“İki buçuk basın kaldı deyip sızlananlara kapak olsun. Olmaz demeyin, bal gibi oluyor.
Timur Soykan, Hürriyet’te yazan o meczubun tanımıyla “kıytırık” gazetesinde fırtınalar koparttı.
Doğru hedefe nişan alırsanız tsunami de yaratırsınız.
Soykan’a hapis bandıyla kampanya başlatılmış.
Suçu haber yazmakmış.
Haberin var mı taş duvar, demir kapı, kör pencere?
Ahmet Hakan, Abdül Selvi, Mehmet Barlas, Engin Ardıç ve saz arkadaşları!”
Yukarıdaki not ve görüş yani son yılların en büyük skandalını kısaca yorumlayan kişi, gazeteci dostum Cevat Korkmaz.
Bir Gün Gazetesi yazarı Timur Soykan’ın, tarikat lideri babası tarafından, 29 yaşındaki öğrencisiyle evlendirilen 6 yaşındaki kız çocuğu skandalını dünyaya duyuran haberini özetlemiş.
Gazetecinin tehdit altında olduğunu vurgulamış.
Cevat Korkmaz’a yürekten katılıyorum.
Son yılların en büyük skandalından sonra gazete ve TV’lerde sorulan bazı sorulara dikkat çekmek isterim.
-İlahiyat neden suskun?
-Diyanet neden sağır ve dilsiz?
-Fetvalarda hangi İslam’a inanalım?
-İslam’a kim saldırdı?
-Devlet, iki yıldır bildiği skandalı neden es geçmiş, ya da kulağının üzerine yatmış?
Yukardaki sorulara cevap verecek birinin olacağını sanmıyorum.
AKP sus pus…
Diyaneti hepten sus-pus.
Sayın Erdoğan, ipe un serdi…
Bugünlere neden ve nasıl geldik sorusu bence çok önemli ve değerli.
62 yıllık bir gazeteci olan bu fakirin görüşü ise şudur:
Ülkemizdeki şu andaki eğitimden bir kesit, özet bir tablo:
Tıp Fakülteleri: | 84 |
İlahiyat Fakülteleri: | 105 |
Fen Liseleri: | 302 |
İmam Hatip Liseleri: | 3394 |
Daha ne?
Sözün bittiği noktayız.
Gazeteci kardeşimiz Soykan’ı yürekten kutluyorum.
Az da olsa gerçek gazetecilerimiz hâlâ var…