Hasan Köseoğlu / Ajans Bizim – CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, parti genel merkezinde MYK gündemine dair basın toplantısı düzenledi.
Uzun bir aranın ardından okullarda yüz yüze eğitimin yeniden başladığını hatırlatarak, öğretmen ve öğrencilere başarılar dileyen Öztrak, “Türkiye salgında, okullarını en uzun süre kapalı tutan ülkelerden biri. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatına üye olan ülkeler arasında, Meksika’nın ardından, okulları en uzun süre kapatılan ülke Türkiye oldu. Saray yönetimi, turizmden ve sanayiden gelecek dövize verdiği önemi, maalesef çocuklarımızın geleceğine, eğitimine veremedi. Salgında pek çok öğrenci uzaktan eğitime ulaşamadı, ulaşanlar da bundan bir şey anlamadı. Bir nesil göz göre göre heba olma noktasına geldi” dedi.
”Aşılamadaki gecikmelerin çocukların sağlığını da tehdit ettiğini” belirten Öztrak, aşılamayı hızlandırmak için gerekiyorsa dünyadaki diğer ülkelerin yaptığı gibi ödül ve teşvik programları uygulanabileceğini söyledi.
“19 yıldır iş başında olan Erdoğan Hükümetleri, dış politika, ekonomi gibi pek çok alanda devletin kurumlarını ve kapasitesini taammüden çökertti” diyen Öztak, “En çok zarar verdiği alanlardan biri de, milli vasfını bitirip, kendi siyasetine meze ettiği, vesayet altına aldığı, eğitim sistemimiz oldu. Bu kafanın iş başında olduğu ülkemizde, 19 yılda 8 kez, yani neredeyse her iki buçuk yılda bir, bir Milli Eğitim Bakanı değişti. Küçücük çocuklarımızın kafasına, kapı vurur gibi vurmaya cüret eden bir anlayış, onları bilimle, ilimle, irfanla donatamaz mümkün değil. Çocuklarımızı saç tıraşı nedeniyle, herkesin içinde azarlayan bu kafa, sorgulamayı, analitik düşünceyi, bırakın öğretmeyi, kendisi bunlardan bir şey anlamaz zaten” ifadelerini kullandı.
“OVP ile seçim süreci de başladı”
Dün gece yarısı 2022-2024 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program’ın (OVP) Resmi Gazete’de yayımlandığını hatırlatan Öztrak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Damat gidince, kerameti kendinden menkul ‘Yeni Ekonomi Programı’ adı da rafa kalkmış. Programın ismi ‘Orta Vadeli Program’ olmuş. Doğrusu da budur. 5018 sayılı Kanuna göre bu programın adı, Orta Vadeli Program’dır. Yine OVP, ilk defa, kanunen yayımlanması gereken tarihte yayımlandı. Yeni bakan, yasal sorumluluğunu yerine getirdi. Böylece bütçe süreci de yeniden resmen başladı. Bu arada Orta Vadeli Program’ın, seçim sürecini de başlattığı dikkatimizi çekiyor. Gelecek yıllara ait büyüme, ortalama döviz kuru, enflasyon, istihdam artışı hedefleri ve işsizlik tahminleri oldukça iyimser. Bu yönetimin, ekonomideki son üç yıllık performansına bakıldığında, Orta Vadeli Program sanki Alis Harikalar Diyarı’nda kitabı gibi geliyor.”
“Buna rağmen 2011’de Erdoğan’ın, 2023 için taahhüt ettiği hedeflerin artık yalan olduğu, bu Orta Vadeli Programla son bir kez daha tescillendi” diyen Öztrak, şunları kaydetti:
“2 trilyon dolar olması gereken milli gelir, OVP’ye göre 2023’te o da güya 925 milyar dolar olacakmış. Birincisi İlk 10 ekonomi arasına girme hedefi gerçekleşmiyor. 2023’te dünyayla ilgili tahminlere göre 18. sırada kalıyoruz. ‘2023’te 25 bin dolar olacak’ denen kişi başı gelir, OVP’ye göre dün gece açıklanan, 10 bin 703 dolar olacakmış. O da olursa. Erdoğan’ın vaatlerine göre, 2023’te 500 milyar dolar olması gereken ihracat, OVP’ye göre 242 milyar dolarda kalacak. 2023’de yüzde 5 olması gereken işsizlik ise bu programa göre yüzde 11,4 olacak, orada kalacak. Bu verilere göre, 2023’ün gelir ve ihracat hedefleri, iki kattan fazla iskontoya uğruyor, azalıyor. İşsizlik hedefi ise tam tersi iki kattan fazla artıyor. Şimdi bu vahim tablonun sorumlusu elbette ki Erdoğan’dır. Erdoğan sözünü yerine getiremediği için milletimizden derhal özür dilemelidir.”
“Faiz lobilerini sevindirecek OVP”
Yine bütçe tahminlerine bakıldığında 2022-2024 döneminde bütçe açığının milli gelire oranla, ortalama yüzde 3,2 olacağına işaret eden Öztrak, şöyle konuştu:
“Program tanımlı denge ise, önümüzdeki üç yıl boyunca açık vermeye devam edecek. Bütçenin bir de harcama tarafına bakıldığında, en çok faiz lobilerini sevindirecek bütçe olduğu anlaşılıyor bu bütçenin. Faiz harcamalarının bütçe harcamaları içindeki payı, önümüzdeki üç yılda da artmaya devam ediyor. Dolara vurursak, 2022-2024 döneminde, tam 87 milyar dolar, faiz lobilerinin cebine gidecek. Yani önümüzdeki üç yıl boyunca her gün 79 milyon 354 bin dolar milletin cebinden çıkacak, faiz lobilerinin cebine konacak. Biz boşuna demiyoruz ‘Bu hükümet faizi de faizciyi de sever’ diye! Erdoğan ne zaman çıkıp faize laf etse sonunda abat olan hep faiz lobileri oluyor. Artık milletimizin karartılan bahtını aydınlatmanın tek yolu, sandığın bir an önce milletimizin önüne getirilmesidir. Bu karanlık tünelden çıkmak için yeni kurumlara, yeni kurallarla, yeni kadrolara ihtiyaç var. Bunu yapabilecek vizyon ve irade de CHP’de var. Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılı, hepimiz için hakkın, hepimiz için hukukun, hepimiz için adaletin ve hepimiz için refahın yüzyılı olacak. Biz hazırız, milletimiz hazır.”
3 bin Afgan’ın TC vatandaşı yapıldığı iddiası
Soruları da yanıtlayan Öztrak’a, “ABD’nin bedeli karşılığında 3 bin Afgan’ın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yapılması iddiası kamuoyunun gündeminde. Sizin konuya ilişkin açıklamalarınız olacak mı?” sorusu yöneltildi.
Öztrak, soruya şu karşılığı verdi:
“Rezalet bir iddia. Ama 250 bin dolarlık konut alana vatandaşlık satarsanız eloğlu da bu teklifi yapmaya cesaret eder. Bu iddia vahimdir. Bu işin altı, üstü, önü, arkası vakit geçirmeden ortaya çıkarılmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin ay yıldızlı kimliği egemen güçlerin ödeyeceği bedel karşılığında başka ülkelerin vatandaşlarına dağıtılacak bir kağıt parçası değildir, olamaz. Daha dün Ömer Çelik “Bir mülteci daha almaya tahammülümüz yok” diyordu, şimdi sarayın yukarılarında başka pazarlıkların sürdüğü iddia ediliyor. Bunu kabul edemeyiz. Böyle ülke yönetilmez, böyle yönetim olursa bu ülke tabi ki savrulur.”
Diyanet İşleri Başkanının sosyal medya düzenlemesine ilişkin açıklamalarını değerlendirmesi istenen Öztrak, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde herkesin görevleri yasalarla belirlenmiştir. Diyanet’in görevi de bellidir. Diyanet İşleri Başkanı’nın da görevi bellidir. Benim bildiğim kadarıyla bu görevler arasında sosyal medyanın denetlenmesi yoktur. Bu ülkede yolsuzluklarla, arsızlıklarla ilgili ağzından bir kelime çıkmayan Diyanet İşleri Başkanı ve Diyanet’in başka her konuda bir fikri olduğunu görüyoruz. Diyanet İşleri Başkanı eğer siyaset yapmak istiyorsa cüppesini çıkartacak siyasete gelecek. Diyanet İşleri Başkanlığını AK Parti siyasetinin aparatı haline getirmeye bu ülkede kimsenin hakkı yoktur” dedi.