Saim Tokaçoğlu / Bizhaberiz – Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Tunceli’de, Munzur Vadisi içinde yapılması planlanan ve hukuka aykırılığı nedeniyle iptal edilen HES projelerine ilişkin plan değişikliği yapıldığını duyurarak, söz konusu imar planının yürütmesinin durdurulması için dava açtı.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, kamu yararına aykırı olan ve doğal dengeyi tamamen alt üst edecek olan Munzur Vadisi Millî Parkı sınırları içerisinde yapımı planlanan baraj ve HES projelerine karşı mücadeleye devam ediyor.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi coğrafyasında yer alan Tunceli Ovacık Konaktepe Barajı ve HESI-II projesine ait nazım imar planının yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle Çevre Şehircilik Bakanlığı’na dava açtı. Konuyla ilgili açıklama yapan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan “Ülkenin doğusu ile batısını birleştiren tek şube olan Mimarlar Odası Ankara Şubesi coğrafyasındaki her türlü kentsel hareketi adım adım izliyoruz. Tunceli Temsilciliğimiz sınırlarında, kamu yararına aykırı, doğanın ve kültürel yaşamın dengesini bozacak, ekolojiyi altüst edecek Munzur Vadisi HES projesi yargıya taşıdık” dedi.
“Munzur Vadisi yaşamımızın ve kültürümüzün bir parçası”
Munzur Vadisi için Uluslararası öneme sahip bir Vadi’den söz ediyoruz diyen Candan şöyle devam etti. “Alan milli park olmasının yanında, Yaban Hayatı Koruma Sahası ve Bitkisel Çeşitlilik Merkezidir. Bilimsel araştırmalara göre Munzur Vadisi Millî Parkı’nda flora olarak; 79 familyaya ait 284 cins ve 477 tür ve tür altı takson tespit edilmiştir. Bitkilerden 55 endemik tür varlığı bilinmektedir. Küresel ölçekte tehlike altında olan tür sayısı 12, Avrupa ölçeğinde tehlike altındaki tür sayısı ise 109’dur. Munzur Dağları ve Munzur Vadisi Millî Parkı; bir bütün olarak Önemli Kuş Alanı kapsamına alınabilecek derecede pek çok kuş türünü barındırmaktadır. Bölge 11 kelebek türü açısından da uluslararası öneme sahiptir. Munzur gözeleri kültürel yaşamın bir parçası olarak yaşamsal bir değeri de içerisinde barındırmaktadır. Böylesine değerleri taşıyan, yaşamımızın ve kültürümüzün bir parçası olan Munzur Vadisi’nin yok olmasına izin vermeyeceğiz.”
Kamu yararına aykırı
Elâzığ İdare Mahkemesi Başkanlığı’na gönderilmek üzere Ankara Nöbetçi İdare Mahkemesi’ne verilen dava dilekçesinde, dava konusunun nazım imar planının kamu yararına, milli parklar kanununa, çevre mevzuatına ve uluslararası mevzuatına aykırı olduğu belirtilerek şu ifadelere yer verildi;
“Munzur Vadisi Millî Parkı, Türkiye’nin ilk ve en büyük millî parklarından biridir. Munzur Vadisi Millî Parkı 3 Koruma Bölgesi’nden (Zon) oluşmaktadır. Pek çok farklı eko sistemleri içeren vadi, flora-fauna ekolojik besin zinciri oluşturması bakımından son derece önemlidir. Milyonlarca yılda oluşmuş olan ilginç jeolojik ve jeomorfolojik özellikleri; derin kanyon vadileri, pek çok akarsu ve dere sistemleri, karstik yapısı, yer altı su sistemleri, mağaraları, kaynakları (Munzur Gözeleri), şelaleleri, buzul gölleri ve buzul vadileri, diğer buzul şekilleri nedenleri ile koruma altına alınmıştır.”
Munzur Vadisi yok olacak
Dava dilekçesinde dava sonucu beklenmeden davalı idare işleminin icra edilebilir olma niteliğinin ortadan kaldırılmaması ağır sonuçlar doğuracağına işaret edilerek şunlar kaydedildi:
“Planın gerçekleşmesi durumunda milli park ekosisteminin telafisi güç zararlar göreceği ve soncunda birçok endemik türün yok olacağı, dolayısıyla doğal yapının sürdürülebilirliğinin mümkün olmayacağı tartışmasızdır. Türkiye’nin en büyük Millî parklarından olan Munzur Vadisi tamamen yok olacaktır. Munzur’un dünyaca ünlü kırmızı pullu Alabalığı’nın nesli tükenecek, koruma altındaki önemli bitkilerden olan dünyaca ünlü Munzur sarımsağı (allium tuncelianum) yok olacak, Türkiye’de en çok göç veren ve nüfus sürekli azalan Tunceli’den köylerin de sular altında kalması ve birçok köyünde ulaşımın kesilmesi nedeniyle göç daha da artacak bu da insansızlaştırmaya neden olacaktır.”
Dilekçede ayrıca, söz konusu imar planının Munzur Vadisi HES projelerine ilişkin daha önce alınmış yargı kararlarını yok saydığı belirtildi.