Geçen ağustos ayında Samsun’un Vezirköprü ilçesinde iki kardeşin göçük altında kalarak hayatını kaybettiği faciaya ulaşmak için yola çıkan Samsun Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD) ekibinin, namaz ve ihtiyaç molası verdiği, bu nedenle zamanında müdahale edilemediği ortaya çıktı.
Ağustos ayında acil durum ihbarı alan AFAD ekibi, yolda namaz molası verdi. Samsun Vezirköprü’de toprak altında kalan Kenan ve Hayati Ak kardeşler zamanında müdahale edilemediği için yaşamlarını yitirdiler. Açılan soruşturmada AFAD ekibinin yolda namaz molası verdiği ortaya çıktı. Ekibi taşıyan aracın şoförü ifadesinde “Namaz kılma konusunda tartışmalar çıktı. Durmak zorunda kaldım” dedi. AFAD ekibinden S.D. ise molanın normal olduğunu iddia etti.
Cumhuriyet gazetesinden Cemil Ciğerim’in haberine göre; Samsun’un Vezirköprü’de 23 Ağustos 2020 günü meydana gelen olayda, bir eve içme suyu bağlantısı yapan Kenan Ak (20), çökme sonucu yaklaşık 5 metre derinlikte toprak altında kaldı. Olayı gören ağabey Hayati Ak (25), kardeşini kurtarmak için kanala atladı. Ancak bu sırada meydana gelen ikinci toprak kaymasında Hayati Ak da göçük altında kaldı. Olay yerine giden itfaiye ve jandarma ekipleri ile vatandaşlar, göçük altında kalan iki kardeşi kurtarmak için seferber oldu. Samsun’dan yola çıkan AFAD ekibi, olay yerine gelmeden Hayati Ak’ın cansız bedeni çıkarıldı.
Olay yerine 3-5 km kala 5-7 dakika mola
AFAD ekibi gecikmeli olarak Kenan Ak’ı kurtarma çalışmaları sürerken olay yerine geldi ancak kısa bir süre sonra onun da cansız bedeni göçük altından çıkarıldı. AFAD ekibinin geç geldiğini ileri süren yurttaşların şikâyeti üzerine Samsun Valiliği soruşturma başlattı. Soruşturma sonucunda AFAD ekibinin olay yerine 3-5 kilometre mesafede 5-7 dakika kadar namaz ve ihtiyaç molası verdiği ortaya çıktı. Tutanaklara göre altı kişiden oluşan AFAD ekibi il merkezinden saat 19.20’de hareket etti.
Ekibi taşıyan aracın şoförü E.K. yazılı ifadesinde, “Olay yerine 3-5 kilometre kala aracı durdurarak namaz kılma hususunda daha yüksek sesli konuşmalar gerçekleşti. Yapılan tartışmalara müdahil olamadım. Ancak araç içerisinde aracın durmasına yönelik yüksek sesli ve hararetli konuşmalar arttığından, aracın durmasına yönelik talepler olduğundan ve araç içerisinde oluşan ortam aracı sağlıklı bir şekilde kullanmama engel teşkil ettiğinden, herhangi bir kazaya sebebiyet vermemek adına, aracı durdurmak zorunda kaldım. Duraklama yaklaşık 5-7 dakika sürmüştür. Bu esnada araçtan inmedim. Personelin araca dönmesini bekleyerek herkes araca döndüğünde olay mahalline ulaşmak üzere tekrar harekete geçtim.” dedi.
AFAD ekibinden S.D. ise ifadesinde “Acil durum ihbarı gelir gelmez ekiple beraber derhal olay yerine intikal ettik. 5-7 dakikalık mola ise, 2 saatlik yol düşünüldüğünde, hayatın olağan akışı içerisinde son derece makuldür. Takribi 130 km yolu ise 83 km hızla 1 saat 34 dakikada aldık ve olay yerine son derece seri bir şekilde intikal ettik. Dolayısıyla burada şahsımın ve AFAD ekibinin herhangi bir gecikmesi söz konusu değildir” diyerek kendisini savundu.