Ajans Bizim – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Emeklilerimize bir defaya mahsus olmak üzere beş bin lira ödeme yapmayı kararlaştırdık” dedi.
Erdoğan, kabine toplantısından sonra yaptığı açıklamada, toplantıda alınan kararları paylaştı ve değerlendirmelerde bulundu.
Ekonomi alanında öngörülen programın takvimi içinde yürütüldüğünü anlatan Erdoğan, OVP’nin açıklandığını, 12. Kalkınma Planı’nın ayrıntılarının önümüzdeki haftalarda kamuoyu ile paylaşılacağını kaydetti.
Erdoğan, şöyle konuştu:
“Küresel ekonomiyle ilgili tahminlerin giderek kötümserleştiği bir dönemde Türkiye bir kez daha kendini farklı bir güzergaha taşımayı başarmıştır. Yaşadığımız enflasyon, daha doğrusu rasyonel olgularla bağlarını tamamen koparmış hayat pahalılığını sıkıntısını çözmek için özgün ve akılcı politikalara dayalı bir yol izliyoruz.
Bu meselenin üstesinden gelmenin hukuki ve idari tedbirler yanında asıl milletçe ve bireyler olarak topyekûn ortaya koyacağımız ahlak, erdem, hak ve hakkaniyet esaslı bir duruştan geçtiği açıktır.
Biz iğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batırarak öncelikle üzerimize düşenleri eksik bir şekilde yerine getirmenin gayreti içindeyiz. Son birkaç yıldır adeta bir histeri halinde süren fiyatlama davranışlarının sonuna gelindiğine inanıyoruz.
Ülkemizi kronik baş ağrısı olan faiz, kur, enflasyon üçgenine sıkıştırma gayretlerini bir kez daha boşa çıkarmakta kararlıyız. Türkiye’ye yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazlayla büyütme esasına dayanan stratejimizden en küçük bir geri adım atmıyoruz. Sadece bu doğrultuda geldiğimiz seviyenin gereği olan yeni yöntemleri, yeni politikaları devreye alıyoruz.”
Erdoğan, küresel ekonomiye ilişkin büyüme tahminleri düşürülürken, Türkiye’ye ilişkin büyüme tahminlerinin yükseltilmesinin doğru yolda gittiklerinin bir göstergesi olduğunu söyledi.
Emekliye 5 bin lira ödeme
Enflasyonun hala yüksek oranlarda seyretmesinin çabalarını sekteye uğrattığının farkında olduklarını anlatan Erdoğan, emeklilere yapılacak ödeme konusunda şunları söyledi:
“Kabine toplantımızda yaptığımız kapsamlı değerlendirmelerin ardından emeklilerimizi rahatlatacak yeni bir karar aldık. Emeklilerimize bir defaya mahsus olmak üzere 5 bin lira ödeme yapmayı kararlaştırdık. Hem emekli olup hem de fiilen çalışmaya devam eden emeklilerimizi bu düzenlemenin dışında bırakıyoruz. Bütçemize toplam maliyeti 61 milyar lirayı geçen bu ödemeler kasım ayının ilk yarısı itibariyle emeklilerimizin hesabına yatırılmış olacaktır. Yılbaşında emeklilerin durumunu tekrar gözden geçirecek, inşallah o zaman da her türlü fedakarlığı sergileyeceğiz.”
Terörle mücadele
Düzenlenen son hava operasyonları konusunda da bilgi veren Erdoğan, “terörü kaynağında kurutma strateji çerçevesinde terörle mücadeleyi önemli ölçüde sınırlar dışında taşındığını” söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu:
“1 Ekim’den bugüne Hava Kuvvetlerimizin harekatları ve ateşle taarruz neticesinde teröristlere ait toplam 194 hedef imha edildi. Operasyonlarımızı sonucunda 162 terörist etkisiz hale getirildi.
Her operasyonumuzda olduğu gibi son harekatta da en büyük sorunu DEAŞ bahanesiyle terör örgütüne destek veren müttefikimizle yaşadık. Bilindiği gibi yıllardır bölgedeki terör örgütleriyle yakın ilişki içinde olan, diğer güçlere biz çağrı yapıyoruz: Bu ülkelerde yapacağımız harekatlarda zarar görmemeleri için bölgedeki askeri ve istihbari unsurlarını teröristlerden uzak tutmalarını istiyoruz. Son harekattan önce de hem Dışişleri hem Milli Savunma bakanlıklarımız hem de MİT Başkanlıklarımız seviyesinde aynı ikazlarda bulunduk.”
Erdoğan, buna rağmen “tatsız ve üzüntü verici bir hadise yaşanmasının engellenemediğini ifade ederek, “Hiç şüphe yok ki bu olay milli hafızamıza kaydedilmiştir ve vakti, saati geldiğinde gereği muhakkak yapılacaktır” dedi.
“Sözlerini tutmadılar”
Erdoğan, şunları kaydetti:
‘Terör örgütüne ve kontrolündeki yerlere daha bir kararlılıkla, daha bir şiddetle ve daha etkili harekatlar düzenlemeye devam edeceğiz. Sınırlarımızda ne tek bir teröristin barınmasına ne de bir terör koridoruna asla müsaade etmeyeceğiz. Esasen müttefiklerimiz bunun sözünü bize verdiler. Ancak bu sözlerini tutmadılar. Terör örgütünün ismini değiştirmeleri, sadece kendilerini kandırmaları anlamına gelmiyor. Başkalarını da kandırıyorlar. PKK’ya SDG demekle Amerika’ya Birleşik Devletler, Büyük Biritanya’ya Birleşik Krallık demekle herhangi bir şey değişmiyor. Dolayısıyla PKK’yı terör örgütü olarak tanıyan her ülkenin bu örgütün farklı isimlerle faaliyet gösteren yapılarını da aynı kapsama alması hem hukuki hem ahlaki bir yükümlülüktür. PKK’nın siyasi uzantısı HDP’nin şu anda cezaevinde bulunan eski genel başkanının ve yönetiminin çağrısı ile bundan tam dokuz yıl önce yaşanan hadiseler bile tek başına böyle bir tavrı gerekli kılar.”
Erdoğan, PKK’yı ve tüm uzantılarını ortadan kaldırmanın Türkiye’nin meşru hakkı olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir gece ansızın gelebiliriz sözünün gereğini her gün, her an yerine getirmeyi sürdüreceğiz. Bu konsept sadece PKK’yla sınırlı değildir, onunla birlikte FETÖ’dan DEAŞ’a ülkemizi hedef alan terör örgütlerinin hepsini kapsamaktadır” dedi.
Ermenistan yönetiminden beklenti
Karabağ’daki sorunun Azerbaycan’ın “kararlı ve cesur mücadelesiyle” sonuca ulaştığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bu tecrübeler ışığında Ermenistan yönetiminden beklentimiz; önümüzdeki dönem de aklın ve hakkaniyetin ışığında barış, güvenlik ve refah odaklı bir politika izlemesidir. Şayet bu şekilde hareket eder, Zengezur koridorunun açılması başta olmak üzere verdiği sözleri tutarsa Ermenistan yönetimiyle ilişkilerimizi adım adım geliştirmeye hazır olduğumuzu tekrar ifade etmek istiyorum.
Erdoğan, İran yönetimine de bölgede barışın ve huzurun kökleşmesini sağlayacak siyasi ve ekonomik adımların yolunu açacak bu tarihî projede birlikte hareket etme çağrısında bulunuyorum.”
“Filistin Devleti kurulmadan… “
Erdoğan, “Mescid-i Aksa’nın mahremiyetine yönelik tecavüzler” ve “uluslararası toplumun Filistinlilere verdiği sözleri yerine getirmemesinin” bölgede yaşananlarda ciddi bir payı olduğunu ifade etti. Erdoğan şöyle konuştu:
“Türkiye olarak bizim bu konudaki tavrımız en başından itibaren nettir, 1949 yılından beri İsrail Devleti’ni tanıyoruz ve kimi zaman kesintiye uğrasa da diplomatik ilişkilerimizi sürdürüyoruz. Bununla birlikte, 1967 sınırlarında Başkenti Kudüs olan coğrafi bütünlüğe sahip, bağımsız, egemen bir Filistin Devleti kurulmadan bölgeye huzur gelmeyeceğine inanıyoruz.
Filistin halkını sürekli taciz ederek, can ve mal güvenliğini hiçe sayarak, evlerine ve arazilerine el koyarak, altyapısını tahrip ederek, kalkınmasına engel olarak bölgedeki sorunun çözülmeyeceği açıktır. Böyle bir yaklaşım sadece derinleşen huzursuzluğun yol açtığı çatışmaların artmasına, her iki tarafın da sürekli kanının dökülmesine, nihayetinde de barış arayışlarının hep hüsranla sonuçlanmasına yol açar. İsrail’in Filistin halkının temel haklarını hiçe sayan yaklaşımı son olayda da görüleceği üzere kendi halkının güvenliğini de tehdit etmektedir.
Biz ne İsrail topraklarında ne Filistin topraklarında tek bir masumun dahi burnunun kanamasına razı olmadığımızı hep söyledik, söylüyoruz, bugün de aynı yerdeyiz, değişen bir şey yok. Bugün, hiçbir ayrım yapmadan, inancına, kökenine bakmadan insanı bu şekilde savunuyoruz.
İsrail güvenlik güçlerinin ve illegal yerleşimcilerin Filistinlilere uyguladığı baskıya, zulme, yargısız infazlara, can ve mal tehdidine de nasıl karşıysak, İsrailli sivillere yönelik rastgele eylemlere de aynı şekilde karşıyız. Hele hele Gazze’nin orantısız hava ve kara saldırıyla yerle yeksan edilmesi, camilerin bombalanması, bu sırada yaşanan masum çocuk, kadın, yaşlı ve sivil ölümleri asla kabul edilemez bir durumdur. İsrail şehirlerine yönelik eylemlerde benzer manzaralar ortaya çıkmışsa, bunları da kesinlikle tasvip etmiyoruz. Her şeyin olduğu gibi savaşın da bir adabı ve ahlakı vardır, tüm taraflar buna riayet etmekte mükelleftir. Altını çizerek hep ifade ettiğimiz gibi; adil bir barışın kaybedeni olmaz. Bir şiddet sarmalına girilmesi, ilave acıdan başka bir şey getirmez.”
“Arabuluculuğa hazırız”
Bölge ülkelerinin liderleriyle temaslarını artırarak sürdürdüğünü ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
“İsrail yönetiminden Gazze başta olmak üzere Filistin topraklarına yönelik bombardımanlarını, Filistinlilerden de İsrail’deki sivil yerleşimlere yönelik tacizlerini durdurmalarını istiyoruz. Bu itidalli adım, barışa giden yolun kapısını da aralayacaktır. Gün fevri değil, devlet aklıyla, soğukkanlılıkla ve insanlık vicdanıyla hareket etme günüdür. Türkiye olarak tarafların talep etmesi hâlinde esir takası dâhil her türlü arabuluculuğa hazır olduğumuzu belirtmek isterim.”