“Kemal beyin yerinde olsam CHP’deki ulusalcıların alayını ihraç ederdim. Sabah Mustafa Balbay’ı dinledim.
Ulan, seni, Tuncay Özkan’ı hapisten kurtarmak için vekil yaptı. Enis Berberoğlu için 450 kilometre yol yürüdü. Bir haset, bir nefret, sanırsın Kılıçdaroğlu babasını öldürmüş. Ulan, AKP’liler bile sizin gibi saldırmıyor.
Belediyeleri kazandırırken iyiydi değil mi?
Asla bir araya gelmeyecek, selamlaşmayan, tokalaşmayan grupları buluşturdu.
Bir empati kültürü oluşturdu. İnsanlar birbirlerini dinlemeye, anlamaya başladılar.
Ekrem dersen, ikinci tur mitinglerini tamamen genel başkanlık kampanyasına dönüştürdü.
Durun lan biraz.
En azından yerel seçimlere kadar sabredin. Kaybederse gider zaten, kazanırsa da ödül olur onun için.
Hak etmedi mi yani?
Yok kardeşim, bu ülkede Alevi’ye oy vermezler. Yıllarca camilerde, kuran kurslarında, tekkelerde, okullarda alevi düşmanı bir Kürt-Türk Sünni güruh yaratırsan, bunların eli Alevi’ye gitmez.”
Yukarıdaki yazıya, içerdiği ve irdelediği konuya gözü kapalı imzamı atarım.
Az bile yazmış.
Kim mi yazmış?
Sevgili arkadaşım, kadim dostum, değerli meslektaşım ve rahmetli Kürt kardeşim Aziz Korkmaz’ın oğlu Cevat Korkmaz yazmış.
Bir zamanlar sahibi olduğu haber ajansı sayesinde Doğu ve Güneydoğu bölgesinde tüm gazetecilere ve ajans muhabirlerine nal toplatmış, yaptığı haber ve röportajlarla sesini yurt dışında duyurmuş, Kürt Kapanı kitabıyla da mesleğinde zirve yapmış biri Cevat Korkmaz.
O, şimdi iş adamı.
Ama medyadan da kopmuş değil.
Son yıllarda politikayı yakından izliyor.
Ve doğru yorumlarıyla da mesleğe katkıda bulunuyor…
Eğer Korkmaz, CHP’ye karşı çıkanların, “köşesiz” gazeteci-politikacıların, kirli çamaşırlarını yakınlarda “faş” ederse şaşmayalım.
Sanırım beklemede…
Ben de bekleyecek ve izleyeceğim.
Demem o ki…
Bay Kemal eski bir bürokrat…
Arkadan politikaya itilmiş ve siyasetin şehvetine kapılmış biri.
Samimi şekilde siyasete soyunan biri…
İyi de etmiş…
Üstelik, CHP çatısı altında, AKP döneminin nice yolsuzluk dosyalarını ortaya çıkarmış ve ana muhalefete katkı sağlamış bir bürokrat…
Bugüne kadar yaptıkları, koşuşturmaları, adalet yürüyüşü ve diğer eylemleri az şeyler mi?
Şu günlerde Kemal Bey’i yalnız bırakmamak lazım.
Tam aksine…
CHP’ye ve özellikle Kemal Bey’e haksızlık yapanların ipliğini pazara çıkarmak gerek.
Bu zor olmasa gerek.
Kemal beyin yıllar önce güvendiği ama sonradan bir işe yaramadıkları anlaşılan eski ve yeni “milletvekili gazeteciler” var ki, hepsi bugünlerde adeta “Konuşan Hemingway…”
Şimdilerde yazı yazan, yorum yapan, partiye katkıda bulunan yok…
Sadece CHP ve Kemal Bey aleyhinde konuşuyorlar…
Ama boş konuşuyorlar.