Bir süredir BirGün’deki dil yanlışlarına değinmiyorduk. Biz değinmesek de okurlar boş durmuyor! Art arda gelen ileti ve mektuplarda hep bu yanlışlar anımsatılıyor! Böyle olunca, bizim de okur eleştirilerine ilgisiz kalmamamız gerekiyor.
Adnan Algın adlı okurumuz, uzun mektubunda BirGün’ün çeşitli sayılarında saptadığı yazım ve anlatım yanlışlarını adeta raporlamış! Yanlışların yer aldığı sayfa görüntülerini de derleyip göndermiş. Okurumuzun biraz polemik kokan mektubunu özelden yanıtlamayı uygun gördüm. Yine de eleştirilerinin bir bölümünü buraya aktarmakta yarar var:
“BirGün’ün ilk sayfasındaki savrukluklara, yazım yanlışlarına dair size yazmayı planlıyordum; ancak bir türlü fırsat bulup e-postamı gönderemedim. ‘İroni’nin kanatlarına tutunup üzerimdeki ölü toprağını attım nihayet. Türkçe ve dil yanlışları üzerine kalem oynatan bir insan için, çalıştığı gazetenin bu -başsayfa- savrukluğu, özensizliği büyük şanssızlık doğrusu. 8 adet sayfa görüntüsünü ekte bilginize sunuyor, arkadaşlarınızın haber metinlerine daha ciddi ve daha özenli yaklaşmalarına vesile olacağınızı umuyorum.”
Okurumuzun mektubunda örneklediği yazım yanlışları, BirGün’de benim sık sık değindiğim, eleştirdiğim konuları içeriyor. “Alem-âlem” gibi, yazımları aynı, anlamları farklı sözcüklerde kesinlikle inceltme imi kullanılması gerektiğini; “blok” sözcüğünün sert ünsüz yumuşamasına uğramadığını; “fon”un zaten “arka” anlamını içerdiği için “arka fon” demenin yanlış olduğunu çok yazdım. Sonuçta, uyarmanın ötesinde bir yaptırım gücüm yok benim. İşin uygulaması yazı işlerine kalıyor. Yanlışların sürmemesi elbette benim de en büyük dileğimdir.
* * *
HABER NASIL YAZILIR?
Okurumuz Orhun Yüksel de BirGün’deki yazım yanlışlarından yakınıyor.
“Attila Bey, öncelikle size saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Türkçe konusunda hassasiyet içeren ve aynı zamanda bilgilendiren yazılarınızdan ötürü de teşekkür ediyorum.
Sizden bugün (1 Ağustos 2022) BirGün‘de yayımlanan bir haberi okumanızı rica edeceğim. Sorun muhabir arkadaşlardan mı yoksa gazetenin redaksiyon ekibinden mi kaynaklanıyor bilemiyorum ama son zamanlarda benzer şekilde yazılmış haberlere BirGün‘de çok rastlıyorum. Aşağıya haberin bağlantısını koyuyorum, okuyunca ne demek istediğimi anlayacağınızdan eminim.
Size iyi çalışmalar ve iyi günler diliyorum.”
* * *
Okurumuzun aktardığı haber, Spor sayfasından. Doğrusunu söylemem gerekirse, ilgi alanıma girmediği için pek okumam spor sayfalarını. O yüzden de buralardaki dil yanlışlarını daha çok okurlarım iletir bana. Yakınma konusu haberin birgun.net’teki başlığı ve spotu şöyle:
“Eski Beşiktaşlı oyuncu Manuel Fernandes Beyaz TV muhabirini darp etti- Beşiktaş’ın eski oyuncusu Manuel Fernandes, Kuruçeşme’deki eğlence mekanı çıkışında kendisini görüntüleyen gazeteciye Mustafa Ağdağ’a darp etti. Darp raporu alan Ağdağ, Fernandes’ten şikayetçi oldu.” (https://www.birgun.net/haber/eski-besiktasli-oyuncu-manuel-fernandes-beyaz-tv-muhabirini-darp-etti-397359)
Bu alıntıda “mekân” ve “şikâyetçi” sözcüklerinin şapkasız yazılması bir yana, “… kendisini görüntüleyen gazeteciye Mustafa Ağdağ’a darp etti” gibi birifadenin yer alması da haklı eleştiri konusu. “Haber böyle mi yazılır?” diye soran okurumuz, Türkçe konusunda daha özenli olunmasını istiyor gazetemizden.
* * *
“SATHI MAHAL” NE OLA Kİ?
Nereden takılmışsa arkadaşlarımızın diline, “sathı mahalline” diye yazıp duruyorlar!
Geçenlerde Güven Gürkan Öztan’ın “Önümüzde Üç Seçenek Var” başlıklı yazısında “Seçim sathı mahalline girilmiştir” ifadesini görünce, Ferit Devellioğlu’nun Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat’ini tanık göstererek Arapçada bile böyle bir sözün olmadığını belirtmiştim. (Bkz. “Seçim Eğik Düzlemi”, BirGün, 7 Mart 2022)
Ama sanki biz bu uyarıyı yapmamışız gibi, gazetemizin Yayın Koordinatörü ve Dış Politika Yazarı İbrahim Varlı da bir süre önce aynı ifadeyi kullanmış: “Seçim sathı mahalline girilmişken yeniden Engels’i okumakta yarar var!” (“Ekonomi tek başına götürür mü?”, BirGün, 19 Temmuz 2022)
Bir fizik terimi olan bu sözün doğrusu “sathı mail”dir. Anlamı ise “eğilmiş, eğik yüzey” demektir. Ülkede seçim ortamına girildiğini belirtmek için “sathı mail” yerine yıllardır öz Türkçe “eğik düzlem” terimi kullanılıyor. Çoğu zaman yanlış yazılan “sathı mail” sözünün Türkçesine artık alışmamız gerekiyor. Nitekim Güray Öz, 31 Temmuz 2022 tarihli BirGün Pazar’daki “Metalaşan Vicdan Kapitalizme Dahil” başlıklı yazısında terimi Türkçe eşanlamlısıyla birlikte kullanarak kavramın doğru anlaşılmasına yardımcı olmak istemiş:
“Seçim sath-ı mailine, eğik düzlemine girdiğimiz söyleniyor. Eğik düzlem normal koşullardaki hızın ikiye üçe katlanması demektir…”
“Eğik düzlem” sözüne henüz ısınamamış arkadaşlar varsa, yerine göre “seçim dönemi”, “seçim ortamı”, “seçim iklimi” gibi başka tanımlamaları yeğleyebilir. Ama “seçim sathı mahalli” gibi yanlış kullanımlardan kesinlikle kaçınmalıyız.
* * *
HAFTANIN NOTU
Asırlık eğitim çınarı Abdullah Özkucur
Köy enstitülerinin yorulmaz emekçisi, 102 yaşındaki efsane eğitim çınarı Abdullah Özkucur da bu dünyaya veda etti. O, yaşayan en eski köy enstitülü idi. 100. yaşını iki yıl önce Ankara’da kutlamıştı. 11 Ağustos’ta Burhaniye Devlet Hastanesi’nde yaşama gözlerini yumdu.
Çifteler Köy Enstitüsü ile Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü’nü bitirmiş, daha sonra İvriz Köy Enstitüsü’nde öğretmen olarak hizmet vermişti. Yetiştiği okullarla ilgili çeşitli kitaplara da imza atan Özkucur, köy enstitüleri gerçeğini kendi yaşamından yola çıkarak yeni kuşaklara anlatmak için son nefesine değin büyük çaba göstermişti.
Özkucur’un cenazesi hafta sonunda Ankara’ya getirildi ve vasiyetine uygun olarak, köy enstitülerinin kurucusu İsmail Hakkı Tonguç’un Cebeci Asri Mezarlığı’ndaki gömütüne yakın bir yerde toprağa verildi.
Abdullah Özkucur öğretmenimiz, “Köy Enstitüleri Destanı”nın yaratıcılarından biri olarak her zaman saygıyla anılacaktır.
* * *