Prof. Dr. Sadun Aren hocamızı gelin de hatırlamayın.
Rahmet istedi anlaşılan hocamız…
Eğer bugünleri yaşasaydı “Ben ekonomistim” diyen sayın Erdoğan’ı savunduğu fikirlerinden, inandığı “nas” gerekçesinden ve “yüksek faiz enflasyon nedenidir” iddiasından dolayı sınıftan kovardı…
Çok sıkı hocaydı Aren.
“Ekonomiye giriş” dersimizin hocasından 10 üzerinden 6 almak bile büyük başarı sayılırdı.
Sıkı ekonomistti.
İyi ki Prof. Aren’den ekonomi dersi almışız.
Onun sayesinde Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu çok iyi anlayabiliyor ve yorumlayabiliyoruz.
TİP milletvekili olduğu zaman TBMM kulisinde hocamla karşılaşırdım.
O zaman Türkiye’nin ekonomik sorunlarından çok Amerikan’ın Türkiye’de kurduğu üsler gündemdeydi.
Soğuk savaş dönemi, kuzey komşumuz Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (Bugünkü Rusya değil) Amerika’nın Türkiye’deki üsler yüzünden diken üstünde hissederdi kendilerini…
TİP milletvekilleri, başta genel başkan rahmetli Mehmet Ali Aybar olmak üzere, tüm mebuslar Başbakan rahmetli Demirel’e karşı amansız bir muhalefet cephesi oluşturmuştu.
TİP’liler “Amerikan üssü” derken, Demirel “Amerikan tesisleri” diye her seferinde düzeltme gereği duyardı ama doğrusu TİP’lilerin tanımıydı.
Amerikancı Demirel 1965 sonrası yıllarda TİP’ten çektiğini hiç kimseden çekmemişti.
Ekonomi konusunda Sadun Aren, zaman zaman eleştiriler getirirdi ama o yıllar dolar-molar hak getire.
Ekonomimiz o dönemler içe dönük.
Karma ekonomi ve Kota dönemleri
Vs.
TİP’lilerin devamlı Amerikan karşısı söylem ve eylemlerinin devam ettiği bir anda, Hürriyet Gazetesi muhabiri rahmetli Oktay Köse, özel bir habere imza atıyordu.
Haberin içeriği şöyleydi:
Sadun Aren hocamız oturduğu ev dışında, sahip olduğu bir dairesini Amerikalı bir aileye kiraya vermişti.
O sıralarda bir Amerikalıya ev kiralamak herhangi bir kişi veya TİP’li olmayan bir milletvekili için hiç önemli değildi.
Haber bile sayılmazdı bu durum.
Ancak, Amerika düşmanı bir TİP’linin, ideolojisi ile bağdaşmayan böyle bir tabloya neden olması affedilir gibi değildi.
Demirel ve partisi Sadun Hocayı hedef tahtasına koymaktan geri kalmamıştı.
Sadun hocamız Amerikalı aileden anlayış göstermesini isteyerek bu konunun kapanmasını sağladı.
Ama bir daha da siyasete hiç bulaşmadı.
Hocamız, başına gelen bu olayla, “karşıdan yıldırım hızıyla gelen file” çelme takmış gibi oldu sanırım.
Ve üniversiteye dönüp kendi işine yöneldi rahmetli hocamız
Sadun Hocanın eski öğrencileri, ölümünden bu yana haftada bir, onun adına düzenledikleri günde Siyasal Birliği lokalinde buluşmaya hala devam ediyorlar…
“İyi ki ekonomiye giriş dersinde hocamızın öğrencisi olduk” diyorlarmış eski öğrenciler. Bir yandan da “faiz-enflasyon” ilişkisinde “nas”ı savunan sayın Erdoğan’ın kulaklarını çınlatıyorlarmış…