konakçı da Sezen Aksu’nun bu şarkısından hareketle hilafet istediklerini söyledi. İlginç olan İmam Halil Konakçı bu cümleleri devletin bir camiinde ve devletin görevlisi olarak söylüyor.”
Saymaz’ın bu değerlendirmesinin ardından programda İmam Konakçı’nın görüntüsü yayımlandı. Cumhuriyet gazetesi ve diğer sitelerin yayımladığı metin burada da görüntülü olarak izletildi. Ardından Kadri Gürsel de imamın çağrısıyla ilgili eleştirilerini aktardı.
Haber böyle mi yazılmalıydı?
Maalesef çoğu zaman nesnellik ile tarafsızlık karıştırılıyor. Halbuki Raphael Cohen-Almagor’un “İfade, medya ve etik” kitabında belirttiği gibi, “Nefret uyandırıcı ifadelerin nesnel bir şekilde haber yapılması kötü bir fikirdir. Aldatıcı ve yanlış düşüncedir. Medya, başkalarına zarar vermeyi ve demokrasinin belirli kesimlerine karşı ayrımcılık yapmayı amaçlayan yanlış görüşler ve eylemler karşısında ahlaki tarafsızlık gözetmemelidir.”
Ben de aynı düşüncedeyim. Gazeteci, demokrasi, insan hakları, ayrımcılık, nefret söylemi gibi temel değerler söz konusu olduğunda tarafsız kalamaz, kalmamalı. İmam Konakçı da laiklik, demokrasi ve Anayasa karşıtı bir çağrıda bulunuyor; sanatçı Sezen Aksu’ya hakaret ediyor, hedef gösteriyor. O nedenle tarafsız kalmak olmaz; başlıkta “skandal” ya da “hilafet istedi” yazmak yetmez; açıkça tavır alınmalı imamın sözleri aynen aktarılmamalıydı.
İmam Konakçı’nın hilafet çağrısının yanlışlığı ve suç olduğu vurgulanmalıydı. İmam Konakçı, İslama sahip çıkmak konusunda memuru olduğu Diyanet İşleri Başkanlığı’nı bile yok sayıyor, hakkında soruşturma bile açılmıyordu. Bunlar araştırılıp aktarılabilirdi.
Nitekim Sözcü, Birgün gazeteleri sadece Konakçı’nın sözlerini yayımlamak yerine Bursa Barosu’nun suç duyurusunu haber yaptılar. Suç duyurusunda imam Konakçı’nın “halkı Anayasa’nın değiştirilemez hükümlerine ve kanunlara uymamaya çağırdığı, kin ve düşmanlığa teşvik ettiği” savunuluyordu. İlkinde konuşmayı duyurmakla yetinen T24 de bu haberi yayımladı. Kadri Gürsel ve İsmail Saymaz’ın programında da çağrının bu niteliği vurgulandı. Doğru gazetecilik buydu.
Sözlerini aynen yayımlamak yanlıştı
Ancak sosyal medyada çok sayıda kullanıcının paylaşması gibi, haberlerde de İmam Konakçı’nın sözlerini geniş biçimde ve görüntülü olarak yayımlamak yanlıştı. İmam bu sayede görüşlerini tahmin edebileceğinden daha geniş bir çevreye duyurma ve propaganda yapma fırsatı buldu. Haberlerde ve televizyon programlarında sözlerini özetlemek, kısaca ne dediğini aktarmak yeterliydi.
Nasıl ki, bir kişi terör çağrısında bulunduğunda ya da insanları suç işlemeye çağırdığında bunları aynen yayımlamak düşünülemezse, bir sanatçıya hakaret eden, Cumhuriyete, laikliğe, demokrasiye, anayasaya ve yasalara karşı çıkan bir imamın sözleri de olduğu gibi okur ve izleyicilere aktarılmamalıydı.
Uyuşturucu kullanmayı övme, ayrımcılık ve nefret söylemi gibi başka örnekler de verilebilir. Terör eylemleriyle ilgili haber vermek ile terörün propagandasını yapmak gibidir bu. Arada ince bir sınır çizgisi vardır; söylenenleri aynen yansıttığınızda -istemeden de olsa- sınırı aşmış olursunuz.
İmam Konakçı’nın hilafet çağrısı haberlerinde de bu sınır aşıldı. Meslektaşlarımın dikkatini çekmek isterim…