Durmuş Ali Başkan / Ajans Bizim – Global piyasaların lider insan kaynakları yönetim danışmanlığı firması Mercer’ın beş kıtada 450 şehri kapsayan küresel araştırması ‘Yaşam Kalitesi Araştırması’nın sonuçları açıklandı. Bu sene dünyanın yaşam kalitesi en yüksek şehri yine Viyana oldu. Sıralamada Zürih ikinci, Auckland üçüncü sırada yer alırken, İstanbul 137’inci olarak sıralamaya girdi.
Firmaların değişen iş gücünün sağlık, varlık ve kariyer alanlarındaki ihtiyaçlarını yönetmeleri için çözümler sunan ve danışmanlık veren Mercer’ın expat çalışanları ve ailelerinin günlük yaşam pratikliklerini ölçümleyen ‘Yaşam Kalitesi Araştırması’ sonuçları açıklandı.
Her yıl merakla beklenen araştırmanın sonuçlarına göre; Viyana yaşam kalitesi en yüksek şehir unvanını korurken, onu sırasıyla Zürih, Aukland ve Kopenhag şehirleri takip ediyor. Cenevre beşinci sırada yer alarak İsviçre’nin üstün yaşam kalitesi sağlama konusundaki itibarına dikkat çekiyor. Üçü Almanya’da olmak üzere bu yıl ilk on şehirden yedisi Batı Avrupa’da bulunuyor. Araştırmaya göre İstanbul ise 137’inci sırada yer alıyor.
450 şehri kapsayan ‘Mercer Yaşam Kalitesi Araştırması’ 10 ayrı kategori arasında gruplanan 39 faktöre dayandırılarak analiz ediliyor. Dünyada bu alandaki en kapsamlı çalışmalardan biri olan araştırma, çokuluslu şirketlerin ve diğer kuruluşların çalışanlarını başka ülkelerde görevlendirirken adil ücretlendirmesini sağlamak amacıyla her yıl gerçekleştiriliyor.
Araştırmada çevre dostu şehirler de değerlendiriliyor
İşverenlerin sürdürülebilirliğe olan ilgisine istinaden Mercer, dünyanın en çevre dostu şehirlerini de bu araştırmada değerlendiriyor. Hava kirliliğini azaltmaya, su mevcudiyetini ve içilebilirliğini iyileştirmeye yönelik etkili önlemler almak da dahil olmak üzere, yakın zamanda gerçekleştirilen bir dizi sürdürülebilirlik çabasını gerçekleştiren şehirler arasında Canberra, Oslo, Adelaide, Helsinki ve Ottawa üst sıralarda yer alıyor.
Avrupa’nın en yüksek yaşam kalitesine sahip şehri Viyana
‘Mercer Yaşam Kalitesi Araştırması’na göre; Avrupa’da Viyana, zengin tarihi, çarpıcı mimarisi ve canlı kültürel ortamıyla bilinen, en yüksek yaşam kalitesine sahip şehir olarak en üst sırada yer alıyor. Zürih ise; siyasi istikrarı, temizliği ve mükemmel altyapısı nedeniyle genel sıralamada ikinci sırada kendisine yer buluyor.
Araştırmada on milyondan fazla nüfusuyla dünyanın en büyük metropol şehirleri arasında yer alan Paris 32’inci, New York City 40’ıncı ve Londra 45’inci sırada görülüyor. Her ne kadar yabancılar için imrenilen, popüler yerler olsa da bu büyüklükteki şehirler, çoğu zaman bazı altyapı zorluklarıyla karşı karşıya kalıyor.
Araştırmada 8’inci sırada yer alan Vancouver, Kuzey Amerika’nın sıralamada en üst sıradaki şehri. Sakinlerine açık havada vakit geçirmek için sunduğu imkanlarla (rekreasyon), kozmopolit yaşamın benzersiz bir karışımını sunarak yüksek kaliteli yaşam tarzına katkıda bulunuyor. Gelişmiş altyapısı, hoş iklimi ve harika hava kalitesiyle 37’inci sıradaki San Francisco, Amerika Birleşik Devletleri’nde ilk sırada yer alıyor. 89’uncu sıradaki Montevideo ise, Latin Amerika’daki şehirler arasında en üst sırada görülüyor.
Ortadoğu’daki sıralamada ise; BAE’de yer alan Dubai 79’uncu, Abu Dabi ise 84’üncü sırada bulunuyor. Her ikisi şehir de modern altyapıları ve çeşitli gurbetçi topluluklarıyla ünlü. Onları yakından takip eden 88‘inci sırada yer alan Port Louis ise Afrika’daki en iyi yaşam kalitesine sahip şehir.
Asya şehirleri arasında en yüksek sırada, yüksek verimli altyapısı ile birlikte temiz ve güvenli bir ortam sunan 29’uncu sıradaki Singapur bulunuyor. 3’üncü Auckland ise güçlü sağlık hizmetleri ve dinamik kültürel ortamı nedeniyle Pasifik bölgesindeki şehirler arasında en üst sırada yer alıyor.
Dinçer Güleyin: “Mobil işgücünün ücret ayarlaması için en önemli referanslardan biri”
Mercer Yaşam Kalitesi Araştırması’ndaki verilerin, firmaların mobil işgücüne yönelik ücret ayarlamalarında ve politikalarında son derece önemli bir referans kaynağı işlevi gördüğünü söyleyen Mercer Türkiye ve Doğu Akdeniz Bölge CEO’su Dinçer Güleyin, “Firmalar, çalışanlarını bir ülkeden diğer bir ülkeye gönderirken ücret ayarlaması için, çalışanın gideceği şehrin yaşam kalitesi endeksini göz önünde bulunduruyorlar. Çalışana verilmek üzere belirlenen ve ‘Yaşam Zorluğu Ödeneği’ (Hardship Allowance) olarak adlandırılan ek ücret, o şehrin yaşam kalitesindeki yerine göre belirleniyor. Bir şehrin yaşam kalitesi endeksinin düşük olması, yaşam zorluğu ödeneğini yükseltirken, bu durumun tersi geçerli olmuyor. Yani bir çalışan yaşam kalitesi endeksi yüksek olan bir şehre gönderildiğinde maaşında bir düşüş olmuyor. Mercer’ın verileri, yüksek yaşam kalitesine sahip ülkelerin vatandaşlarına ve yurt dışında çalışan expat’lara mükemmel sağlık hizmetleri, eğitim, altyapı ve sosyal hizmetlerin yanı sıra uygun fiyatlı konutlara erişim sağladığını gösteriyor. Mevcut küresel görünüm, jeopolitik çalkantılardan, doğal afetlerden ve diğer ekonomik zorluklardan etkileniyor; bunların hepsinin şehirlerin yetenekleri çekme ve elde tutma kabiliyeti üzerinde önemli etkileri var. Birçok çalışan önceliklerini yeniden gözden geçiriyor ve yaşadıkları ve çalıştıkları yerlerde kendilerine ve ailelerine sağlanan yaşam kalitesini değerlendiriyor” dedi.