Dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü,1941 depremi sonrası Erzurum Pasinler’dedir. İnönü, oradaki bir yaşlı adama sorar:
“Bir isteğiniz var mı?”
Adam:
“Sağ ol padişahım!” der.
İnönü kaymakama döner:
“Bu ne?”
“Sayın Cumhurbaşkanım, gelen yazıları bir bir gönderdik!”
İnönü kızar:
“Devrim yazı ile olmaz!”
1 Aralık 2021
BİZDE ÖRGÜTLENME ÖZETİ
Prof. Ali Demir, mesleğinde başarılı çalışmalar yapmasının dışında sivil toplum örgütlerinde de özverili görevler almıştır. 1990’lı yılların başında Eğitim-İş sendikası kurulurken Gaziantep’e gider. Toplantıdan sonra bir öğretmen arkadaşı akşam yemeği için evine davet eder. Arkadaşı, az duyan dedesine Ali Beyi tanıtır:
“Sen-dikacı dede, sen-dikacı…”
Adam, oturduğu yerden başını kaldırıp, ne bağırıyorsun dercesine:
“Seni anladık da, dikası ne olir, oni anlayamadığ” diye gürler!
2 Aralık 2021
ADNAN BİNYAZAR NASIL OLUNUR?
Adnan Binyazar iyi bir öğretmendir, başarılı bir deneme yazarıdır, düşün adamıdır. Bu nitelikleri kazanması sıkı bir okuyucu olmasına bağlıdır. Babası o yıllarda oğlunun kitaplara düşkünlüğünü uzun uzun gözler. Sonunda oğlu Adnan’a şu cümleyi söyler:
“Oğlum, sen bu okumanla koynundan karı kaçırırsın!”
3 Aralık 2021
ATATÜRK’ÜN KONUŞMADIĞI KONU
Atatürk’ün sofraları ünlüdür. O sofralarda, alanlarında ileri gelenlerle ülke sorunları ve çözümlerinin yanında kültür, sanat eğitim konuşuluyordu. Yıllarca savaşmış, ömrü başarılarla, zaferlerle dolu büyük komutan o sofralarda bir sözcükle de olsa onca savaşı konu etmemişti.
Atatürk, konuştuğu ve konuşmadığı konularla tanınıyor.
4 Aralık 2021
ŞAKANIN ARKASI
Hacettepe Tıp Fakültesi’nde üç tıp profesörü ile bir biyolog Ankara’dan Adana’ya otomobille giderken yolda yemek molası verilir. Yemekte, bir tıp profesörü, soluk borusuna kemik kaçtı kuşkusuyla masadan uzaklaşır. Az sonra döner gelir. Biyolog der ki:
“Yahu arkadaş, buradaki tıp profesörlerine niye seslenmedin?”
“Sen bunları bilmezsin” der. “Bunlar sormaya başlar, ’Kaç yaşındasınız? Küçükken benzer bir şey geçirdiniz mi? Ailenizde var mı?’”
5 Aralık 2021
ASIL SORUN
Vehbi Koç, 1970’lerin başında bir sohbet toplantısında yanındaki gazeteciyi, bir iş adamına göstererek:
“Bak sana kimi tanıştıracağım, …..in başyazarıdır. Ama asıl önemlisi bu adama inandığından başka hiçbir şey yazdıramazsınız!” diyor.
O gazeteci, bu onurlu madalyayı o andan bugüne taşıyor. Yeri geldiğinde anlatıyor.
En kötüsü ikili oynamak.
6 Aralık 2021
SİZİN MEMLEKETTE EŞEK YOK MU?
O yaz Kâzım ağabeyimle Ardanuç’a gitmiştik. Cılavuz Köy Enstitüsü mezunu öğretmen, şair Avni Ünsal bizi bir akşam konuk etti. Güzel anılar anlatıldı, şiirler okundu.
Köy enstitüsü mezunları atandıkları köye gidince, enstitü öğretmenleri zaman zaman genç öğretmenleri köylerinde ziyaret eder, başarılarını kutlar, sorunları varsa çözerlermiş. Bu amaçla Ardanuç’a da Cılavuz’dan bir öğretmen gelmiş. Yöreyi, insanları tanımış. Sonunda öğretmen Avni Beye sormuş:
“Sizin memlekette eşek yok mu? Eşek az yer, çok çalışır.”
Ben Avni öğretmenden ilk cümleyi duyunca kafamda şimşek çaktı. Hemen not defterimi çıkardım, yazdım. Çarpıcı bir öykü adıydı bu. Ankara’ya dönünce bu adla bir öykü yazacaktım. Tatil bitince Ankara’ya döndüm. Kitapçıda Aziz Nesin’in son kitabıyla karşılaştım:
“SİZİN MEMLEKETTE EŞEK YOK MU?”
Aziz Nesin farkı bu. Bu adla onun yazdığına çok sevindim. Bana da böyle bir tatlı anı kaldı. 8 Aralık 2021