Saim Tokaçoğlu / Bizhaberiz – Dilara Durabi, 17 yaşındayken erkek arkadaşı Emir Hüseyin Sotudeh‘le birlikte babasının kuzeninin evine soygun amacıyla girmişti. Evine girdikleri kadın soygun sırasında bıçaklanarak öldürülmüştü. Dilara‘nın erkek arkadaşı 19 yaşındaydı. İlk ifadesinde babasının kuzenini kendisinin öldürdüğünü söyleyen Dilara, daha sonra erkek arkadaşının “yaşın küçük, seni asmazlar” dediği için cinayeti üstlendiğini itiraf etmişti. Dilara Durabi 2003 yılında idama mahkûm oldu. Olay tarihinde reşit olmadığı için uluslararası örgütler idama engel olmak için kampanyalar başlattılar. Geçen ay Yüksek Mahkeme Dilara Durabi‘nin idam cezasını onaylayınca hüküm kesinleşmiş oldu. İdamı önleyebilecek tek yol, cinayete kurban giden kadının ailesinin tazminat alarak Dilara‘yı affetmesiydi, affetmediler. İran hukukuna göre artık yapılacak bir şey kalmamıştı. 23 yaşındaki Dilara Durabi’nin yaşamı önceki gün darağacında son buldu.
Dilara‘nın avukatı Abdülsamet Hüremşah, narin yapılı bir genç kız olan Dilara‘nın böyle bir cinayeti işlemiş olmasının imkânsız olduğunu ileri sürüyor, “Öte yanda güçlü bir genç adam var” diyerek cinayeti erkek arkadaşının işlemiş olmasının gerektiğini savunuyordu. Hüremşah, “Cinayeti bu genç kız nasıl işlemiş olabilir?” diye soruyordu. Dilara‘nın aleyhinde, kendisinin daha sonra reddettiği ilk ifadesinden başka hiç bir kanıt yoktu. Uluslararası kuruluşlar, Dilara‘nın reşit olmadığı için erkek arkadaşının işlediği cinayeti üstlendiğini ileri sürerek, Dilara‘nın idam edilmemesi için kampanyalar yürüttüler, ama İran’ı etkileyemediler. İranlı yetkililer, avukatına bile haber vermeden, 23 yaşındaki Dilara Durabi‘nin ölüm cezasını infaz ettiler.