1935 – 25 Temmuz 2008
1935 Samsun Çarşamba doğumlu gazeteci Özden Alpdağ meslek yaşamına 1956 yılında Demokrat İzmir Gazetesinde başladı. Yeni Asır, Akşam, Ticaret Gazetesi ve Ulusal Basında uzun yıllar görev yapan Alpdağ, Anadolu’da çok sayıda gazetede köşe yazısı ve haberler yazdı.
Özden Alpdağ, 25 Temmuz 2008’de Foça’da yaşama veda etti.
Yaşamı, mesleğe başlangıcından, son nefesini verişine kadar öykülerle dolu Özden Alpdağ, aramızdan ayrıldığında 73 yaşındaydı.
Gazeteciliğe 21 yaşında Demokrat İzmir gazetesinde 100 TL aylıkla başladı. İzmir’de, Akşam, Yeni Asır, Ege Ekspres gazeteleri ve Devir dergisinde çalıştıktan sonra Ticaret gazetesi temsilcisi olarak Ankara’ya geldi, hayattan ayrıldığı güne dek, “Ankara Mektupları”nı yazmayı ihmal etmedi. Bu yazılarını Ticaret dışında Kocaeli, Bursa ve Eskişehir’de yayımlanan yerel gazetelere de gönderdi.
Ekonomi Muhabirleri Derneği’nin kuruluş çalışmalarına ilk günden itibaren katılan en kıdemli kişi olan Alpdağ, bir numaralı üye olarak ilk başkanlık görevini de üstlendi.
14 yıl yazı işleri müdürlüğü görevini yürüttüğü Ulusal Basın Ajansı (UBA)’nın kapanmasından bir süre sonra, eşi Nazan Alpdağ ile birlikte İzmir Foça’da, 19. Sokak 12 numaralı evine taşındı. Burada çalışmalarını sürdürürken, anılarının bir bölümünü TRT FM’de anlattı, bazılarını Ekonom’a (Ekonomi Muhabirleri Derneği’nin yayın organı) yazdı ve çoğunluğunu da dost sohbetlerinde paylaştı. Foça’daki evi yaz aylarında ziyaret kapısı oldu. 24 Temmuz 2008 akşamı bu evin önünde hayata gözlerini yumdu.
Mahalle bakkalı Bekir Gümüş ardından, “On yılını verdin sen Foça’ya/Hiç söz söyletmedin hacı hocaya/Güller açmış dönüştü goncaya/ Neye gittin Özden Abi” diye ağladı.
Meslektaşı, dostu Ercan Deva, “En zor olan, kaybettiğiniz bir kadim dostunuzun ardından yazdığınız yazıdır. Sonunda sevgili Özden Alpdağ bu yazıyı yazdırdı bana” diye başladığı yazısında, Alpdağ’ı şöyle anlattı:
“İçi-dışı bir insandı. Kızdığı zaman eser, savururdu. Ama öfkesi, sabun köpüğü gibiydi. Onun gevrek kahkahasını çok uzaklardan tanırdı dostları. Güzel giyinmesini bilirdi. Spor giyimi tercih ettiğinde mutlaka fular takardı. Muhabbetin koyulaştığı ortamlarda elinden hiç düşürmediği fotoğraf makinesini unuttuğu olurdu. Rahatına düşkündü. Özellikle seçim gezilerinde kaliteli bir araçla karşılaştığında hiç kaçırmazdı. Onun yanık sesinden dinlediğimiz görkemli şarkılar hâlâ kulaklarımda.”
Gazeteci Alaattin Aktaş da şöyle yazıyordu:
“Önceki cumartesi özel bir ziyaret için Ankara’dan Kayseri’ye giderken radyoda haberleri dinliyorum: ‘Gazeteci Özden Alpdağ vefat etti.’ Arabada yalnızım ve duygularımı paylaşacak kimse yok, kalakalıyorum. Kimi meslektaşlarımızın hitap şekliyle ‘papazı’ kaybetmişiz. Pamuk gibi bembeyaz ve uzun sayılabilecek saçları yüzünden mi bu şekilde anılırdı, anımsamıyorum doğrusu. Uygun bir yerde durup Nazan Abla’yı arıyorum, ama ulaşamıyorum. Özden Abi, genellikle çok şen, kahkahalar patlatan, espri üstüne espri yapan biri olarak tanınırdı. Ancak onun, yeri geldiğinde ne kadar ciddi bir insan olduğunu ve bulunduğu ortama ağırlığını koyduğunu da herkes bilirdi.”
EMD, Alpdağ’ın anısını adına verilen Altın Kalem Ödülü ve anma toplantılarıyla yaşatıyor.
(Kaynak. Taylan Erten, Vecdi Seviğ, İsmet Hazardağlı, Başkalaşımın Öyküsü Ekonomi, Siyaset ve Medya, 1931-2015, Ekonomi Muhabirleri Derneği yayını)