SİZİN AYASOFYA’DA DERDİNİZ HIRİSTİYANLIKLA HESAPLAŞMAK DEĞİL. ÖYLE OLSA TRUMP, RAHİP BRONSON’U BIRAK DİYİNCE BIRAKMAZDINIZ. MERKEL “HÖÖT” DİYİNCE TÜRK ASILLI ALMAN GAZETECİYİ ANINDA BIRAKMAZDINIZ. SİZİN PAPA’NIN ELİNİ ÖPEN FETHULLAH HOCANIZ GİBİ HIRİSTİYANLIKLA BİR ALIP VEREMEDİĞİNİZ YOK. ATATÜRK’Ü, CUMHURİYETİ YIKMANIZA DESTE OLSUNLAR KAFİ… ZATEN ONLAR DA BAYILA BAYILA DESTEK OLUYOR.
SİZİN AYASOFYA’YI NAMAZA AÇARKEN DERDİNİZ ATATÜRK’LE; CUMHURİYETLE, LAİKLİKLE HESAPLAŞMAK. ZATEN BU MESELEDE AYASOFYA’DA NAMAZ KILINMASININ ANLAMI SEMBOLİK… ASIL ÖNEMLİ OLAN, ATATÜRK’ÜN İMZASI BULUNAN 1934 KARARNAMESİNİ YOK ETMEK…
ETTİNİZ.
DIŞARIDAN BÜYÜK BASKI GÖRÜYORSUNUZ. BU NAMAZ MAMAZ TANTANASI ÇOK SÜRMEZ. RECEP BEY “KESİN ARTIK” DEDİĞİNDE KESİLECEK. KENDİSİ “DIŞARIYI” DA BU SÖYLEMLE İDARE EDİYOR.
AMA ÖZÜ DEĞİŞTİRDİ.
FATİH VAKFIYESİNE BÖYLE ÇARESİZ AMA CANHIRAŞ SAHİP ÇIKIŞ, HIRİSTİYAN DÜNYAYA DEĞİL ATATÜRK’E MEYDAN OKUMA!!!…
Vasiyet, miras hukuku, kapitalist hukukun olmazsa olmazlarından… Üstüne laf söylenmez. Miras bırakanın iradesini mirasçıları, değil devlet çoluğu çocuğu bile değiştiremez. Bu sadece kapitalist hukukun değil, bir noktadan sonra hepsi kapitalizmin silahı haline gelmiş dinlerin de en temel kurallarından…
Evet. Miras hakkı ayni haktır. Zamanaşımına uğramaz.
Bir başka gerçek… Bizzat AKP taifesinin kullandığı deyimle “kılıç hakkı…”
29 Mayıs 1453’ten önce Ayasofya bir Ortodoks Hıristiyan kilisesi. Hem de en önemlilerinden, en büyüklerinden, onlara göre en kutsallarından, niyeyse…
Ama II. Mehmet (Fatih) tarafından fethedilince, “kılıç hakkı” olarak cami haline getirilmiş. Fatih Mehmet bunun için bir vakıf kurmuş. Dikkat. Fatih Ayasofya’yı kendi tapusuna mülk kaydetmemiş, vakfa vermiş. Padişahın vakfı, bir anlamda devlet malı demek… Özel mülk değil. Miras konusu olamaz. Ayasofya, Ayasofya’yı ilk yaptıran Bizans İmparatorunun bile özel mülkü değildi. Bizans-Doğu Roma İmparatorluğu halkından devşirilen paralarla, aynı halkın, tıpkı Mısır piramitlerinin yapımında olduğu gibi tam anlamıyla köle gibi, eze eze kullanılarak yapılmış bir “maalesef” ESER! Üstelik, yine tam anlamıyla bir imparatorluk-imparatorlar kilisesi… Sıradan Bizans halkının kilisesi değil…
Dolayısiyle Ayasofya konusunda miras hukuku değil vakıf hukuku geçerli.
Gelelim 1923’e ve 1934’e… Atatürk liderliğindeki Cumhuriyet yönetimi yanılmıyorsam müzeye dönüştürülmesinden önce 1932’de, Ayasofya’yı Vakıflar Genel Müdürlüğüne Fatih adına kaydettirmiş.
Miras hukuku zaten söz konusu olmadıktan başka, AKP MÜDÜRÜ’nün iddia ettiği gibi vakıf hukukuna da tarihe de ne aykırılık, hele ne ihanet kesinlikle söz konusu değil.
Ne yapılmış? Sadece nasıl kullanılacağı düzenlenmiş. Özelde Türkiye’nin 30’lardaki konumu itibariyle de gayet önemli bir yaklaşımla, ama bunun ötesinde evladiyelik mantık açısından da en uygun, kimseyi incitmeyecek bir çözüm olarak “müze” formülünü bulmuş.
Bunda, miras hukukuna hiç yok da, vakıf hukukuna aykırı ne var?
Hadiseyi bu açıdan tartışmaya açmak, tartışma sahiplerinin namussuzluğudur. Onlar arasında da bu anlattıklarımızı bilen çok var.
Şimdi zurnanın zırt dediği nokta…
Sevgisiz AKP müdürü ve şürekası: Siz madem vakıf hukukuna bile bu kadar saygılısınız; miras hukukuna haydi haydi saygılı olmanız gerekirdi.
Fatih’in vakıf hukukuna bu kadar tapıyorsunuz da Atatürk’ün miras hukukunu, vasiyet hukukunu nasıl bu kadar rahat çiğnemek istiyorsunuz İş Bankası konusunda? İş Bankasındaki % 29’luk hissesi de, hangisini isterseniz, teknik ayrıntı üzerinde durmayacağım, ister vasiyet, ister miras, ister vakıf hukuku sayın, Atatürk’ün vasiyeti, Atatürk’ün mirası, Atatürk’ün vakfiyesi bir bakıma.
Niye bunu çiğnemek için yırtınıyorsunuz?
Haaa…
SİZİN AYASOFYA’DA DERDİNİZ HIRİSTİYANLIKLA HESAPLAŞMAK DEĞİL. ÖYLE OLSA TRUMP, RAHİP BRONSON’U BIRAK DİYİNCE BIRAKMAZDINIZ. MERKEL “HÖÖT” DİYİNCE TÜRK ASILLI ALMAN GAZETECİYİ ANINDA BIRAKMAZDINIZ. SİZİN PAPA’NIN ELİNİ ÖPEN FETHULLAH HOCANIZ GİBİ HIRİSTİYANLIKLA BİR ALIP VEREMEDİĞİNİZ YOK. ATATÜRK’Ü, CUMHURİYETİ YIKMANIZA DESTE OLSUNLAR KAFİ… ZATEN ONLAR DA BAYILA BAYILA DESTEK OLUYOR.
SİZİN AYASOFYA’YI NAMAZA AÇARKEN DERDİNİZ ATATÜRK’LE; CUMHURİYETLE, LAİKLİKLE HESAPLAŞMAK. ZATEN BU MESELEDE AYASOFYA’DA NAMAZ KILINMASININ ANLAMI SEMBOLİK… ASIL ÖNEMLİ OLANI, ATATÜRK’ÜN İMZASI BULUNAN 1934 KARARNAMESİNİ YOK ETMEK…
ETTİNİZ. DIŞARIDAN BÜYÜK BASKI GÖRÜYORSUNUZ. BU NAMAZ MAMAZ TANTANASI ÇOK SÜRMEZ. RECEP BEY “KESİN ARTIK” DEDİĞİNDE KESİLECEK. KENDİSİ “DIŞARIYI DA BU SÖYLEMLE İDARE EDİYOR.
AMA ÖZÜ DEĞİŞTİRDİ.
YOKSAFATİH VAKFIYESİNE BÖYLE ÇARESİZ AMA CANHIRAŞ SAHİP ÇIKIŞ, HIRİSTİYAN DÜNYAYA DEĞİL ATATÜRK’E MEYDAN OKUMA!!!…
Oysa Yunanistan ve Rusya gibi dünya çapında önemli iki merkez karşı tavırlarını çok net açığa vurdu. Erdoğan’ın buna direnmesi mümkün değil. Atatürk’ün kararnamesini yok etmesinin yanına kar kalacağını zannediyor. Bu bile olmayacak. Çünkü en azından bu konuda Yunanistan başta olmak üzere tüm Hıristiyan alemi Erdoğan’ı, sevmediği Atatürk döneminin tabiriyle “te’dip” edecek. Kendisi imam hatipli; Arapça biliyor.
Atatürk’ü sevmemek konusunda Erdoğan’la aralarında kopya kâğıdı kadar fark olan Hıristiyan Batı bile, Ayasofya konusunda, onun müze çözümü bakımından adeta Tayyip’ten çok Atatürkçü kesildi.
Son nokta… Lozan’ın ve Montrö Sözleşmesinin yıldönümünde düzenlenen Ayasofya’da namaz gösterisine koşuşturan ahalinin en azından büyük kısmının, Atatürk’le hesaplaşma için değil, Hıristiyanlığa posta koyma amacıyla koşturduğundan kuşkum yok.
AKP ve Müdürü, halkın cahilane ve ilkel Hıristiyanlığa posta koyma içgüdüsünü, yüzde 6-7’yi geçmeyen fanatik-faşist İslamcı çelik çekirdeğinin ve kendisinin Atatürk düşmanlığı adına kullandı. Ne kadar doğru bilinmez, Ayasofya’ya giden 350 bin kişinin ne kadarı Müslümanlık aşkına, Hıristiyanlığa karşı oraya gitti; ne kadarı Atatürk düşmanlığı adına gitti.
AKP müdürü bunun için de bir anket yaptırsa…
Benim açımdan en önemlisi bütün bunların negatif, kötücül kahramanlarının Atatürk’ün vasiyeti konusundaki alçaklığı…