Yeni bazı televizyonlar yayın hayatına başladı.
Bunlardan biri de Sözcü TV.
Sözcü Gazetesi’nin sahibi bu kez ekrana taşıdı haberciliği…
Ne kadar başarılı olacağını zaman gösterecek…
Gösterecek de yola çıkarken yapılan hatalar diz boyu…
Gazeteci ve Televizyoncu Yılmaz Özdil’in öncülüğünde iddialı TV’ler arasında yer alması beklenen Sözcü TV ilk günden itibaren büyük umut aşılamıştı seyirci adaylarına…
Özdil, Türkiye’nin en çok okunan yazarlarından olduğu gibi. TV deneyimleri olan ve bunu kanıtlamış biriydi.
Sanırım 6 ay ön hazırlık yaptı Sözcü TV için.
Çok kısa bir “tanıtım” döneminden sonra, Sözcü TV yayına geçti.
Özdil, akşam haberleri programlarında canlı yayında, günün yorumlarıyla daha ilk günden itibaren dikkati çekti.
Kullandığı dil, kıvrak zekâsı ve yılların verdiği birikim ve deneyimlerini ortaya koyan Özdil, reytingleri yukarı çekmeyi daha ilk günden itibaren başardı.
Bir hafta geçmedi…
Ne oldu, nasıl oldu ve kim araya girdi, hiçbir neden ortaya konmadan Özdil, kurumdan ayrıldığını duyurdu.
Televizyonculuk tarihinde yaşanmamış bir tablo.
En kısa süreli bir “kadro harekâtı” gerçekleştirildi.
Ve Özdil, tek bir neden göstermeden hem gazeteden ve hem de Sözcü TV’den ayrıldığını duyurdu.
Bir ay yakın süredir de bu “ esrarengiz” operasyonun içyüzü aydınlanmış değil.
“Faili meçhul cinayet” misali… (!)
Gelelim sonrasına.
İki yıl önce Fox TV’den kendisini “erken emekli” eden Fatih Portakal birden “küllerinden” (!) doğarcasına boy gösterdi.
Sözcü TV’nin başına getirildiği duyuruldu.
Ne vaat edildi, ne paralar saçıldı bilinmez.
Bilinen tek gerçek, Portakal’ın TV geçmişi.
Bir anda yıldızı parlatılan bu arkadaş geçmişte, ortaya koyduğu “gaf”ları, “hata”ları ve ekran kapattıracak sözleri ile dikkat çekmişti.
Rahmetli M. Ali Birand’ın kadrosunda yetiştiği söylenen ama hiçbir başarısı bilinmeyen bu arkadaş baktı ki işler sarpa sarıyor.
Fox’tan ayrıldı.
Kendisini “Erken emekliliğe” sevk ettiğini bildiğimiz narenciye soyadlı arkadaş, günlerdir hem Sözcü TV ekranlarında hem de Sözcü Gazetesinde tam sayfa anonslarla tanıtılıyor.
Adeta Türkiye’nin gelmiş geçmiş en “başarılı” en “yetenekli”, en “popüler” en “baş habercisi” gibi…
Böylesine reklam, böylesine uzun anons dönemi hiç yaşanmış değil.
Dünya boks şampiyonu Muhammed Ali, sanki Türk vatandaşlığını tercih etmiş gibi… (!)
Bakalım bu arkadaş SZC TV’de kaç gün-ay-yıl kalabilecek?
Bekleyip göreceğiz…
Portakalın nasıl sararıp, sulandığını?…