Saim Tokaçoğlu / Bizhaberiz – Bülent Arınç’ın, Gökçek hakkında “Ankara’yı parsel parsel sattı” sözleri üzerine açıklama yapan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan’ın hakkında açılan dava, yine ertelendi. Davada, Arınç’ın tanık olarak dinlenmesi talebi reddedilirken, Candan’ın avukatı Turgut Kazan duruma isyan etti.
Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan hakkında, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’e hakaret ettiği gerekçesi ile açılan davanın dördüncü duruşması 35. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Bülent Arınç’ın tanık olarak dinlenmesi talebi reddedildi.
Bülent Arınç’ın, Gökçek hakkında “Ankara’yı parsel parsel sattı” sözleri üzerine açıklama yapan Candan’ın hakkında açılan dava, 26 Mayıs Perşembe saat 14:30’a ertelendi.
Candan’ın avukatı Turgut Kazan, Bülent Arınç’ın tanık olarak dinlenmesini ve ispat hakkı talebini yineledi, davanın karara bağlanmasını istedi.
Turgut Kazan isyan etti
Mahkeme müdahil Melih Gökçek vekilinin süre talep etmesi üzerine esas hakkındaki diyeceklerini sunması için bir sonraki celseye kadar süre verdi, davayı 26 Mayıs Perşembe saat 14:30’a erteledi. Candan’ın avukatı Turgut Kazan bu duruma isyan ederek şunları söyledi:
“Uluslararası Basın Enstitüsü, Türkiye’deki hakaret davalarındaki deneyimlerimi aktarmam için bana davet gönderdi. Türkiye’de bir hukukçu olduğum için bundan için utanıyorum. ABD Rıza Sarraf’ı dolandırıcılık suçuyla yargılarken, Türkiye’de bir gazeteci Sarraf’a hakaret ettiği gerekçesiyle yargılanıyor. Bülent Arınç Parsel parsel sattı diyor, Melih Gökçek pişmanım diyor, dava müvekkilime açılıyor. Bu davada karşı taraf üzerinizde Demokles’in kılıcı gibi nereye tayin edileceğiniz konusunda baskı kurmak ve davanın uzamasını istiyor, bu nedenle bu davada karar verin süre vermeyin. Savunma süre istemiyor, bizi hazırız, şikâyetçi taraf diyeceğini demiştir, neyin süresini istiyor”
“Mücadeleye devam edeceğiz”
Davaya ilişkin açıklama yapan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan ise şunları kaydetti: “Bugün biz karar verilmesini bekliyorduk, lakin yine karar verilmedi ve dava 26 Mayıs’a erteledi. İşin ilginç olanı Melih Gökçek’in avukatının süre istemesiydi. Oysaki şikâyet edilen, savunmayı yapacak biziz. Biz savunma olarak hazır olduğumuz halde, şikâyetçi taraf hazırlık yapmak üzere süre istedi. Suç duyurusunda bulunulmuş ve dava açılmış süreçte bu işin bir komedi olduğu ortaya çıktı. 3 aylık bir süre istiyorlar neredeyse. Mahkeme bir ay süre verdi. Avukatımız Turgut Kazan artık karar verilmesi gerektiğini, bu sürecin uzatılmasının hâkim üzerinde bir baskı aracı olduğunu söyledi. Hâkim hiçbir şey söylemedi ve onların isteğiyle birlikte 26 Mayıs’a kadar süre verdi.”
“Hukuk açısından üzüntü verici”
Davada hakaretlik bir durum olmadığına da dikkat çeken Candan, “‘Parsel parsel sattı’ diyen Bülent Arınç’ın tanıklığı da reddedildi. Parsel parsel sattı’ diyen Bülent Arınç, ‘Evet ben sattım ama pişmanım’ diyen Melih Gökçek ancak dava bize açılıyor ve üstelikte bu süreç uzunca bir süredir devam ediyor. Bizim açımızdan mücadele nereye kadar devam edecekse oraya kadar sürdürmeye kararlıyız. Hukuk artık siyasi baskı altında bağımsız yargı karar vermekte zorlanıyor. Bizim yaşadığımız budur. Bur davada bir savunma avukatının hâkimin yüzüne ‘Bu dava Demokles’in kılıcı gibi üzerinizde tutuluyor işte tayininiz ve başka tür baskılar için araç haline geliyor’ demesi Türkiye’de hukukun baskı altında olduğunun açık göstergesidir. Hukuk açısından oldukça üzüntü verici bir durum” diye konuştu.
Candan, kendi davasıyla aynı gün görülen Can Dündar ve akademisyenlere ilişkin davaları da hatırlatarak, “Her üç davada da aslında bu sürecin sorumluları zeytinyağı gibi üste çıkmaya devam ediyorlar. Bugün değilse de yarın mutlaka gerçek adaletin sağlanacağına ilişkin inancımız tam” dedi.
“Dava açmak anayasal hakkımız”
Bir basın mensubunun Osman Gazi Köprüsü’ adı verilen İzmit Körfez Geçişi Köprüsü’nün açılışında konuşan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “TMMOB için ‘yıkım ekibi’, paralelle, AP ile ortak” sözlerine ilişkin değerlendirme istemesi üzerine ise şunları söyledi:
“Sanırım onlarla aynı evrende yaşamıyoruz, sanırım onlar paralel evrende yaşanıyor. TMMOB, 1954 yılından bu yana bağlı meslek odalarıyla birlikte kamu ve toplum yararı mücadelesini devam ettiriyor ve devam ettirecek. Dava açmak bizim anayasal hakkımızdır. Kamu yararı olmayan uygulamalara dava açma Anayasal hakkımızı değil Cumhurbaşkanı, kimse engelleyemez. TC Anayasası yürürlükteyken biz hak arama mücadelesi içindeyiz. Demokratik eleştiri ve hak arama yollarını kabul etmeyen bir bakış açısı kendisinden olmayan herkese paralelci diyorlar. Bizim yolumuz bellidir. TMMOB ve Mimarlar Odası bildiği yoldan devam ediyor. Bu yol anayasa ve hukuk yolu ve meşakkatli bir yol, paralel yol değil.”