DÜNE BAMA DURAĞI

Keşke öyle olmasaydı ama casus filmlerindeki gibiydi ortalık. Kurtuluş Savaşı’nın o gerilimli ortamında her köşeden bir casus çıkıyordu. Kimi İngiliz, Fransız, kimi Rus hatta savaşta olmasa da Amerikalı ajanlar. Bir de millî mücadele için Ankara hükümeti adına çalışan istihbaratçılar…
Her köşe başından çıkmak, ajanlar Kâzım Karabekir Paşa’nın evrağını çalabilecek kadar sağda soldalar demekti. Rus bir ajan. Kars’ta Karabekir’in masasının üzerinden almıştı bir belgeyi. Almış hatta belgenin arkasına “Benim zannımca bu kâğıt kıymetli olacak. Kâzım Karabekir Paşa’nın masası üzerinden alınmıştır.” notunu düşmüştü. Millî Mücadeleciler bu belgenin Rus konsolosluğundan birileri tarafından alındığını düşündüler. Kazım Karabekir Paşa ilk iş şifreleri değiştirdi. İyi de nasıl sızabilirdi ki Ruslar bu kadar yakınına bir paşanın? Belli ki zor değildi. Dedim ya her köşe başından bir başkası çıkıyordu diye. Onlardan biri Müslüman olmuş bir Rus diğeriyse İngiliz kökenliydi. Karabekir Paşa “İstiklâl Harbimiz” isimli kitabında şunları anlatıyordu:
“Bugünlerde Ahmet Robenson adresine Bandırma cihetlerinden gelen şüpheli bir mektup ele geçti. Ahmet Robenson kimdir? Araştırma neticesinde ebeveyninin İngiliz olup Müslümanlığı kabul ettikleri ve oğulları Robenson’un da isminin önüne bir Ahmet takarak Türk vatandaşı gibi Harb-i Umumi’de yedek subay olarak orduya dahil olduğunu, fakat Kars’ta kalarak gelmediği anlaşılmıştı. Yapılan tahkikatta Kars bölgesinde İngilizler hesabına casusluk etmekte olduğu öğrenildi. Ne ibret alınacak vakalar! İslam olup içimize karışanlar, yüzümüze gülerek menfaatler gösteren insanlar, ne uzun müddetler, zavallı Türk milletine neler yapmışlar. Geçen sene Erzurum’da yakaladığımız Müslüman olmuş ve ara ara imamlık yapan Rus casusunu temize çıkarmak için bir mahalle halkının karargâhıma geldiği zaman hallerine bakıp da hatıratıma şunu kaydetmiştim: “Ey Türkoğlu! Sen pek safsın, seni herkes aldattı! Erdim diyen, döndüm diyen çemberinden atlattı!”
AHMET ROBENSON AJAN MIYDI?

Kars- Kafkas Cephesinde, İngilizlere tercümanlık yaparken tanımıştı Ahmet Robenson’u Karabekir. Kim miydi Ahmet Robenson? Hadi o da bir sonraki yazının konusu olsun. Tarihin satır araları öyle detaylarla dolu ki…Ne anlamanın sonu var ne de anlatmanın…