Ajans Bizim – DEM Parti heyetinin İmralı’ya yaptığı üçüncü ziyaretin ardından “Terör örgütü elebaşı” Abdullah Öcalan’ın “silah bırakma çağrısı” kamuoyuna açıklandı.
İmralı’yı ziyaret eden heyette Ahmet Türk, Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder, Tülay Hatimoğulları, Tuncer Bakırhan, Cengiz Çiçek ve Faik Özgür Erol yer aldı.
Heyettekiler daha sonra basın açıklamasının yapılacağı otele geçerek gazetecilerin karşısına geçtiler. Öcalan’ın açıklaması Ahmet Türk tarafından Kürtçe, Pervin Buldan tarafından da Türkçe olarak okundu.
Çağrı metni
Okunan “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” başlıklı metin şöyle:
“PKK; tarihin en yoğun şiddet yüzyılı olan 20. asrı, iki dünya savaşı, reel-sosyalizm ve dünya genelinde yaşanan soğuk savaş ortamları, Kürt realitesinin inkârı, başta ifade olmak üzere özgürlükler konusunda yasaklardan kaynaklı oluşan zeminde doğmuştur.
Teori, program, strateji ve taktik olarak yüzyılın reel-sosyalist sistem gerçeğinin ağır etkisinde kalmıştır. 1990’larda reel-sosyalizmin iç nedenlerle çöküşü ve ülkede kimlik inkarının çözülüşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler, PKK’nin anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara yol açmıştır. Dolayısıyla ömrünü benzerleri gibi tamamlamış ve feshini gerekli kılmıştır.
Kürt-Türk ilişkileri; 1000 yılı aşan tarihler boyunca Türkler ve Kürtler, varlıklarını sürdürmek ve hegemonik güçlere karşı ayakta kalmak için gönüllülük yönü ağır basan, hep bir ittifak içinde kalmayı zorunlu görmüşlerdir.
Kapitalist modernitenin son 200 yılı, bu ittifakı parçalamayı esas gaye edinmiştir. Etkilenen güçler, sınıf temelleriyle birlikte buna hizmeti esas bellemişlerdir. Cumhuriyetin tek tipçi yorumlarıyla birlikte bu süreç hızlanmıştır. Günümüzde çok kırılgan hâl alan tarihsel ilişkiyi, kardeşlik ruhu içinde inançları da göz ardı etmeden yeniden düzenlemek esas görevdir.
‘İsyan ve şiddet hareketi PKK’
Demokratik toplum ihtiyacı kaçınılmazdır. Cumhuriyet tarihinin en uzun ve kapsamlı isyan ve şiddet hareketi olan PKK’nin; güç ve taban bulması, demokratik siyaset kanallarının kapalı olmasından kaynaklanmıştır.
Aşırı milliyetçi savruluşunun zorunlu sonucu olan; ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır.
Kimliklere saygı, kendilerini özgürce ifade edip, demokratik anlamda örgütlenmeleri, her kesimin kendilerine esas aldıkları sosyo-ekonomik ve siyasal yapılanmaları ancak demokratik toplum ve siyasal alanın mevcudiyetiyle mümkündür.
‘Demokrasi dışı bir yol yoktur’
Cumhuriyetin ikinci yüzyılı ancak demokrasiyle taçlandırıldığında kalıcı ve kardeşçe bir sürekliliğe sahip olabilecektir. Sistem arayışları ve gerçekleştirmeler için demokrasi dışı bir yol yoktur. Olamaz. Demokratik uzlaşma temel yöntemdir.
Barış ve demokratik toplum döneminin dili de gerçekliğe uygun geliştirilmek durumundadır.
‘Silah bırakmalı ve kendini feshetmeli’
Sayın Devlet Bahçeli’nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum.
Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın, tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir.
Ortak yaşama inanan ve çağrıma kulak veren tüm kesimlere selamlarımı iletirim.”
Süreçle bağlantılı gelişmeler
Silah bırakma çağrısına ilişkin süreçte son dönemde yaşanan bazı gelişmeler şöyle:
-28 Mayıs 2023: MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı seçim sonuçlarını değerlendirdiği basın toplantısında, seçimle İstanbul’un fethini karşılaştırarak, “28 Mayıs fetih öncesi bir tarih olarak fethin önemi neyse siyasete de o önemi kazandıracaktır” dedi.
Bahçeli, ayrıca “Önümüzdeki günlerde çok şey değişecektir, her şey değişecektir. Öyle gözüküyor. İnşallah Türkiye değişmez” diye konuştu.
-1 Ekim 2024: TBMM’nin 28. Dönem’in başında, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, DEM Parti sıralarına gitti ve parti yöneticileri ve milletvekilleriyle tokalaştı.
Bahçeli, akşam saatlerinde yapılan Yasama Yılı Resepsiyonu’nda gazetecilerin soruları üzerine, “Yeni bir döneme giriyoruz. Dünyada barış isterken kendi ülkemizde barışı sağlamak lazım,” dedi.
3 Ekim 2024: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Devlet Bahçeli, Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı öncesinde bir araya gelerek bir süre görüştü.
8 Ekim 2024: Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, 1 Ekim’deki tokalaşmaya atıfta bulunarak, “Uzattığım el, milli birlik ve kardeşliğimizin mesajıdır. Uzattığım el, gelin Türkiye partisi olun, gelin teröre cephe alın temenni ve teklifidir” dedi.
DEM Parti Grup toplantısında konuşan Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları’nın şu sözleri Bahçeli’ye yanıt niteliğindeydi: “Biz onurlu bir barış istiyoruz. Bu konuda müzakereye de diyaloga oturmaya da hazırız. Kamera karşısına çıkıp iki söz söylemekle yetinilmesiyle değil; çözüme dair bir plan ve programın kamuoyuna açıklanmasıyla konuşulabilir.”
9 Ekim 2024: Erdoğan da AK Parti Grup toplantısında yaptığı konuşmada “Bölgemizin de içinde bulunduğu atmosferi düşünerek, daha fazla konuşmaya, daha fazla uzlaşıya, diyalog zeminini daha fazla genişletmeye ihtiyacımız olduğu kanaatindeyiz” dedi.
Erdoğan, Bahçeli’nin başlattığı sürece ilişkin “Cumhur İttifakı’nın uzattığı elin değerinin muhatapları tarafından da layıkıyla anlaşılmasını ümit ediyoruz. Beklentimiz, hiçbir ayrım yapmadan Meclis’teki tüm siyasi partilerin de bu anlayış içinde hareket etmeleridir” diye konuştu.
13 Ekim 2024: DEM Parti’nin diğer örgütlerle Öcalan için Diyarbakır’da düzenlemeyi planladığı “özgürlük mitingi” valilik tarafından yasaklandı.
22 Ekim 2024: Bahçeli, yine partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Abdullah Öcalan’ın “tecritin kaldırılması” taleplerine konusuna değinerek, “Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM’de DEM Parti grup toplantısında konuşsun, terörün tamamen bittiği, örgütün lağvedildiğini haykırsın” dedi. Bahçeli, bu çağrıyı yapması halinde “umut hakkı”nın kullanımıyla ilgili yasal düzenleme yapılarak bundan yararlanmasının önünün açılabileceğini söyledi.
24 Ekim 2024: DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan, 23 Ekim’de İmralı’ya gittiğini ve amcası Abdullah Öcalan ile görüştüğünü açıkladı.
Ömer Öcalan, Abdullah Öcalan’ın “Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim” dediğini belirtti.
4 Kasım 2024 – Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ün yanı sıra Batman ve Halfeti belediye başkanları görevden el çektirildi ve yerlerine kayyum atandı.
22 Aralık 2024: Bahçeli, daha önceki sözlerinin arkasında durduğunu, belirterek, “İmralı ile sağlanacak görüşmeler sonucunda terörün bittiği, terör örgütünün lağvedildiği ortak gelecek ideali, insan ve millet sevgisi çerçevesinde açıklanmalıdır” dedi.
28 Aralık 2024: DEM Parti’li Pervin Buldan ve TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder’den oluşan iki kişilik heyet, İmralı’ya giderek Öcalan ile görüştü.
2-7 Ocak 2025: DEM Parti İmralı heyeti, Ahmet Türk’ün de katılımıyla siyasi partileri ziyaret etti.
9 Ocak 2025 – Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, “Mehmetçik katillerine af yok” adı altındaki mitinglerinin ilkine Karaman’da yaptı ve Anadolu’nun değişik yerlerinde devam edileceği açıklandı.
11 Ocak 2025: DEM Parti İmralı heyeti, Edirne Cezaevi’nde bulunan Selahattin Demirtaş’ı ziyaret etti.
20 Ocak 2025 – Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Cumhurbaşkanına hakaretten gözaltına alındı ve daha sonra Kayseri’deki Suriyelilere yönelik saldırılar sırasındaki açıklamaları nedeniyle tutuklandı.
22 Ocak 2025 – DEM Parti heyeti ikinci kez İmralı’ya gitti. Heyette Buldan ve Önder’in yanı sıra Ahmet Türk de yer aldı.
20 Şubat 2025 – DEM Parti heyeti Kuzey Irak’a giderek Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) ileri gelenleriyle görüştüler.
27 Şubat 2025 – DEM Parti heyeti İmralı’ya gitti ve Abdullah Öcalan’ın PKK’ya yönelik “silah bırakma ve kendini feshetme” çağrısı kamuoyuna açıklandı.