Mustafa Turan / Ajans Bizim – İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Denizli’de gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Akşener’in gündeminde iktidarın ekonomi politikaları vardı.
Akşener’in açıklamalarından satır başları şu şekilde:
“Koltuk hesabıyla değil memleketin huzuru hesabıyla dimdik durduk. 31 Mart’ta bu meydanda sizlerle hasbihal ettikten sonra hapse atılacağım söylenmişti. Biz de çantamız hazır demiştik. Beni teneşire yatıracaklarmış buyurun buradayım diyorum. Kıvılcımdık büyüdük, halkımızı arkamıza aldık güneş olduk.
Mazota gübreye suya para yetiştiremeyen çiftçilerimizi dinliyorum. Saray’a kapanık sırtını döndüğü milletimizi dinliyorum. Biz milletimizin sesini her türlü şartla duyurmak için buradayız. Biz onlar gibi çirkinleşip milleti yuhalamayacağız.
Milletimiz zorda. Türkiye’de bugün, anneler tencereleri dolduramıyor, babalar eve ekmek götüremiyor, evlatlarımız yurt dışına kaçmanın fırsatını kullanıyor.
Geline, damada, kayınçoya beşer maaş bağlayanları utandırmak için buradayım. Açım diyenlere abartıyorsun diyenleri söylemek için buradayım. Sen aç gezerken Saray’da sefa sürenlerin yüzüne çarpma için, milletin malına çökenleri bitirmek için buradayım.
Bundan 3 yıl öncesine göre daha mı zenginsiniz. Mahsüller daha mı çok kazandırıyor, esnaf dükkanı çevirebiliyor mu? Memur kardeşlerim 3 yıl önce verdikleri söz tutular mı, 3600 ek göstergeyi verdiler mi? Domatesi, patlıcanı, yağı, unu şekeri daha mı ucuza alıyorsunuz? Bu sesleri duyacaksın Sayın Erdoğan, mutlaka duyacaksın duymadığın zaman da gideceksin. Senin görmek istemediğin gerçekler işte burada.
Bu “Hayırlar” bu cevaplar sana Sayın Erdoğan. Ya bu insanları duyacak gerçeklerle yüzleşeceksin ya da sandık geldiğinde milletin okkalı tokadını yiyeceksin bu kadar basit. Milletin şaşmaz iradesi son sözünü söyler. Türkiye bugün çok derin bir krizle karşı karşıya. Soruyorum bu iktidar millete gidiyor mu, aranıza gelebiliyor mu, aranıza gelmeye yüzleri var mı?
Aynı Sayın Erdoğan’ın bundan 20 yıl önce söylediği gibi tek bir çözüm var seçim seçim seçim…
Rahmetli Demirel’in mitinglerinde tencerelere vurulurdu açız diye. Şimdi o devir geri döndü. Türkiye’yi uçuracak denilen bu ucube sistem, 5 müteahhidi zengin etti, dolar euro uçtu ama vatandaş fakirleştikçe fakirleşti.
Yağın şekerin kilosu ateş pahası. İşsizlik artıyor. Geceleri döviz kurunu takip ederken uykularımız kaçıyor. Erdoğan kafasına göre deney yapıyor olan milletimize oluyor. Damadınla oyun kurdun olmadı. Onu gönderdin başkası geldi tutmadı. Mevsimlik Merkez Bankası başkanları tutmuyor. Okey oynar gibi, ıstaka dizer gibi ekonomi yönetilmez. Sayın Erdoğan bildiğini okumaya tam gaz devam ediyor.
Sadece kendisi değil çevresi de aynı. Bu arkadaşların Japonya’ya karşı bir ilgisi var. Pandemi döneminde Japon esnaflar için çok üzüldüler. Şimdi de cahil bir vekilleri ile Japon Yeni ile doları hesaplıyorlar. Kaybedeceğinizi anladınız oynatacaksınız, kendinize doktor arıyorsunuz anladık. Oynatacaksanız gidin ödete oynatın bu milletin asabını daha fazla bozmayın.
Erdoğan her konuşmasında piyasaya güven vereceğine şüphe vererek kurun yükselmesine neden oluyor. Neden acaba?
Erdoğan, hayat pahalılığını tercih ediyor. Yandaşa dövizle garanti vererek yükünü vatandaşın üzerine yıkıyor. Ev fiyatları arttı, et fiyatları arttı. Otomobili araç olarak bilirdik, artık bir amaç haline geldi. Bir yatırım aracı haline geldi. Erdoğan’ın buram buram zeka kokan amaçları. Güler misiniz ağlar mısınız?
İşsizlik var dediğinizde size birileri “Gözünüze yüzünüze dursun” diyecek, dolarla mı maaş alıyorsunuz diyecekler. Biz buradayız. Biz neredeysek milletimizin iradesi oradadır. ”
Akşener sözlerine şöyle devam etti:
“Çiftçiyi perişan ettin, sanayiciyi perişan ettin. Bizim çiftçimize vermediğin desteği yabacı çiftçilere verdin. Sonra da çıkıp “Ben ekonominin kitabını yazdım” diyorsun öyle mi? Hadi oradan, hadi oradan…
Benim çiftçim haciz gelmesin diye traktörünü saklıyor, geçim sıkıntısı çekiyor. Yazıklar olsun. Çiftçi kardeşlerimize sesleniyorum; Borçlarınızın geri ödemesini durduracağız. Ziraat Bankası’nı yandaşların değil tarımın bankası yapacağız.
Ata tohumlarımız hayati öneme sahip olduğu için sertifikasyon çalışmalarına önem vereceğiz.
Sadece ekonomide değil, Denizli diğer alanlarda da geriye gidiyor. Sağlıkta Denizli 31’inci sıradan 55’inci sıraya gerilemiş. Mesele koca koca hastaneler yaptırmak değil.
Yoksullukla mücadele bizim en önemli önceliğimiz. Devlet okullarına giden çocuklarımızın karnını doyurmasını sağlayacağız, ev hanımlarımıza nakit desteği vereceğiz.
Elini prize sokarsan çarpılırsın, küçük bir çocuk bile bunu tek seferde öğrenir. Faiz sebep enflasyon sonuç dediğinde de aynen çarpılırsın. Ama maalesef bir çocuğun birle tek seferde anladığını bu ülkenin başındaki Sayın Erdoğan elini her seferinde aynı prize sokuyor. Ya niyeti kötü ya zeka sorunu var.
“Nas var faize göz yummam” dedi. Nas ne demek, Kura’ın emirleri, Peygamberimizin hayatı demek. Nas var, milletin başarılı evlatlarını elerken, eşe dosta beşer maaş bağlayınca da, milletin kurumlarını yandaşlara peşkeş çekerken de var. Devletin kesesinden yerken de Nas var. Millete gelince Nas var da sana gelince sen muaf mı oluyorsun?
Bir ülke böyle yönetilemez. Milleti farklı gündemlerle kandıracağını sanıyor. Millet bu dümeni yemez sabrı yüksektir, zorluğa göğüs gerer ama sırası geldiğinde sandıkta iradesini ortaya koyar.
Abbas’ın yolcu olduğunun onlar da farkında. İşte o nedenle provokasyonlarından korkalım öyle oturalım istiyorlar. Bize bu dümen gelmez. Biz buraya koyduğun engelleri aşa aşa geldik. Kurduğun dümenlerde seni senin oyununda yene yene geldik.“