Nişasta bazlı şeker (NBŞ) konusunda hem yeteri kadar tartışma yaşandı, hem de tüketiciler artık sağlık açısından yararları ve /veya zararları bakımından iyice aydınlandılar.
İşte hem bunun için hem de bir tıp insanı olmadığım için ben işin tıbbi tarafını kenara ayırıyorum ve sadece işin ticari tarafını değerlendiriyorum.
Son günlerde, ülkemizdeki NBŞ temsilcilerinden kafa karışıklığı yaratan görüşler gelmeye başladı.
– Gözümüzün içine baka baka “Dünyada NBŞ kotası yoktur” diyebiliyorlar.
ABD Gıda ve İlaç İdaresi Nisan 2008’de içeriği yüksek fruktoz olan meyveli ürünleri suni tatlandırıcı olarak kabul etmiş. ABD bilim adamları bunun da obeziteyi tetiklediğini ortaya koyarak yüzde 10’luk kotayı yüzde 8’e düşürmüştür.
AB ülkelerinde NBŞ ile beslenmeyi reddeden ve üretim yapmayan tam 11 ülke bulunmaktadır. Bunlar Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Hollanda, Fransa, İrlanda, İsveç, Litvanya, Portekiz, Slovenya, Yunanistan’dır.
(Kaynak: Şeker İş Sendikası Başkanı İsa Gök)
Resmî rakamlara göre, Türkiye’de 265 bin ton NBŞ üretimi yapılıyor. Bu rakam Almanya’da 56 bin ton, İspanya’da 53 bin ton, İtalya’da 32 bin tondur.
Avrupa’da kişi başına NBŞ tüketimi 1-1,5 kilo, Türkiye’de 6 kilo civarındadır.
Ve de hâlâ NBŞ lobisi bu kotanın da yüzde 50 artırılmasının peşindedir.
– Eğer dünyada kota olmasaydı Türkiye kota ilan eder miydi ve gerekçesi ne olurdu?
Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu’nun son raporunda yer alan; “Halen yüzde 10 olan NBŞ kotasının (üretiminin) artırılmaması ve gıdalarda kullanımının sınırlandırılarak sıkı denetiminin sağlanması” kararı neden alınmıştır?
Hemen arkasından yüzde 5’e düşürülmesi teklifi TBMM’ye neden gelmiştir?
– “Cargill’in üretimdeki payı yüzde 40’dır. Diğerleri yerli şirketlere aittir” diyen aynı şirketin genel müdürüdür. Televizyonda ağzından bizzat duydum. Oysa gerçek tamamen farklıdır.
Kota (Ton) | Kota Payı % | |
ABD merkezli Cargill | 116.181 | 44 |
ABD merkezli Amlyum | 82.385 | 31 |
Cargill ortaklı PNS | 37.649 | 14 |
Tat Nişasta | 17.077 | 7 |
Sunar Mısır | 11.708 | 4 |
265.000 | 100 |
Görüldüğü gibi toplamda pazarın yüzde 90’ı ABD’li şirketlerin tekelindedir.
(Kaynak: Pankobirlik)
Konuştuğumuz Türkiye pazarıdır. Sadece ihracat amaçlı üretim yapanlar ise konumuzun dışındadır.
– Eğer NBŞ zararlı değilse ve pancar şekerinden farkı yoksa, bakanlık neden etikete açık seçik yazılmasını istiyor acaba?
Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu raporunda; “Yiyecek ve içecek etiketleri üzerindeki şeker içeriğinin, elde ediliş kaynağı ve früktoz oranı belirtilmek suretiyle Türk Gıda Kodeksi şeker tebliğine uygun şekilde ‘şeker’, ‘glikoz şurubu’, ‘yüksek früktoz mısır şurubu’, ‘invert şeker’ vb. şeklinde açık olarak yazılmasının sağlanması” kararına ihtiyaç duyulduğu çok açıktır.
Elbette Bakanlık kararı yerindedir ve artık pancar şekeri ile NBŞ arasındaki tercihi tüketici yapacak ve gerçek kotayı halk koyacaktır.
Sonuçta; ben üretici olsam, bırakınız etiketi, ambalajın önyüzüne bant atar, üzerine de kocaman ‘pancar şekerinden üretilmiştir’ açıklamasını koyarım.
Neden mi?
Birincisi, bu ülkenin insanıyım; pancar çiftçisinin ve şeker fabrikası işçisinin devreden çıkmasını istemem. İkincisi, aynı zamanda tüketici de olduğum ve yeterince aydınlandığım için kişisel tercihim bu yöndedir.
Üçüncüsü, 40 yıllık da perakendeci olduğuma göre hangisinin daha fazla talep göreceğini de öngöremeyecek miyim yani?