Federasyon zaten yok. Güçlü gördüğü kulüplere ne ceza vereceğine karar veremiyor.
Anket yapıyor, ortamı yokluyor ama iş icraata gelince hiçbir şey yapamıyor.
Şüphelilerle görüşen bir başkan “size ne ceza verelim?” diye soruyor.
Hâlâ görevinin başında olan Başkan Vekili Göksel Gümüşdağ’ın, dava sonuçlanmadan ne kadar bu işin içinde olduğu belli olmasa da, ne kadar küfürbaz olduğu tapelerden çok açık okunuyor. Yüzüne güldüğü kişiler için telefonda kullandığı ağır küfürler, “sporda küfüre son” kampanyasının sahibi TFF yönetimine herhalde hafif geliyor. Sonrada “tek kusurlu biz miyiz?” pişkinliği devam ediyor.
Henüz bir iki yıl önce, sadece gelecekteki bir hayali senaryoya dayalı olarak Ankaraspor’u hiç düşünmeden bir alt lige düşürmüşlerdi. Aynı kişiler, ortada bir sürü delil ve Etik Kurul raporu olmasına rağmen, 58. Madde de karşılığı olan küme düşürmeyi ” bir defalığına affedelim” önergesinin peşine düştüler.
Neyse ki bu iflas etmiş vicdanlar azınlıkta kaldı ve önerge reddedildi. Elbette bu da o kadar kolay olmadı.
Bir taraftan TFF Başkanı etliye sütlüye karışmadan talep topladı.
– Küme düşme olmasın
Başüstüne.
– Yarım puan sildirmeyiz.
Hay hay.
– Aldığımız kupayı vermeyiz.
Elbette siz istemezseniz, biz de almayız.
İş bu kadar çığrından çıkmışken elbette birilerinin devreye girmesi beklenirdi. Beklenen de oldu.
“Sizin iç işleriniz, biz karışmayız” dedikten sonra sazı eline alan UEFA, beğenmediği bir karar alınırsa ne yapacağını açıkladı: “Sekiz sene boyunca hem milli takımınız hem de kulüp takımlarınız Avrupa’yı göremez.”
İşte yıllardır sadece İstanbul kulüplerine hizmeti benimsemiş figüranların uyanmasını da bu olay tetikledi.
Şimdi herkes “ne olacak?” sorusunun peşine düştü.
Gayet net olarak belli ki; ya temizleneceğiz ve bunun bedelini ödeyeceğiz, ya da biz bize “al gülüm ver gülüm” e devam edeceğiz.
Şike bütün dünyada var. Fark nerede oluşuyor?
Onlar anında cezayı kesiyorlar.
Biz de ise kurtarma projeleri devreye giriyor.
Artık “şike var mı yok mu?” sorusunun cevabı netleştiğinden olacak, yapılmış olan şikeyi bir defalığına affetmek gündeme geliyor.
Ne kadar insani ve ahlaki bir durum değil mi?