“Ben ekonomistim, anlarım” diyen sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iki yıl önce icat ettiği “tahlisiye sandalı” kıvamındaki yeni buluşu KKM, işe yaramadı ve o “kurtarıcı”dan şimdi “kurtulma”nın yolları aranıyor.
Görülmüş şey değil.
Aslında ekonomide böyle bir sistem yok…
Asrın lideri “icat” etti, yürürlüğe girdiği sırada sayın Nebati Hazine ve Maliye Bakanı yapıldı.
Ekonomi “merdiven altı”na sokuldu.
Ekonomi alt-üst oldu.
Beklenen “Godot” bir türlü gelmedi…
Nebati gitti, KKM’nin işi bitti.
Özetle “kurtarıcı gösterilen” KKM şimdi, yangından önce “kurtarılmayı” beklenen ilk şeymiş…
Sayın Nebati’nin iki yıl önce o “pırıldayan gözleri”ni gel de sevme (!) yani…
…
Emeklilere zam meselesini hâlâ anlamış değilim…
Herkes sayın Erdoğan’ın ağzından çıkacak müjdeli kelimeleri bekliyor.
Yedi ay sonra yerel seçim var.
Tüm partilerin kafasındaki plan yerel yönetimlerde gücü ele geçirmek…
Hesaplar halkı yönlendirmeye dönük…
Tabii hayat pahalılığı gündemim ilk maddesi.
Altı ayda bir yapılan zamlar “emekliyi” kesmedi.
6 milyondan fazla emekli maaşı 7 bin 500 liranın üstüne çıkamadı.
Cepler boş, kulaklar yeni zam haberinde…
Sayın Erdoğan tatmin etmeyen zamlardan sonra, “yandık” diyen halkın yeni düzenleme isteğine karşı “Yeni zam aralıkta” dedi…
Yani yeni yıl biterken…
Eeee..
Bu ne demek?
Yeni filan değil.
Aralık ayı sonunda zaten zam var.
Yani 1 0cak 2024 de zaten zam yapılmak zorunda.
Bir siyasetçi veya bir TV kanalı çıkıp da “Sayın Erdoğan Aralık zammı ile neyi kastediyorsunuz. SSK ve Bağ-Kur emeklileri her yıl Ocak ve Temmuz ayı başlarında yılda iki kere zaten zam alıyorlar” demedi, demiyorlar.
Şimdi de eski başbakan Binali Yıldırım çıkmış “TBMM açılınca zam yapılabilir“ diyor.
Kim inanır?
Neden inanacak?