Prof. Dr. Özge Soyer, “Havanın kirli oluşu solunum yollarının geçirgenliğini artırır ve hasarlanmasına neden olur” dedi.
Eylül Akkaya / Ajans Bizim – Günümüzde hava kirliliği astımlı hastaların sağlığını etkileyen en önemli sorunların başını çekiyor. Hava kirliliğine neden olan başlıca unsurlar arasında, çoğunlukla insan kaynaklı olan trafik, sanayi, ısıtma, enerji üretimi, hayvancılıktan kaynaklanan organik atıklar ile amonyak ve metan gibi gazlar bulunuyor.
Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği (AİD) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Özge Soyer, hava kirliliğinin astım sıklığını ve astım nedenli acil başvurularını arttırdığını belirterek, “Günümüzde küresel enerjinin büyük kısmı fosil yakıtlardan elde ediliyor. Bu yakıtların yanması ile karbondioksit, metan gazı, siyah karbon, nitrojen oksitler ve sülfatlar açığa çıkıyor. Bu tarz hava kirleticileri solunum yollarının geçirgenliğini artırır ve hasarlanmasına neden olur. Sonuç olarak akciğerlerde hassasiyete, balgam oluşumuna ve astım atağına yol açar” dedi.
Trafik kaynaklı hava kirliliğinin çocukluk çağı astımının önemli bir nedeni olduğunu anlatan Soyer, trafik kaynaklı hava kirliliğini şöyle açıkladı:
“Azot dioksit trafik kaynaklı hava kirliliğinde en çok maruz kalınan maddedir ve yılda 4 milyona yakın (yüzde 64’ü şehirde yaşayan) çocuğun astım tanısı almasına neden olmaktadır. Trafik kaynaklı hava kirliliğine maruz kalan çocuklarda astımın yarattığı mikropsuz iltihaplanma daha fazladır. Maalesef doğum öncesi ve erken çocukluk döneminde trafik kaynaklı hava kirliliğine yoğun temasın, solunum yollarının alerjik hale gelmesine yol açan genetik değişikliklere neden olduğu çalışmalar ile gösterilmiştir. Trafiğe yakın bölgede oturmak alerjik rinit/nezle gelişme riskini de artırır.”
Havanın kirli olduğu dönemlere dikkat
Astım hastalarının mümkün olduğunca iç ve dış ortam hava kirliliğinden uzak durulmasını öneren Soyer, astım hastalarının çok soğuk havalarda veya hava kirliliğinin yoğun olduğu günlerde ağır fiziksel aktivitelerden kaçınmalarını, pencereleri kapalı tutmalarını ve gerekmediği sürece dışarıya çıkmamalarını önerdi. Dışarı çıkılması durumunda maske takılması, nefes açıcıların mutlaka bulundurulması gerektiğini ifade eden Soyer, atılması gereken en önemli adımın ise hava ve çevre kirliliğini azaltacak yöntemlerin geliştirilmesi olduğunu ifade etti.