AKP’nin kara parayla mücadeleden Cumhurbaşkanı ile İçişleri Bakanı’na yeni yetki tanınmasına varan yeni düzenlemeleri içeren ‘Kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanının önlenmesine ilişkin kanun teklifi’ TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edildi. Adalet Komisyonu CHP Sözcüsü Zeynel Emre, “AKP kendi açıklarının ortaya çıkar endişesiyle Türkiye’yi riske atıyor!” dedi.
AKP, geçen hafta 45 milletvekilinin imzasıyla “Kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanının önlenmesine ilişkin kanun teklifi”ni TBMM Başkanlığı’na sundu. Teklifin içeriğinde Cumhurbaşkanı ile İçişleri Bakanı’na tanınan yetkilerin artırılması da isteniyor.
TÜRKİYE’YE GRİ LİSTE UYARISI
Teklifin hazırlanma nedeni olan OECD bünyesindeki FATF’nin (Mali Eylem Görev Gücü-Financial Action Task Force), Türkiye ile ilgili 2018 yılı verilerine dayanarak 2019’da paylaştığı raporda, 40 öneri bulunuyordu. FATF, Türkiye’nin coğrafi konumu nedeniyle insan, göçmen, uyuşturucu ve yakıt kaçakçılığı riski ile terör saldırısı tehdidinin yüksek olduğu bir ülke olduğuna dikkat çekerek, kara para aklamaya ve terörün finanse edilmesine karşı mücadelede ciddi eksiklikleri bulunmasına karşı “standartlarını yükseltmesi” uyarısı yapmıştı. Türkiye’nin bir yıllığına izleme sürecine girdiği, kriterler yerine getirilmezse “gri listeye” alınacağı da açıklanmıştı.
KARAR YETKİSİ CUMHURBAŞKANI’NDA
Kanun teklifi ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) yaptırım kararlarının uygulanması için gereken yasaklama kararları ile bu kararların kaldırılmasına ilişkin kararlar, Cumhurbaşkanı’nın Resmi Gazete’de ilan edeceği kararlarla uygulanacak. Cumhurbaşkanı, “tavsiye” üzerine Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yaptırım listesine alınan kişi ve kuruluşların hesapları ile bu kişi ve kuruluşlarla dolaylı olarak ilişkisi bulunan ya da onun adına hareket eden hesapları dondurabilecek.
BANKALAR BİLGİ VERECEK
Teklif ile Yardım Toplama Kanunu’nda da değişiklik öngörüldü. Dernek yardım toplamak için başvurduğunda, İçişleri Bakanlığı ve valilik tarafından konusu ile sınırlı olmak kaydıyla kamu kurum ve kuruluşları ile bankalar dahil tüm kişi ve kuruluşlardan her türlü bilgi ve belgeyi istemeye yetkili olacak. İzinsiz yardım toplayanlara mevcut kanunla 700 TL ceza verilirken, teklifle para cezası miktarı 5 bin TL’den 100 bin TL’ye kadar yükseltilecek. İnternet ortamında yapılması halinde ise verilecek ceza 10 bin TL’den 200 bin TL’ye kadar yükseltilecek. Teklif ile Dernekler Kanunu’na “merkezleri yurt dışında bulunan dernekler ve vakıflar” da eklendi. Merkezleri Türkiye dışında bulunan dernek ve vakıflar da İçişleri Bakanlığı denetimine girmiş olacak.
İÇİŞLERİ BAKANI DERNEK KAPATABİLECEK
Dernekler Yasası’nda yapılacak diğer değişiklikle; terör, uyuşturucu ve malvarlığının aklanmasından hüküm giyenler dernek yöneticisi, denetçisi olamayacak. İçişleri Bakanı, hakkında bu tür soruşturma başlatılanları görevden uzaklaştıracak. Bunu yeterli görmediği takdirde yönetimlerine kayyım atayabilecek, “gecikmesinde sakınca bulunması durumunda” da derneği geçici olarak faaliyetten alıkoyarak mahkemeye başvuracak. Mahkeme 48 saat içinde kararını verecek.
JET HIZIYLA ADALET KOMİSYONU’NDA
TBMM Başkanlığı’na geçen hafta sunulan kanun teklifi, jet hızıyla Adalet Komisyonu’na geldi. Adalet Komisyonu’nda görüşülen kanun teklifi kabul edildi.
‘AKP TÜRKİYE’Yİ RİSKE ATIYOR’
Adalet Komisyonu CHP Sözcüsü Zeynel Emre, sosyal medya hesabı Twitter’dan yaptığı açıklamada kanun teklifinin kabul edildiğini belirterek, teklifin önümüzdeki günlerde Meclis Genel Kurulunda görüşüleceğini kaydetti. Emre, bu kanunla AKP’nin Türkiye’yi riske attığını savundu. Emre’nin paylaşımları şu şekilde:
“TBMM Adalet Komisyonunda “Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin” kanun teklifi kabul edildi. Önümüzdeki günlerde Meclis Genel Kurulu’nda görüşülecek. Komisyon sırasında bu yasanın amacıyla bağdaşmayacak şekilde, 7 farklı kanunda değişiklik öngörmektedir. Bunlardan Dernekler Kanunu’nda yapılmak istenen değişiklik Anayasanın birden fazla maddesine aykırılık taşımaktadır. Temel hak ve özgürlüklere müdahale sonucu doğuracaktır.
Avukatlık Kanunu’na göre Avukat / Müvekkil arasındaki ilişkinin niteliği gereği, avukatlar sır saklamak zorundadır. Ancak anılan düzenleme ile; “müvekkilleri adına yapılan taşınmaz alım – satım , şirket , vakıf ve dernek kurulması, idaresi ve devredilmesi gibi işlerle ilgili Malvarlığının yasadışı yollardan elde edildiğine veya yasa dışı amaçlarla kullanıldığına dair herhangi bir bilgi, şüphe veya şüpheyi gerektirecek bir konunun bulunması halinde bu işlemleri MASAK ( Mali suçları araştırma kurulu )’a bildirmek zorunluluğu getirmektedir.
Avukatlık mesleğinin özüne aykırı bu düzenlemeden vazgeçilmelidir. Başta hukukçu milletvekilleri olmak üzere , avukatı, kendi müvekkilini ihbar eden duruma getirecek bu düzenlemeye karşı çıkmalıdır. Avukatlar muhbirlik yapamaz! AKP iktidarı Türkiye’nin yararına olabilecek düzenlemeleri dahi, kendi otoriterleşme adımlarına araç olarak kullanmaktadır. Bu kanunun ortaya çıkarabileceği tüm kötü sonuçları TBMM de genel kurul görüşmeleri sırasında etraflıca anlatmaya devam edeceğiz. Türkiye üyesi olduğu FATF ( Mali Eylem Görev Gücü ) ın, 40 tavsiyesi içerisinde yer alan 12 nolu tavsiyesi olan “Siyasi Nüfuz Sahibi Kişiler” ile ilgilide bir kanun yapmak zorundadır. Aksi halde gri listeye girme tehlikesi vardır. AKP sizce neden bu alanda düzenleme yapmıyor?
Bu tavsiye niye? Yolsuzlukların önlenmesi ve tespit edilmesi bakımından büyük önem taşıyor. Yerli ve yabancı siyasi nüfuz sahibi kişiler ile yakınları tarafından gerçekleştirilen işlemlere konu olan fonların ve mal varlığının mali kurumlarca yakından takip edilerek kaynağının tespiti için tedbir alınması gerekmesi. Şimdi, tavsiyeye uyum sağlanmamış olması ülkemizde siyasi nüfuz sahibi kişiler ve bunlarla bağlantılı kimselerin dâhil olduğu yolsuzluk olaylarının ortaya çıkarılmasını zorlaştırıyor ve yolsuzluk kaynaklı fonların ekonomik sistem içerisinde aklanmasını da kolaylaştırıyor. Bu durum yolsuzluk olaylarının korunduğunu ve gizlendiğini teşvik edildiği şeklinde yorumlanabiliyor. Sonuç olarak AKP kendi açıklarının ortaya çıkar endişesiyle Türkiye’yi riske atıyor..”