“Bir Kereden Çok Şey Olur!”
İklim Bayraktar’dan bugüne dek yapılmamış sıradışı bir araştırma; taciz ve tecavüze uğrayan çocuklar yaşadıkları korkunç olayları anlattı!
119 mağdur ve 87 mağdur ebeveyniyle yüzlerce saat görüşmenin sonucunda kaleme alınan “Rızası Yok” Destek Yayınları’ndan çıktı.
Bayraktar’ın “Rızası yok!” kitabı, toplumumuzun yüzleşmekten en çok çekindiği gerçeklerden biri olan çocuk istismarı konusunda kaleme alınmış en cesur eserlerden biri!
“Devlet hakkımızı aramadı, ailemiz sineye çekti, bize bunu yapanlar hep cezasız kaldı, ailemiz bizi sevmedi, bize inanmadı.”
Mağdurların yaşadıklarını ilk ağızdan ve titizlikle aktaran bu kitapta, her şeye rağmen hayata tutunabilmiş özel insanların hikâyelerine tanık oluyoruz.
“Bu kitap, toplum ve devlet olarak görmediğimiz, yok saydığımız, hatta varlıklarından dahi haberdar olmadığımız, dertlerine dokunamadığımız, yüreklerine değemediğimiz kayıp çocuklar ya da şansı yaver gidince küllerinden yeniden doğanlar için yazıldı…”
İklim Bayraktar kimdir?
1991 yılında gazeteciliğe başlayan İklim Bayraktar, Güneş, Günaydın, Sabah, Akşam ve Bugün gazetelerinde çalıştı. Özel sektörde de görev alan ve bazı siyasetçilerin basın müşavirliğini yapan Bayraktar’ın ilk kitabı “Sıra Bende” 2011’de yayımlandı.
Ergenekon sürecinde yaşadıklarını cesur bir dille kaleme alan Bayraktar, süregelen davada halkı kin ve nefrete sürüklemek suçundan 17 yıl ceza istemiyle yargılandı, açılan davada herhangi bir suç unsuru bulunmadığından 2017 yılında beraat etti.
Uzun süren sessizliğine “Rızası Yok, Bir Kereden Çok Şey Olur” ile son veren İklim Bayraktar, kendisine dava açılmasına neden olan taciz ve tecavüz mağduru çocuklara verdiği sözü tuttu.
Mağdur çocuklar ve ebeveynleriyle yüzlerce saat yaptığı görüşmelerin ardından cesaretle kaleme aldığı Rızası Yok için “Tek dileğim bu ağrılı, acılı hikâyelerden yükselen korkusuz seslerin doğru yerlere ulaşmasına, güçlü bir farkındalığa ve çözüm hareketine vesile olmaktır” diyen Bayraktar, kitabın yazılma sürecinde dava dosyalarını incelediğini, uzmanlarla çalıştığını ve resmî kaynaklardan yararlandığını ifade ediyor.
İklim Bayraktar “Salt mahkemeye intikal etmiş, kamuya ve medyaya açık dava dosyalarından okuyup yazılmadı bu kitap; aile içi ensest, taciz veya tecavüze uğrayan ya da otoriter ve baskıcı anne ile ilgisiz, yok hükmündeki babaların yetiştirdiği çocuklarla bire bir konuştum. Tecavüz neticesinde bunu bir kader olarak kabullenip cinsel kimlik bunalımı yaşayan, asosyal, takıntılı, hayata küsen, çoğu kişilik bozukluğuna sahip çocukların gerçek hikâyelerini sizlerle paylaştım. Cinsel istismar, duygusal istismar, psikolojik istismar, eğitimde yaşanan büyük sıkıntılar, ailenin ve çevrenin sosyo-kültürel yapısı, akran zorbalığı, devlet ve yargının caydırıcı ve koruyucu sistemlerinin zayıflığı gibi unsurların etkilerini gözlemledim. Ama en büyük rolü kuşkusuz ebeveyn tavrı oynuyordu. Acaba bu çocukları toplumdan önce ailelerinden mi korumak lazım, diye defalarca düşündüm. Ebeveynlerle alakalı çokça olumsuz tespitim olsa da özellikle annelerin tavrı beni çok cesaretlendirdi” cümleleriyle ailelerin evlatları üzerindeki sorumluluklarını da sorgulamaya çalıştığının altını çiziyor.