Altı siyasi partinin üzerinde mutabık kaldığı “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”in ana hatları açıklandı.
Ankara’da Bilkent Otel’de düzenlenen toplantıda altı siyasi partinin genel başkanları Kemal Kılıçdaroğlu (CHP), Meral Akşener (İYİ Parti), Temel Karamollaoğlu (Saadet Partisi), Gültekin Uysal (DP), Ali Babacan (DEVA Partisi) ve Ahmet Davutoğlu (Gelecek Partisi) hazır bulundu.
Bu partilerin yöneticileri ile değişik dernek ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin katıldığı toplantıda ”Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”in ana hatları altı siyasi partinin genel başkan yardımcıları tarafında açıklandı. Bu konudaki çalışmaları yürüten komisyonda görev alan bu temsilciler kürsüye geldiklerinde konuşmalarına “savaşa hayır” diyerek başladılar.
Mutabakat metni altı lider tarafından canlı yayında imzalandı.
“Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”
Altı siyasi partinin üzerinde mutabık kaldığı “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”in ana hatları açıklandı.
Ankara’da Bilkent Otel’de düzenlenen toplantıda altı siyasi partinin genel başkanları Kemal Kılıçdaroğlu (CHP), Meral Akşener (İYİ Parti), Temel Karamollaoğlu (Saadet Partisi), Gültekin Uysal (DP), Ali Babacan (DEVA Partisi) ve Ahmet Davutoğlu (Gelecek Partisi) hazır bulundu.
Bu partilerin yöneticileri ile değişik dernek ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin katıldığı toplantıda ”Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”in ana hatları altı siyasi partinin genel başkan yardımcıları tarafında açıklandı. Bu konudaki çalışmaları yürüten komisyonda görev alan bu temsilciler kürsüye geldiklerinde konuşmalarına “savaşa hayır” diyerek başladılar.
Kürsüye ilk gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, bugünkü birlikteliği “tarihi bir toplantı” olarak niteledi ve satırbaşlarıyla şunları aktardı:
“-Toplumu en geniş yelpazede temsil eden altı siyasi parti olarak bizler, Türkiye’nin yıllardır görmeyi umut ettiği tarihî bir çalışma için bir araya geldik. Yarının Türkiye’sini inşa etmek için hazırladığımız Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni üzerinde, demokrasinin temel ilkeleri olan istişareyi ve uzlaşmayı esas alan yoğun bir çalışma gerçekleştirdik.’
“-Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine 16 Nisan 2017 referandumu ile geçilmiştir. Türkiye siyasi tarihinin en önemli anayasa değişikliklerinden biri olmasına rağmen referandum süreci, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü hal şartlarında gerçekleşmiştir.”
“-Bu dönemde demokrasinin asli gereği olan çoğulculuk ve uzlaşma ilkeleri yok sayılmış, anayasa değişikliği geniş toplum kesimleriyle, siyasi partilerle, sivil toplum kuruluşlarıyla, üniversitelerin anayasa kürsüleriyle ve barolarla müzakere edilmemiştir.”
“-İki partinin genel başkanının belirlediği dar bir komisyon tarafından hazırlanan bu anayasa değişikliği, demokratik bir biçimde müzakere edilmeden, komisyonda ve Genel Kurul’da 41 gün gibi kısa bir sürede kabul edilmiştir.”
“Yönetimde kişisellik ve keyfilik”
“-Bu sistem, yönetimde kişiselliğe ve keyfiliğe yol açmış; Cumhurbaşkanı’na yasama, yürütme ve yargıyı güdümü altına almasını sağlayan çok geniş ve denetimsiz yetkiler tanıyarak otoriter bir yönetim yaratmıştır. “
“-Bizler, anayasal devlet anlayışına aykırı, demokratik hukuk devletini temelinden zedeleyen ve egemenliği şahsileştiren bu sisteme karşı çıkıyoruz.”
“-Çünkü bu sistemde, Anayasa’daki tarafsızlık yeminine rağmen, parti genel başkanlığı ile devlet ve hükümet başkanlığı tek kişinin şahsında birleşmiş; partili Cumhurbaşkanı, ülkenin sorunlarını daha da derinleştirmiştir.”
“İşlevsiz denetim yetkisi’
“-Meclis’in yasama yetkisi yürütme ile paylaşılırken, denetim yetkisi ise işlevsiz hale getirilmiştir. Yüce Meclis’in millet adına kullandığı devredilemez bütçe hakkı dahi ortadan kaldırılmıştır.
“-Hakimler ve Savcılar Kurulu, Cumhurbaşkanı’na tanınan doğrudan ve dolaylı atama yetkileriyle, yürütmenin vesayeti altına girmiş, partili Cumhurbaşkanı bağımsız ve tarafsız yargıyı yok etmiştir.
“-Anayasa Mahkemesi’nin iktidarın baskı ve tehdidi altında olması ve üyelerinin neredeyse tamamının Cumhurbaşkanı tarafından atanması, Yüksek Mahkeme’nin bağımsızlığını ve tarafsızlığını zedelemiştir.”
“Geçmişin dar kalıplarını reddediyoruz”
“-Bu noktada özenle altını çizmek istediğimiz husus şudur ki bizler, geçmişin dar kalıplarını da reddediyoruz. Geçmişin tecrübelerinden istifade ederek, geçmiş uygulamaların ortaya çıkardığı demokrasi sorunlarına ve vesayetçi uygulamalara bir daha imkan vermeyecek yeni bir sistemi inşa etme kararlılığındayız. “
“-İşte bu inançla, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem önerimizle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini sona erdirirken geçmişe dönmüyor, Türkiye Cumhuriyeti’nin köklü devlet ve Cumhuriyet tecrübesini demokrasi ile taçlandırmayı hedefliyoruz.”
“-Ülkemiz, Cumhuriyet tarihinin en derin siyasi ve ekonomik krizlerinden birini yaşamaktadır. Bu krizin en önemli sebebi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altındaki keyfî ve kural tanımaz sistemsizlik ve yozlaşmış iktidardır.”
“Çoğulcu ve demokratik Türkiye”
“-Bizler, altı siyasi parti olarak, dünyanın ve ülkemizin demokrasi tecrübeleri ışığında, adaleti tesis etmek, farklılıklarımızı zenginlik kabul ederek bir arada özgürce yaşamak, toplumsal huzuru ve barışı sağlamak, tüm vatandaşların insan onuruna yaraşır bir hayat sürmesini güvence altına almak, çoğulcu ve demokratik bir Türkiye’yi inşa etmek ve gelecek nesillere de bu değerleri miras bırakmak için bir araya geldik.”
“Söz veriyoruz: Hukuk devleti ve kuvvetler ayrılığı esasına dayanan Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemde, temel hak ve özgürlüklerin tamamını ve kurumsal kültürün hakimiyetini güvence altına alacağız.”
“-Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem; düşüncelerin özgürce ifade edildiği, din ve vicdan özgürlüğünün, basın özgürlüğünün, kadın haklarının, çocuk haklarının, çevre haklarının tam anlamıyla korunduğu özgürlükçü bir sistemdir.”
“-Bu sistem, devletin tüm kurumlarının hiçbir ayrım yapmaksızın tüm vatandaşlarına eşit mesafede olduğu çoğulcu bir sistemdir. Bu sistem, kamu yönetiminde eşitlik, tarafsızlık ve liyakat ilkelerinin esas alındığı, yolsuzlukla etkin mücadele edildiği, düzenleyici ve denetleyici kurumların bağımsızlıklarının sağlandığı, üniversitelerin özgürleştiği bir sistemdir.”
“Şeffaf ve hesap verilebilir”
” Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem, şeffaf ve hesap verebilir bir sistemdir. Bu sistemde siyasi makamların millete hizmetten başka hiçbir amacı olmayacaktır. Bunun güvencesi de hazırlayacağımız Siyasi Etik Kanunu’dur.”
“-Bizler, ortak idealimiz olan Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi, milletimize ve gelecek nesillere barış ve huzur getirmesi inancıyla hayata geçirmeyi taahhüt ediyoruz.
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi’nde “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin temsil yeteneği arttırılacak, kanun yapma ve yürütmeyi denetleme işlevleri etkili kılınacak.”
DEVA Parisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’in yasama organına ilişkin ilkelerini açıklarken, ” “katılımcı, özgürlükçü ve çoğulcu demokrasinin gereklerine uygun, kuvvetler ayrılığı ilkesi ile etkin denge ve denetleme mekanizmalarına dayanan bir hükümet sistemi modeli amaçlıyoruz” dedi.
Yeneroğlu, satırbaşlarıyla şunları kaydetti:
“- Hükümet sistemimizde, temsilde adalet ile yönetimde istikrar ilkelerini eşit şekilde esas almaktayız. Meclis’i güçlendirirken hükümeti zayıflatmama, hükümeti güçlendirirken Meclis’i zayıflatmama kararlılığı içerisindeyiz.”
“-Öncelikle etkili ve katılımcı bir yasama” organı öngörüyoruz. Bu kapsamda Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemin kalbi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin temsil yeteneği arttırılacak, kanun yapma ve yürütmeyi denetleme işlevleri etkili kılınacaktır. Böylece yasama organının daha demokratik ve daha etkili olması sağlanacaktır.”
“-Meclis İçtüzüğü’nde katılımcılık ön plana çıkarılacak, siyasi partiler kanununda yapılacak değişiklikle parti içi demokrasi ilkeleri tesis edilecektir. “
“-Seçim kanunlarında yapılacak düzenlemelerle siyasette şeffaflık ve dürüstlük güvence altına alınacaktır.”
“Seçim barajı yüzde 3’e düşecek”
“-İlk olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne giden yolları demokratikleştireceğiz. Temsil gücünü arttırmak, temsilde adaleti ve çoğulcu demokrasiyi sağlamak amacıyla seçim barajını yüzde 3’e düşüreceğiz.”
“Yurt dışında mukim 6 milyondan fazla vatandaşımızın Meclis’te temsilinin sağlanabilmesi için yurt dışı seçim çevresi oluşturacağız.”
” -Siyasi partiler ve seçim mevzuatını, Anayasamızda halihazırda yer alan ‘Siyasi partilerin faaliyetleri, parti içi düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi ilkelerine uygun olur’ kuralına uygun biçimde ve özellikle parti içi demokrasinin güçlendirilmesi amacıyla yeniden düzenleyeceğiz.”
“-Siyasi partiler hakkındaki yasal mevzuat ve yaptırım hükümlerini Avrupa Konseyi standartları ışığında, çoğulcu demokrasinin güvencesini oluşturacak biçimde değiştireceğiz.”
“‘-Siyasetin finansmanını şeffaflık, denetlenebilirlik ve seçim harcamalarının saydamlığı ilkeleri çerçevesinde ayrıntılı biçimde düzenleyeceğiz.”
“- Siyasi partilere ve adaylara yapılan belirli miktarın üzerindeki bağışların ve seçim dönemlerinde yapılan tüm harcamaların kamuoyuna açıklanmasını zorunlu tutacağız.”
“-Siyasi partiler arasında adil rekabet koşullarının sağlanması ve demokratik siyasi hayatın güçlendirilmesi amacıyla, en son yapılan milletvekili genel seçimlerinde en az yüzde 1 oy alan siyasi partiler hazine yardımından faydalanmaya hak kazanacaktır.”
“Katılımcılığı artıracağız”
“- TBMM’de katılımcılığı arttıracağız. Yeni bir İçtüzük hazırlayarak yasama çalışmalarının katılımcı ve şeffaf şekilde yürütülmesini sağlayacağız. “
“-Komisyonların işleyişini, denetim mekanizmalarının etkinliğini ve muhalefetin söz hakkını demokrasinin gereklerine uygun şekilde ele alacağız.”
“-Yasama bağışıklığına ilişkin olarak önemli iyileştirmeler yapacağız. Bu doğrultuda yasama sorumsuzluğunun kapsamını genişletip, yasama dokunulmazlığının istisnalarını açıkça düzenleyerek, belirsizliğe ve keyfiliğe son vereceğiz.”
Kanun yapım sürecinde demokratikleşme
“-Kanun yapım süreçlerini demokratikleştireceğiz. Demokrasinin özüyle bağdaşmayan torba kanun uygulamasına son vereceğiz.”
“- Bakanlar Kurulu’nun kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisini, yetki kanununa dayanması, Meclis tarafından konusu, sınırları ve süresi açıkça belirtilmesi şartıyla kabul ediyoruz. Ancak temel hak ve özgürlüklerin ise kararnamelerle düzenlenmesine izin vermeyeceğiz.”
“-Cumhurbaşkanı’nın, Meclis’in yasama işlevini zayıflatan veto yetkisine son vereceğiz. Cumhurbaşkanı’nın kanun yapım süreçlerindeki yetkisini, yalnızca bir uyarı niteliği taşıyan geri gönderme yetkisi ile sınırlı tutacağız.”
” Yasama komisyonlarının çalışma yöntemlerini işlevsel hale getirecek tedbirler alacağız.”
“-Kanunların müzakeresinde ve metinlerin olgunlaşmasında komisyon aşamasına ağırlık verilmesini esas alacağız. Kanun yapım sürecinin daha nitelikli işletilmesi için ilgili sivil toplum ve meslek kuruluşlarının görüşlerine başvurulmasını sağlayacağız.”
TBMM’nin denetim yetkisi güçlendirilecek
“- Meclis’in denetim yetkisini güçlendireceğiz. Şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim için hükümete hesap sorulabilmesini sağlayacak araçları arttırıp var olan araçları da daha etkili kılacağız.”
“-Sözlü soru mekanizmasını güçlendirecek, muhataplarına cevap vermeleri için süre zorunluluğu getireceğiz. Yazılı soru önergelerine süresi içerisinde cevap verilmemesi halinde ilgili bakana yaptırım uygulanmasını sağlayacağız.”
“-Meclisin denetim yetkisini etkin şekilde yerine getirebilmesi amacıyla meclis soruşturması için gereken yeter sayıları düşüreceğiz.”
“-Hükümet, Başbakan ve Bakanlar hakkında gensoru verme yetkisini tanıyacağız. Bu hususta Hükümet ile Başbakan hakkındaki gensoruları, yapıcı/kurucu güvensizlik oyu şartına bağlayarak yürütmenin istikrarını güvence altına alacağız.”
Kesin hesap komisyonu ve muhalefetten başkan
“-Parlamentoların tarihsel bir kazanımı olan bütçe hakkının devredilmezliği ilkesini tesis edeceğiz.”
“-Vatandaşlarımızdan toplanan vergilerin nasıl harcandığının etkili şekilde denetlenebilmesi için Meclis’in bütçe hakkını, Meclis’in devredilemez bir yetkisi ve denetim aracı olarak düzenleyeceğiz.
Meclis bünyesinde Kesin Hesap Komisyonu kuracağız. Komisyonu’nun Başkanı ana muhalefet partisinden olacak,”
“-Sayıştay raporlarının tamamının Kesin Hesap Komisyonu’na sunulmasını sağlayacağız.”
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de, “yürütme yekisi yasama organının içinden çıkan ve Meclis’e karşı siyasi sorumluluğu bulunan Bakanlar Kurulu’ndan müteşekkil olacak.”
DP Genel Başkan Yardımcıs Bülent Şahinalp, “Yarının Türkiye’si için hazırladığımız Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemde kuvvetler ayrılığı ilkesine ve etkin denge ve denetleme mekanizmalarına dayanan bir hükümet sistemi amaçlıyoruz” dedi.
Öngördüğümüz sistemde, “millet iradesinin üstünlüğünü esas alan etkili ve katılımcı bir yasama organının yanında istikrarlı ve hesap verebilir bir yürütme organı” oluşturulacağını ifade eden Şahinalp’ın aktardıkları satırbaşlarıyla şöye:
“-Güçlendirilmiş parlamenter sistemde yürütme organı, devletin ve milletin birliğini temsil eden, tarafsız, siyasi sorumluluğu olmayan Cumhurbaşkanı ile, yürütmenin asıl yetkili ve sorumlu kanadı olan, yasama organının içinden çıkan ve Meclis’e karşı siyasi sorumluluğu bulunan Bakanlar Kurulu’ndan müteşekkil olacaktır.”
“-Bu sayede Cumhurbaşkanı; kendisinden beklenen uzlaştırıcı hakem rolünü üstlenebilecek, Cumhurbaşkanlığı devletin ve milletin birliğini temsil etmesi amacıyla tarafsız ve partiler üstü bir yapıya kavuşturulacaktır.”
“-Güçsüz ve istikrarsız hükümetlere yol açma tehlikesiyle karşı karşıya kalmamak adına Başbakan, Bakanlar ve Bakanlar Kurulu güçlendirilecek, hükümet istikrarını sağlayıcı tedbirler arttırılacaktır.”
Cumhurbaşkanı 7 yıl görev yapacak
“-Cumhurbaşkanı ile Meclis’in görev sürelerinin ayrıştırılması amacıyla Cumhurbaşkanı’nın görev süresini 7 yıl olarak belirleyeceğiz.
Bizler, Cumhurbaşkanı’nın hem toplumun farklı kesimleri hem de Meclis’teki partiler karşısındaki tarafsızlığını tam anlamıyla sağlayabilmesini amaçlıyoruz. Bu nedenle Cumhurbaşkanı’nın yalnızca bir dönem için seçilmesi kuralını getireceğiz.”
“-Cumhurbaşkanlığı makamını, milletin ve devletin birliğini temsil eden, tarafsız bir makam olarak düzenleyeceğiz. Bu noktada altını çizmek istediğim husus şudur ki Cumhurbaşkanı seçilen kişinin varsa partisi ile ilişiği kesilecek ve görevi sona eren Cumhurbaşkanı aktif siyasette bir daha görev alamayacaktır.”
” -Devletin başı sıfatını taşıyan Cumhurbaşkanlığı temsilî görev ve yetkilere sahip bir makam olarak düzenlenecektir.”
“-Yürütmeye dair icrai yetkiler, TBMM’ye karşı siyasi sorumluluğu olan Başbakan ve Bakanlardan oluşan Bakanlar Kurulu tarafından kullanılacaktır.”
“-Cumhurbaşkanı’nın icrai bir yetkiye sahip olmamasına uygun olarak görevi ile ilgili siyasi sorumsuzluğu esas alınacaktır. Bununla birlikte, Cumhurbaşkanı’nın hukuki ve cezai sorumluluğuna ilişkin esaslar, Anayasa’da düzenlenerek yargılama makamı ve usulü açıkça belirtilecektir.”
Başbakan ve bakanlar kurulu
“- Başbakan, parlamenter sistem gelenek ve ilkelerine uygun olarak TBMM üyeleri arasından belirlenecektir. Başbakan’ın belirlenmesi bakımından, Cumhurbaşkanı Meclis’te en çok milletvekiline sahip siyasi partiye hükümeti kurma görevini verecektir.”
“- Hükümetin Anayasa’da öngörülen sürede kurulamaması halinde bu görev, milletvekili sayısıyla doğru orantılı olarak diğer siyasi partilere sırasıyla verilecektir.”
“-Bakanlar, TBMM üyeleri veya ihtiyaç duyulduğu takdirde- milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olan kişiler arasından, Başbakan tarafından atanacaktır.”
“-Bakanlar Kurulu, Başbakanın başkanlığında toplanacaktır.
Yetkide ve sorumlulukta paralellik ilkesi gereğince Başbakan ve Bakanlar Kurulu Meclis’e karşı sorumlu olacaktır. Buna göre Başbakan ve Bakanlar, TBMM’ye karşı bireysel ve kolektif olarak sorumlu tutulacaktır.”
“-Hükümetin kurulmasını kolaylaştırmak amacıyla hükümetin kurulmasında basit çoğunluk, düşürülmesinde ise TBMM üye tamsayısının salt çoğunluğu esas alınacaktır.”
“- Hükümete istikrar kazandırmak amacıyla gensoru ile yapıcı güvensizlik oyu birleştirilecektir. Hükümetin düşürülmesi; yeni hükümetin, TBMM’nin üye tam sayısının salt çoğunluğuyla seçilmesi şartına bağlı olacaktır.”
OHAL yetkisi istisnai
“-Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de Cumhurbaşkanı’nın ya da Bakanlar Kurulu’nun tek başına OHAL ilan etme yetkisi olmayacaktır.”
“- Olağanüstü hal ilan etme yetkisi, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’na ait olacaktır. Bu yetki, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin onayına tabi tutulacaktır.”
“Olağanüstü hal rejiminin istisnai niteliğinin bir gereği olarak OHAL için öngörülen süreler kısaltılacaktır. Olağanüstü hal rejiminin keyfi bir yönetime dönüşmesine engel olmak amacıyla olağanüstü hal kanun hükmünde kararnamelerine hukuk sistemimizde yer verilmeyecektir.”
Gelecek Parisi Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’in en önemli başlıklarından birinin de “bağımsız ve tarafsız yargı” olduğunu söyledi.
“Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkesi, adaletin tesisinin asgari şartı, demokratik hukuk devletinin güvencesi, hak ve özgürlüklerin teminatıdır” diyen Üstün’ün aktardıkları. satırbaşlarıyla şöyle:
“-Yargı sistemi ile hakimlik ve savcılık mesleğine yönelik olarak hakimlik teminatını güçlendirecek ve hakimlere coğrafi teminat güvencesi sağlayacağız. Hakimlik ile savcılık mesleklerini, tam bağımsızlık için birbirinden ayıracağız.”
“-Hakimlerin idari görevleri yönünden Adalet Bakanlığına bağlı olduğuna ilişkin Anayasa hükmünü kaldıracağız.”
“-Sulh Ceza Hakimliklerinin görev, yetki ve işleyişlerini hukuk devletinin gereklerine göre yeniden düzenleyeceğiz. Tutuklamanın istisna olması ilkesinin titizlikle uygulanması için gerekli tedbirleri alacağız.”
AİHM kararlarına uygunluk
“-Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları ile uyumlu kararlar alınmasını ve bu mahkemeler tarafından verilen kararların derhal uygulanmasını sağlayacak düzenlemeler yapacağız.”
“-Hakimlerin terfilerinde, verdikleri kararların Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarıyla uyumunu temel ölçütlerden biri olarak kabul edeceğiz.”
“-Görevini kötüye kullanmak suretiyle Anayasa Mahkemesi veya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin verdiği hak ihlali kararına sebep olup devleti tazminata mahkûm ettiren ve zarara uğratan hakimlere ve savcılara bu tazminat ve zararın rücu ettirilmesini sağlayacağız.”
Hakimler ve savcılar için ayrı kurul
“-Hakimler ve Savcılar Kurulunda değişikliklere gideceğiz. Bu doğrultuda, hakimlik mesleği ile savcılık mesleğini birbirinden ayıracağız. Hakimler ve Savcılar Kurulunu kaldıracak, Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu şeklinde iki farklı kurul oluşturacağız.”
“-Yüksek Yargı Kurullarında üyelerin yarısının TBMM tarafından üçte iki nitelikli çoğunlukla seçilmesini sağlayacağız. Üyelerin diğer yarısı ise Yargıtay, Danıştay, Türkiye Barolar Birliği, adli ve idari yargı birinci sınıf hakim ve savcılar tarafından, kendi mensupları arasından doğrudan seçilecektir”
“-Bağımsızlık ilkesinin güçlendirilmesi için Adalet Bakanı ve Müsteşarı, Hakimler Kurulunda yer almayacaktır.”
“-Yüksek Yargı Kurullarının disiplin kararları da yargı denetimine açık hale getirilecektir. “
“-Avukatlık mesleğinin bağımsız ve özgür bir şekilde icra edilmesi için gerekli tedbirleri alacağız. Yargının kurucu unsuru olan savunmayı anayasal güvenceye kavuşturacağız. Çoklu baro uygulamasına son vereceğiz.”
AYM yeniden yapılanacak
“-Anayasal düzenin, temel hak ve özgürlüklerin güvencesi olan Anayasa Mahkemesinin görev ve yetkileri genişletilerek güçlü ve etkili denetim için mahkemeyi yeniden yapılandıracağız.”
“-Temel hak ve özgürlüklerin daha güçlü şekilde korunabilmesi için bireysel başvurunun kapsamını, konu ve başvurulabilecek haklar bakımından genişleteceğiz.”
“-Anayasa Mahkemesinin üyelerinin en az dörtte üçünün hukukçu olmasını zorunlu tutacağız.”
“-Mahkeme üyelerinin Meclis tarafından, Danıştay, Yargıtay, Sayıştay, Türkiye Barolar Birliği ve Üniversiteler arası Kurul tarafından belirlenen üç katı aday içerisinden üçte iki nitelikli çoğunlukla seçilmesini sağlayacağız. Üç üye ise farklı kaynaklardan gelecek şekilde Cumhurbaşkanı tarafından seçilecektir.”
YSK’ya yapılanma
“-Yüksek Seçim Kurulunu Anayasa’da yargı bölümü içerisinde bir yüksek mahkeme olarak düzenleyecek ve kurulun niteliğini açıklığa kavuşturacağız.”
“-Yüksek Seçim Kurulu, idari ve yargısal görevleri bakımından iki daireye ayrılacaktır: Yargısal görevi olan kurul bir yüksek yargı organı olarak çalışacak, idari görevi olan kurulun aldığı kararları itiraz halinde denetleyecektir.”
“-Sayıştay’ı Anayasa’da bir yüksek mahkeme olarak düzenleyeceğiz.
Sayıştay’ın kuruluş ve işleyişine ilişkin esasları, anayasal güvenceye kavuşturacağız.”
“-Hesap verebilir ve şeffaf bir yönetim anlayışıyla Sayıştay denetiminin kapsamını, tüm kamu kurum ve kuruluşlarını kapsayacak şekilde genişleteceğiz. Böylece güçlü, bağımsız ve tarafsız bir yargının oluşumunu hep birlikte sağlayacağız.”
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem, “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” ile devletin temel organlarının yanında demokratik hukuk devletinin güçlendirilmesininin de esas alındığını söyledi.
“Başta, ifade ve basın özgürlüğü olmak üzere tüm özgürlüklerin garanti altına alındığı; bireylerin ve sivil toplumun güçlendirildiği, çevre haklarının ve sürdürülebilirliğin sağlandığı, kadın-erkek eşitliğinin tesis edildiği, özgür ve demokratik bir Türkiye’yi inşa etme kararlığındayız” diyen Erdem’in aktardıkları satırbaşlarıyla şöyle:
“-Temel hak ve özgürlükler; dil, din, mezhep, ırk, cinsiyet, siyasi ve sosyal aidiyet farkı gözetmeksizin tüm insanlar için güvenceye kavuşturulacak ve iç hukukumuz uluslararası standartlarla uyumlu kılınacaktır.”
“-Ötekileştirme hissi doğuran tüm uygulamalar ortadan kaldırılacaktır.” “-Demokratik toplumun gereklerine uygun olarak bu özgürlüklerin üzerindeki her türlü baskıya son vereceğiz.”
“-Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de ifade özgürlüğü; Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihatları gereğince şiddete teşvik, nefret söylemi ya da kişilik haklarına saldırı durumları dışında sınırlandırılmayacaktır.”
“-İnternet mevzuatını, uluslararası standartlara uygun olarak, ifade özgürlüğünü kısıtlamayacak ve kişilik haklarını ihlal etmeyecek şekilde yeniden düzenleyeceğiz.”
“-Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkına ilişkin mevzuatı, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları ışığında yeniden düzenleyerek bu hakla ilgili bildirim uygulamasının idare tarafından keyfi şekilde kullanılmasını engelleyeceğiz.”
“-Din ve vicdan özgürlüğünü güvence altına alan, demokratik laik hukuk devletinin, çoğulcu toplum düzeninin temeli olduğunu düşünüyoruz.”
Kadın-erkek eşitiliği
“-Temel hak ve özgürlükler kapsamında ele aldığımız son derece önemli bir diğer husus ise kadın haklarıdır.”
“-Kadınlar; eğitim, çalışma hayatı ve karar alma mekanizmalarına katılma gibi büyük sorunlarla ve eşitsizliklerle karşı karşıyadır. Toplumun ve yaşamın her alanında, tüm karar alma mekanizmalarında kadın-erkek eşitliğini sağlamayı ve korumayı öncelikli bir devlet politikası haline getireceğiz.”
“-Yarının Türkiye’sinde kadına yönelik şiddetle etkin şekilde mücadele edilecek, şiddetin önlenmesi adına uluslararası sözleşmeler ve ulusal mevzuat hükümleri etkili şekilde uygulanacaktır.”
“-Eğitim müfredatına ilkokul birinci sınıftan itibaren insan hakları ve kadın-erkek eşitliği dersleri konulacaktır.”
“-Kız çocuklarının eğitim hakkı güvence altına alınacak ve bu hakka erişimin önündeki tüm engeller kaldırılacaktır.
Basın özgürlüğü
“-(Basın özgürlüğünü) güvence altına alarak, basına görevini özgür bir şekilde yapacağı güvenli, çoğulcu ve elverişli bir ortam sağlayacağız.”
” -Gazetecilere karşı ceza soruşturmasına gerekçe yapılan mevzuatı, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları çerçevesinde yeniden düzenleyeceğiz.”
“-TRT’yi ve Anadolu Ajansı’nı, bağımsızlık ve tarafsızlık esaslarına göre yeniden yapılandıracağız. Keyfi akreditasyon kararlarına son verip, basın kartlarının verilmesinde meslek kuruluşlarına belirleyici bir rol vereceğiz.”
“-Medya sahipliği ve finansmanını şeffaf hale getirecek, medyada tekelleşmeyi ve kartelleşmeyi önlemek amacıyla yasal ve yapısal tedbirler alacağız.”
“-Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun görevini bağımsız ve tarafsız olarak yerine getirebilmesi için yasal ve yapısal değişiklikler yapacağız. Kurulun üyeleri, üye yapısında çoğulculuğu sağlamak üzere alanında uzman kişiler ve meslek kuruluşları temsilcileri arasından Meclis tarafından nitelikli çoğunlukla seçilecektir.”
“-Basın İlan Kurumu’nun yapısı ve üye seçimi basın özgürlüğüne uygun şekilde yeniden düzenlenecektir.”
“Sivil toplum kuruluşlarına yönelik ayrımcılığa ve baskıya da son vererek, bu kuruluşların faaliyetlerini keyfi bir biçimde engelleyen düzenlemeleri kaldıracağız. Bu kuruluşların özgürce çalışabileceği güvenli, çoğulcu ve elverişli bir ortam oluşturacağız.”
Sosyal haklar
“-Refahın adil bölüşümünü sağlayarak, sosyal hakları ve devlet yardımlarını insan onuruna yaraşır bir şekilde ve hak temelli bir yükümlülük olarak güçlendireceğiz.”
“-Engelli vatandaşlarımızın çalışma hayatı dahil toplumsal hayatın tüm alanlarına tam katılımlarının önündeki engelleri kaldıracağız.”
“-Çevre haklarına ilişkin anayasal ve yasal düzenlemeleri uluslararası hukukla uyumlu hale getireceğiz. Doğal yaşam kaynakları ve çevrenin korunması konusundaki devletin yükümlülüklerini Anayasa’da açık şekilde düzenleyeceğiz.”
“-Yargı sisteminde çevre konusunda uzmanlaşmış yargıçların görev yapacağı Çevre Mahkemeleri kuracağız.”
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya, kamu yönetimine eşitlik, tarafsızlık, liyakat, hukuka uygunluk ve şeffaflık ilkelerini hakim kılınacağını söyledi.
Tüm kamu kurumlarının, fonksiyon ve etkinliklerinin gözden geçirilerek ihtiyaçlar doğrultusunda yeniden yapılandıracağını belirten Kaya’nan aktardıkları satırbaşlarıyla şöyle:
“-Bu bağlamda paralel bütün kurum ve kurulların faaliyetlerine son vereceğiz. “
“-Kamu yönetiminde kadın yöneticilerin sayısını arttıracağız.
“-Kamu görevine alınmada her kademede liyakat ve eşitlik ilkelerini hakim kılmaktır. Mülakat uygulamalarına son vererek yazılı sınav sonuçlarını esas alacağız. Sözlü mülakat yapılması zorunlu olan haller ise ancak kanunla düzenlenmek kaydı ile istisna olacaktır. Bu durumda da adaylara yöneltilecek sorular kura usulüyle belirlenecek, sözlü sınav ve mülakatlar kayda alınacaktır.”
“- Yolsuzlukla ilgili mevzuatı, Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu’nun tavsiye kararlarıyla tam uyumlu hale getireceğiz.”
İhale mevzuatına tek düzenleme
“-Kamu İhale Kanunu’nu yenileyerek ihale mevzuatını tek kanunda düzenleyeceğiz.”
“-Kamu alımlarında ve ihalelerde rekabeti ortadan kaldıran, ihaleyi istisna keyfiliği kural haline getiren, yolsuzluğun kapısını açık tutan istisna ve muafiyet hükümlerini kaldıracağız.”
“Seçimle gelenin gitmesine güvence”
“- Yerel yönetimlerin yetki ve sorumluluklarını artıracağız. Yerel Yönetimlerde demokratik katılım, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerini hâkim kılacağız.”
“-Merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerindeki idari denetiminin sınırlarını açıkça belirleyerek yerindelik denetimi anlamına gelen vesayet uygulamalarına son vereceğiz. Bu bağlamda yeni bir merkez-yerel dengesi kuracağız.”
“-Yerel yönetimlere, genel bütçe vergi gelirlerinden ayrılan payı arttıracağız.”
“-Seçimle gelenin seçimle gitmesini güvence altına alacağız. Yerel yönetimlerde seçme ve seçilme hakkını yok sayan kayyum uygulamalarına son vereceğiz.
Akademik özgürlük ve üniversiteler
“-Yüksek öğretimde özgür ve çoğulcu bir sistem oluşturarak Üniversitelerin bilimsel özerkliklerinin yanında idari ve mali özerkliklerini de anayasal güvence altına alacağız.”
“-Yükseköğretim Kurulu’nu kaldırarak yerine yetkileri koordinasyon görevi ile sınırlandırılmış, üyelerinin ise demokratik meşruiyet esasına dayanılarak seçildiği üniversiteler arası bir kurul tesis edeceğiz.”
“-Öğretim üyelerinin kendi üniversitelerinin rektörünü seçmesine imkan sağlayacağız. Dekan adaylarının uzmanlık alanlarının, ilgili fakültenin niteliğine uygun olması esasını temin edeceğiz.”
Düzenleyeci ve denetleyici kurumlar
“-Düzenleyici ve denetleyici kurumların oluşumunda ve çalışmasında liyakat, şeffaflık ve tarafsızlık ilkelerinden taviz vermeyeceğiz.”
“-Düzenleyici ve denetleyici kurumların idari ve mali özerkliğe kavuşturulmasını sağlayarak bağımsızlıklarını tesis edecek ve yürütmenin müdahalelerine karşı korunmaları için yasal ve yapısal önlemler alacağız. “
“-Merkez Bankası başta olmak üzere düzenleyici ve denetleyici kurumların bağımsızlığını zedeleyecek hiçbir uygulamaya ve düzenlemeye yer vermeyeceğiz.”
Siyasi etik kanunu
“-Milletvekillerinin, bakanların, siyasi parti genel merkez yöneticilerinin ve belediye başkanlarının görevlerini yerine getirirken uymaları gereken siyasi etik ilkelerinin düzenlenmesi amacıyla Siyasi Etik Kanunu hazırlayacağız.”
“-Kanun kapsamındaki kişilerin; görevlerini yerine getirirken, adalet, eşitlik, hesap verebilirlik, kişisel menfaat sağlamama, çıkar çatışması olacak hallerden kaçınma ve şeffaflık ilkelerine göre hareket etmesini sağlayacağız.”
“-Siyasi etik ilkelerinin etkili olarak uygulanmasına ilişkin kurumsal yapılanmayı tesis edeceğiz.”