1941 – 26 Nisan 2018
1963’te Ankara Radyosu’nda ses teknisyeni olarak işe başlayan Okan Pelit, TRT’nin ilk haber kameramanlarındandı. 70’li yıllarda haber merkezinde çalışırdı. Rakıyı, mizahı ve muhabbeti seven renkli kişiliklerinden birisidir o eski bağımsız özerk TRT’nin. Emin Çölaşan onun rahmetli Erbakan’a bir Doğu seyahatinde nasıl votka (istemeden de olsa) içirdiğini yazmıştı. 12 Eylül 1980 Amerikancı faşist Kenan Evren Darbesi’nde TRT’den solcu diye atılan 101. kişiydi. Sonrasında Yeşilçam’da da çalıştı, 1992’de davayı kazanıp TRT’ye geri döndü, 2006’da emekli oldu. Okan Pelit’te hikaye çok. Yaşayan bir kültür mirası olarak dilden dile aktarılıyor. Her biri adeta bir fıkra, hepsi yaşanmış öyküler.
PATRON ENSEDEN HALK
70’li yıllar… AP ile CHP hızlı bir rekabet içinde, siyaset her daim sıcak ve sokaklar hareketli. Okan Pelit o dönem 16 mm. Film kamerası ile siyasileri takip ediyor. Mitinglerde Ecevit veya Demirel konuşurken, onların konuşmalarını karşıdan çekiyor. Detay tabir edilen halk ve dinleyici çekimleri için, konuşmayı kesip, dönüp halkı alkışları çekmesi gerekiyor. Tabiatıyla da montajda istenen ses yerleri tam bulunamıyor. Okan Pelit ve arkadaşları da düşünüp taşınıp bu soruna bir çare buluyorlar. Amors tabir edilen konuşan kişinin hafif çapraz arkasından çekimleri akıl ediyorlar. Dönemin TRT Haber Dairesi Başkanı Cafer Demiral da bu çözüme bayılıyor. Okan Pelit, Demirel’e kendi aralarında “patron” diyen Demiral’ın bu çekim tekniğini “Patron enseden halk” diye tanımladığını anlatıyor!
ONU BANA DEĞİL İÇİŞLERİ BAKANINA SÖYLE
Yine 70’li yıllar. Okan Pelit, Orman Bakanı’nı takip ediyor bir yurt gezisinde. Bakan bey pek çok temaslarda ve açıklamalarda bulunduktan sonra koruluk, ormanlık bir alanda vatandaşla sohbet ediyor. Kalabalıktan bir adam da sürekli “Efendim bir maruzatım var, arz edeceğim” diye bakan ile konuşmak istiyor. Okan Pelit çekimde. Bakan bey bakıyor adam çok ısrarcı, üstü başı da düzgün sayılabilecek birisi, “bırakın gelsin” diyor. Adam gayet kibar ceketinin önünü ilikleyerek geliyor bakanın karşısına. “Efendim” diyor, “Sayın Bakanım, gencecik kızları bu ağaçların altında s..iyorlar, efendim!” diye şikayetini söylüyor. Ne de olsa karşısındaki Orman Bakanı. Bakan bey şaşırıyor önce, ne yapsın bilemiyor, hafifçe güldükten sonra, “Sen onu bana değil İçişleri bakanına söyle” diyerek bunu geçiştiriyor.
ABİ BİRAZ TOPARLAYALIM
1980’ler… Okan Pelit, TRT’den 12 Eylül darbesi sonrası atılınca Yeşilçam’da ses teknisyeni olarak çalışmaya başlar. Nesli Çölgeçen de o dönem “Kardeşim Benim” isimli bir film çekmekte. Başrolde aktör Özcan Özgür var. İçkisi sigarası bol bir eski toprak. Film zaten onun hayatından esinlenen bir hikaye. Filmde bir aktörün evinden sahne var. Evin boş içki şişeleri, dağınık bir görüntü vermesi gerekiyor. Yönetmen Nesli Çölgeçen,Okan Pelit’ten yardım ister: “Okan abi gel bu sahneyi Özcan abinin kendi evinde çekelim. Gider biraz ortalığı dağıtırız, şişeleri saçarız seninle” der. Okan Pelit ile Çölgeçen, ellerinde boş içki şişeleri, eve bir giderler ki, ortalık felaket. Her yer şişe, izmarit, darmadağınık. Nesli Çölgeçen, Pelit’e döner: “Abi biraz toparlayalım” der! Bu arada film daha sonra Simavi ödülü alır.
(Odatv.com)