Tetkik hâkiminin incelemesini bekliyoruz.
Umarız ters bir şey olmaz diye düşünüyorum.
Bir hafta sonra sayın hâkim beni makamına davet etti.
Hemen yanıma bir arkadaşımı alarak hâkim beyin makamına ulaştık.
Hâkim bey özetle şu bilgileri verdi:
“Son üç yıla ait karar defterlerini bizzat inceledim ve okudum.
Hiçbir cemiyet üyesi hakkında ihraç kararına rastlayamadım. İçiniz rahat olsun. Cemiyetin üyesi olduğunuza dair belgeyi hazırladım. Tapunuzu Kaş’tan alabilirsiniz.”
Çok teşekkür ettim. Hem kendim ve hem de benim durumunda olan arkadaşlar için şükranlarımı sundum.
İkram edilen çayları içerken hâkim bey şunları söyleme gereğini hissetmiş olmalı.
Dedi ki:
“Hayretimi çeken hususlar oldu. Bir cemiyette, hele hele gazetecilik mesleğini yapanların aynı çatı altında buluştukları gazeteciler cemiyetinde ne biçim yönetimdir ki, tüm üyelerin alınan kararlarda imzası olmaz. Sadece başkanın imzaladığı kararlar var. Bazı kararlar ise iki veya üç kişi ile alınmış. Yani çoğunluk yok. Bir tane değil. Onlarca böyle kararlar var ve hiçbiri yasal değil. Geçerliliği yok yani…”
Sonra derin bir soluk aldı ve devam etti:
“Şu anda bu karar defterlerinin bir kopyasını çıkarıp size versem, inanın bir hafta değil ama bir ayda bu cemiyetin kapısına kilit vurur mahkeme. İhtiyaten, elinizde bulunması açısından, bir gün gerekebilir diye defterlerin fotokopilerini çektirip size verebilirim.”
Şaşkındık, mahcubiyetten yüzümüz düşmüştü adeta…
Üyesi olduğumuz cemiyetin düştüğü şu hale bakar mısınız? Çok ama çok üzüldük.
Hazırlanan “Üye olduğuma dair” belgeyi aldım.
Sonsuz teşekkürlerimi sunarak hâkimin makamından ayrıldık.
Tabii bu durumu, birlikte Kaş’ta tapu davası açmayı planladığımız arkadaşlara ilettim.
Üç arkadaş, ayrı ayrı aldığımız “Cemiyetin üyesidirler” kararı içeren belgeyi avukatımıza sunduk.
Davamız çok ama çok uzadı.
Cemiyet, başta rahmetli Cenkçi olmak üzere yönetim, kendilerine göre “gözden çıkardıkları” üyeleri yokmuş sayarak tapu vermemekte kararlı görünüyorlardı.
Başkanın ilişki kurduğu ancak anlaşamadığı bazı Kaş Kaymakamlarının tayinlerini çıkardığı dahi söyleniyordu.
En azından avukatımız kısa sürede sonuç alamamıştı ve alamayacak gibi görünüyordu.
Üye olduğumuz bildirildikten sonraki kaçıncı duruşma bilemiyorum (o zamana kadar en az dört yıl geçmişti) Kaş Mahkemesi hâkimi, cemiyette üye olduğumuza karar verdi ve bu karar Tapu Müdürlüğüne bildirildi.
Derin bir soluk almıştık.
Birçok arkadaşımız aynı haktan yararlanacak, vecibelerini yerine getirmiş olan üyeler tapularına kavuşacaklardı.
Çok sevinçliydik.
Hatta avukat hanıma haber verip bu kararı Mülkiyeliler Lokali bahçesinde “rakı” ile taçlandırdık.
(Devam edecek)