MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Manisa Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen “Cumhur Bizim Türkiye Hepimizin” temalı açık hava toplantısında konuşmuş.
Keşke konuşmasaydı…
Konuşmuş işte…
Demek ki, sayın Akşener’in grup toplantısında kendisinin hedef tahtasına konmasını özlemiş.
Peki, konuşmasında neye veya nelere temas etmiş sayın Bahçeli?
Yerel Seçimlere mi?
Hayat pahalılığına mı?
Rahmetli Sinan Ateş’in katil veya katillerine ait bir gelişme olduğuna dair mi?
Merkez Bankası Başkanının istifa nedenleri mi dile getirmiş?
Hiç biri…
Konuşmasında, başrollerini “Azem” karakteriyle Yılmaz Erdoğan ve “Dilber” karakteri ile Hazar Ergüçlü’nün paylaştığı Kanal D’nin dizisi “İnci Tanelerini” hedef almış.
Diziyi, “komplo teorisi” olarak nitelemiş sayın Bahçeli.
Hiç duymamıştık…
Merak ettik bizler de…
Sayın Devlet Bahçeli “teori”yi izah etmek için devamla şunları söylemiş:
“Astronot Alper Gezeravcı kardeşimizin uzaya gittiği, Türkiye’nin başını yükseklere çevirdiği şu dönemde bir dizi-film vasıtasıyla ‘Dilber’ karakterinin servis edilmesi de bir başka örtülemez çelişki ve zamanlama itibarıyla manidar bir komplo emaresi taşımaktadır.”
Bakar mısınız “siyasetçi” eleştirisine?
Türkiye başını yükseklere çevirmiş…
Nasıl?
Astronotumuz Alper Gezeravcı uzaya gitmiş.
Özeti: Türkiye’nin başı göğe ermiş…
2024 Türkiye’sinde, Ocak ayı enflasyonu açıklandı, bu yazıyı kaleme alırken:
TUİK’in enflasyon oranı: yıllık % 64.86, yılık % 6.70
ENAG’ın: enflasyon oranı: yıllık % 129.11, aylık: % 9.28
Gerçekten “başımız göğe ermiş durumda (!).
Aslında benim üzerinde durmak istediğim husus dizideki “Dansöz” meselesi…
“Dansöz’ü canlandıran “Dilber’ karakterinin servis edilmesi de bir başka örtülemez çelişki ve zamanlama itibarıyla manidar bir komplo emaresi taşımaktadır.” cümlesi.
Yani “dansözlük etmeyin” mesajının altını çizmiş sayın Bahçeli…
“Zamanı mıydı?” demek istemiş olmalı…
Diziyi izlemediği de belli.
Konumuz “dizi” değil, “dansöz” meselesi de değil…
Yıllar ötesine, yani gerilere gidelim…
Sayın Bahçeli’nin kalp ameliyatı olmadan önce, yerden yere vurduğu günlerden, AKP iktidarına destek vermeye başladığı günlere gelmemiz gerek bu durumda.
Sayın Erdoğan’ın başbakan olduğu dönemde hayata geçirdiği icraatlarına karşı ağır eleştirileri ve özelleştirme adı altında milli servetin nasıl elden çıkarıldığını diline dolayan MHP Liderinin AKP için sarf ettiği sözleri hâlâ arşivlerde duruyor.
Arşivlerde duran cümleler ve ağır eleştirile “yenilir yutulur” türden de değil.
Bir muhalefet partisi lideri olarak eleştiri tabii ki hakkı ve doğru olan da bu…
Ama ne zaman ki, Meral Akşener ve yandaşları MHP’de bir “huruç” harekâtına başladılar, bu da MHP’nin “fetret” dönemine girmesine yol açtı.
Bahçeli çok zor durumda kaldı kalmasına ama kısa zamanda AKP ve liderine destek vermesi de üç yüz altmış derecelik dönüşüne yol açmış olmalı ki “AKP’yi kayıtsız şartsız” omuzladı.
Bu destek hâlâ devam ediyor.
Üstelik “kayıtsız şartsız” da değil…
“Resmî ortaklık” olmasa da daha ileri seviyede karşılıklı anlayış ve destek şeklinde sürüyor.
Bunu neden hatırlattım.
Sayın Bahçeli’nin, dansözü dolayısıyla diziyi neden eleştirme ihtiyacını neden duyduğu bilinmez ama sosyal bir yarayı, yani bazı gerçekleri ortaya koyma amacı ile yazılmış senaryo ve bunun dizi haline getirilmiş olmasından rahatsız olan iktidara yaranmak için bir çıkış yaptığı belli…
Hele hele “dansöz” lük söz konusu olunca…
Bu noktada “dansöz” ve “dansözlük” kelimeleri MHP ve lideri açısından talihsizlik gibi…
Adama geçmişini hatırlatıp “Esas dansöz kim?” diye sorarlarsa yanıt ne olabilir ki?