• Hakkımızda
  • Reklam Verin
  • Gizlilik Politikası
  • İletişim
Biz Haberiz
  • Anasayfa
  • Güncel
    • Bilim-Teknoloji
    • Can Dostlarımız
    • Çevre
    • Eğitim
    • İnsan Hakları
    • Kadın
    • Sağlık
    • Tarım
  • Politika
  • Dünya
  • Emek
    • Emek Haberleri
    • Grev
  • Ekonomi
  • Medya
    • Medya
    • Cezaevindeki Gazeteciler
    • Öldürülen Gazeteciler
    • Yitirdiklerimiz
  • Kültür Sanat
  • Yazarlar
    • Ali TARTANOĞLU
    • Attila AŞUT
    • Ayşe ÖZER
    • Banu MERTYÜREK GÜLER
    • Ercüment TUNÇALP
    • Nusret ERTÜRK
    • Orhan AYDIN
    • Rahmi YILDIRIM
    • Saim TOKAÇOĞLU
    • Seda YİĞİT
    • Sezai BAYAR
  • Video
  • Belgeler
    • İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi
    • OHAL – KHK
    • Son Mektuplar
  • Çeviriler
    • Corona Yazıları
No Result
Tüm Sonucu Görüntüle
  • Anasayfa
  • Güncel
    • Bilim-Teknoloji
    • Can Dostlarımız
    • Çevre
    • Eğitim
    • İnsan Hakları
    • Kadın
    • Sağlık
    • Tarım
  • Politika
  • Dünya
  • Emek
    • Emek Haberleri
    • Grev
  • Ekonomi
  • Medya
    • Medya
    • Cezaevindeki Gazeteciler
    • Öldürülen Gazeteciler
    • Yitirdiklerimiz
  • Kültür Sanat
  • Yazarlar
    • Ali TARTANOĞLU
    • Attila AŞUT
    • Ayşe ÖZER
    • Banu MERTYÜREK GÜLER
    • Ercüment TUNÇALP
    • Nusret ERTÜRK
    • Orhan AYDIN
    • Rahmi YILDIRIM
    • Saim TOKAÇOĞLU
    • Seda YİĞİT
    • Sezai BAYAR
  • Video
  • Belgeler
    • İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi
    • OHAL – KHK
    • Son Mektuplar
  • Çeviriler
    • Corona Yazıları
No Result
Tüm Sonucu Görüntüle
Biz Haberiz
No Result
Tüm Sonucu Görüntüle
Anasayfa Yazarlar Coşkun KARTAL

Bilimin de “sivili” iyidir!

Coşkun KARTAL Yazar: Coşkun KARTAL
28/04/2025
Kategori: Coşkun KARTAL, Manşet, Yazarlar
0
0
PAYLAŞIM
33
GÖRÜNTÜLENME
Facebook'da PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsapp'da Paylaş

Türkçede sivil sözcüğü, genellikle “asker olmayan” anlamında kullanılıyor.

Yani, “tek tip” giyinmeyen, görevlerini yerine getirirken mutlak bir emir komuta zincirine bağlı olmayan…

Bir anlamda, “mantıksız” bulduğu üstlerin düşüncelerine itiraz hakkı da olmayan!

İtiraz ettiğinde yaptırımlarla karşılaşabilen, cezalandırılabilen!

Onun için, “asker kafası” gibi, “askerlikte mantık aranmaz” gibi deyimler vardır.

Bu deyimlerin doğru sözler olup olmadığını da askerler dahil kimse sorgulamaz!

Aslında, sivil sözcüğünün kökeni, sanıyorum Fransızca’dan geliyor.

Etimolojik sözlükler, sözcüğün hem vatandaş hem de kentli olmak anlamını taşıdığını yazıyor.

Sivil sözcüğünden türeyen bir de “sivilizasyon” var.

Uygarlık ya da kimilerimizin kullandığı adıyla medeniyet anlamına geliyor.

Buna göre, vatandaş, kentli olarak nitelenen sivil, aynı zamanda “uygar olan insan” anlamında da kullanılıyor.

Uygar olmak, aslında yalnızca vatandaşlık bağı ya da köyde mi kentte mi oturulması ile ilgili bir mesele değildir.

Uygar insan olmak, alınan eğitimle, bu eğitimin kişiliğe yansımasıyla, davranış biçimlerine etkisiyle ölçülür.

Bir kişi, ailesine, çocuklarına nasıl davranıyor, çevresiyle ilişkileri nasıl, sahip olduğu birtakım olanakları değerlendirerek toplum içinde bir statü kazanmış mıdır, bu statüyü başkalarına karşı üstünlük taslama aracı olarak kullanıyor mudur, sözlerini söyleme, bildiklerini aktarma, görüşlerini açıklama “tarzı” nasıldır, statüsünden dolayı kibirli midir…?

Uygar ya da sivil olmanın ölçütleri böylece uzar gider.

Kapsamı geniştir, herkese, her mesleğe, her sosyal duruma, her statüye uzanır.

İnsanın kendisini anlamasını, çevresi ve toplum tarafından nasıl görüldüğünün anlaşılmasını da sağlar.

Tıpkı deprem uzmanı bilim insanlarının deprem günlerindeki hali gibi!

İstanbul’da herkesi paniğe sevk eden 6.2’lik deprem, uygar olmaya da ters düşen pek çok şeyi yeniden hatırlattı.

Öncelikle, felaket günlerinde en büyük toplumsal gereksinimlerden biri olan sağduyudan yoksun davranışlar devreye girdi.

Son deprem, bir yerde hem bazı medya kanalları, hem de “gerçeği dobra dobra söyleyip kendini kanıtlama peşinde” görünen kimi bilim insanları açısından adeta turnusol kâğıdı işlevi gördü!

İş o raddeye geldi ki, süregelen Reyting merakı ya da kendini gösterme çabası yüzünden ortaya garip durumlar çıktı.

Adeta “depremler ya da depremzedeler benim umurumda değil, işin bana olan getirisine bakarım” demek isteyen tuhaf davranış biçimleri egemen oldu.

İnsanları paniğe sürüklemeyi dert etmeyen anlaşılmaz, itici, uygar ya da sivil olmakla ilgisi bulunmayan bir “kibir hali” baş gösterdi.

Bu şekilde davrananların uygar olma anlamını da içeren sivil kişiler olamayacakları anlaşıldı.

En önemlisi de, bilim’i insanlık için kullandığını varsaydığımız bilim insanlarının en azından bir kısmının anti sivil olmakta bir engel görmedikleri ortaya çıktı.

***

Bu yazdıklarım ağır gelebilir, hatta bilim insanlarına düşmanlık diye de nitelenebilir, ancak sosyal medyanın çok çeşitli alanlarında günlerdir dolaşan ve orada söylenenlerin “birazcık abartılmış doğru” olduğunu bildiğimiz bir paylaşıma dikkat çekmek istiyorum:

coskun kartal 29 04 2025

Burada ismi geçen bilim insanları, her halde bilimsel araştırmalarını kendilerince “ciddiyetle ve içtenlikle” yapıyorlardır.

Hepsi araştırma ve çalışmalarını ciddiyetle yapan saygın kişilerdir diye düşünüyorum.

Lakin, çok merak ediyorum.

Acaba bulgularını herhangi bir platformda, örneğin bir üniversitede düzenlenen sempozyum ya da seminerlerde genç meslektaşlarının önünde dile getirip, bir kez tartıştılar mı?

Bu tartışmalar zaman zaman sertleşip, hepsi de profesör unvanı taşıyan bu bilim insanlarından birinin diğerine “yalancı” dediği falan oldu mu?

Kabul ediyorum, bilimsel araştırmalarda tek doğru olmaz!

Araştırmacıların bilgi birikimlerine, düşünce ve değerlendirmelerine, araştırma yöntem ve kaynaklarına göre bulgular çeşitlilik hatta çelişkiler gösterebilir.

Ancak mesele doğrudan milyonlarca insanın canını ilgilendiriyorsa, “beklenen” ama engellenemeyen felaketin, ülkenin en az yüzde 20’lik bölümünü kapsayan bölümünün çöküşü tehlikesiyse, insan biraz daha titizlik, ciddiyet ve umursama bekliyor doğrusu.

Zira, “tehlike falan kalmadı, fayın enerjisi boşaldı; yatın evlerinizde mışıl mışıl uyuyun” sözüyle, “tehlike kapıda, bir an önce İstanbul’u terkedin, canınızı kurtarın!” sözünün bilimsel bulguların olağan çelişkisiyle bağlantısı söz konusu olamaz.

Ya bir “taraf” doğrudan yalan söylüyordur, ya biri diğerini yalancı çıkarmaya çalışıyordur, ya da birisi bu işlerden hiç mi dil anlamıyordur!

Eğer bu ülkenin insanını korku içinde yaşamaya mahkûm etmekten zevk alan psikolojik bir rahatsızlık söz konusu değilse!

Bu arada, hiçbir bilimsel teyit olmadan, insanları paniğe sevk etmeme gibi en temel etik kuralları düşüncesizce ihlal eden bir kısım medya organları sayesinde, bazıları kendinden söz ettirmeyi seven magazin figürleri haline gelmiş kimi bilim insanlarının taraftar grupları bile oluştu!

“Falanca söylediyse doğrudur, mutlaka filancayı dinleyin, dediğini yapın türü” paylaşımlar havalarda uçuşuyor.

Peki ihtiyacımız ne?

Bilimsel çalışmalar, kuşkusuz kendi alanları içinde, hiçbir reklam merakına kapılmadan özveriyle çalışan bilim insanlarımız tarafından ciddiyet ve titizlikle sürdürülmektedir.

Milyonlarca insanın, kendisinin ve yakınlarının canından endişe ettiği bir ortam söz konusu.

Bu tür durumlarda ortalığa fırlayıp, düzgün uyarılar yapanlar dışında birbiriyle ilgisiz değişik savlar ortaya atanların kendilerini gözden geçirmeleri gerek.

Önce insanı umursayan, onun psikolojik durumunu da göz önünde tutarak uyarılarını, açıklamalarını yapan, sağlaması yapılıp başka araştırmacılarınkiyle karşılaştırılmamış bulguları kesin gibi ortaya atmayan bilim insanlarına dönüşmelerine ihtiyacımız var.

Bilim namusu bunu gerektirir.

İhtiyacımız, öncelikle sivil toplum kuruluşu olan meslek örgütlerinin duruma müdahale etmesi, bulguların örneğin jeoloji mühendisleri odası bünyesinde tartışılıp ortak karara varıldıktan sonra kamuoyuna açıklanması gerekiyor.

Hatta daha ileri giderek, oda bünyesinde kabul görmemiş, kamu vicdanını rahatsız eden, panik yaratan açıklamaları yapanların “doğrular açıklanırken” teşhir edilmeleri lazım!

Medyasından bilim dünyasına, sosyal medya platformlarından fısıltı gazetesi yaratıcılarına kadar, uygar anlamında sivil olma etiğine uygun olarak düzelmesi- düzenlenmesi gereken çok şey var.

Tags: bilimdeprem
Önceki Haber

Gazeteci Ceren Kaynak İskit’i kaybettik

Sonraki Haber

Kırmızı et fırsatçıları bıktırdı!

Coşkun KARTAL

Coşkun KARTAL

Benzer Yazılar

Manşet

Trajedi hep bize mi?

16/05/2025
Görsel: Pixabay
Güncel

Konya Kulu’da 5,2 büyüklüğünde deprem

15/05/2025
Gazeteci Furkan Karabay tutuklandı
Manşet

Gazeteci Furkan Karabay tutuklandı

15/05/2025
Cezaevindeki Gazeteciler Listesi
Cezaevindeki Gazeteciler

Cezaevindeki Gazeteciler Listesi

15/05/2025
Erdoğan, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile görüştü
Manşet

Erdoğan, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile görüştü

15/05/2025
Baby Fish’ler kapanıyor; koi balıkları için yaşam alanı aranıyor
Genel

Baby Fish’ler kapanıyor; koi balıkları için yaşam alanı aranıyor

15/05/2025
Sonraki Haber

Kırmızı et fırsatçıları bıktırdı!

Bizi Takip Edin

  • Çok Okunanlar
  • Yorumlar
  • En Son

Sırrı Süreyya Önder bir yıl önce vefat etseydi

08/05/2025
Görsel: Pixabay

Marmara Denizi’nde deprem

13/05/2025

Uğurlar olsun José Mujica

14/05/2025

Tarihi fırsat, Türkiye’nin parçalanması mı?

14/05/2025

Trajedi hep bize mi?

16/05/2025
Görsel: Pixabay

Konya Kulu’da 5,2 büyüklüğünde deprem

15/05/2025
Gazeteci Furkan Karabay tutuklandı

Gazeteci Furkan Karabay tutuklandı

15/05/2025
Cezaevindeki Gazeteciler Listesi

Cezaevindeki Gazeteciler Listesi

15/05/2025

Son Haberler

Trajedi hep bize mi?

16/05/2025
Görsel: Pixabay

Konya Kulu’da 5,2 büyüklüğünde deprem

15/05/2025
Gazeteci Furkan Karabay tutuklandı

Gazeteci Furkan Karabay tutuklandı

15/05/2025
Cezaevindeki Gazeteciler Listesi

Cezaevindeki Gazeteciler Listesi

15/05/2025
Biz Haberiz

Takip Et

Kategoriye Göre Arayın

  • Ali TARTANOĞLU
  • Attila AŞUT
  • Ayşe ÖZER
  • Banu MERTYÜREK GÜLER
  • Belgeler
  • Bilim-Teknoloji
  • Can Dostlarımız
  • Çeviriler
  • Çevre
  • Cezaevindeki Gazeteciler
  • Corona Yazıları
  • Coşkun KARTAL
  • Dünya
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Emek
  • Ercüment TUNÇALP
  • Genel
  • Grev
  • Güncel
  • İnsan Hak.E.B
  • İnsan Hakları
  • Kadın
  • Kültür Sanat
  • Manşet
  • Medya
  • Nusret ERTÜRK
  • Öldürülen Gazeteciler
  • Orhan AYDIN
  • Politika
  • Rahmi YILDIRIM
  • Sağlık
  • Saim TOKAÇOĞLU
  • Seda YİĞİT
  • Sezai BAYAR
  • Tarım
  • Video
  • Yazarlar
  • Yitirdiklerimiz

Son Haberler

Trajedi hep bize mi?

16/05/2025
Görsel: Pixabay

Konya Kulu’da 5,2 büyüklüğünde deprem

15/05/2025
  • Hakkımızda
  • Reklam Verin
  • Gizlilik Politikası
  • İletişim

© 2024 Biz Haberiz. Tüm Hakları Saklıdır.

No Result
Tüm Sonucu Görüntüle
  • Anasayfa
  • Güncel
    • Bilim-Teknoloji
    • Can Dostlarımız
    • Çevre
    • Eğitim
    • İnsan Hakları
    • Kadın
    • Sağlık
    • Tarım
  • Politika
  • Dünya
  • Emek
    • Emek Haberleri
    • Grev
  • Ekonomi
  • Medya
    • Medya
    • Cezaevindeki Gazeteciler
    • Öldürülen Gazeteciler
    • Yitirdiklerimiz
  • Kültür Sanat
  • Yazarlar
    • Ali TARTANOĞLU
    • Attila AŞUT
    • Ayşe ÖZER
    • Banu MERTYÜREK GÜLER
    • Ercüment TUNÇALP
    • Nusret ERTÜRK
    • Orhan AYDIN
    • Rahmi YILDIRIM
    • Saim TOKAÇOĞLU
    • Seda YİĞİT
    • Sezai BAYAR
  • Video
  • Belgeler
    • İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi
    • OHAL – KHK
    • Son Mektuplar
  • Çeviriler
    • Corona Yazıları

© 2024 Biz Haberiz. Tüm Hakları Saklıdır.

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam