Adam intihal yapmış…
Yani Üniversitede yükselmek (doçent-doktor-profesör olmak) için yazdığı tezde “intihal” yaptığı söyleniyor.
İntihalin Türkçesi, tırtıklamak, kopyalamak, çalmak…
Yani “kaynak” gösterdiğin bir kişinin görüşünü-yazısını-fikrini, o kişinin adını yazmadan-zikretmeden kendine aitmiş gibi kullanmak.
Türkçesi başkasının fikrini çalmak.
Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğüne “kayyum” misali atanan Melih Bulu, intihal iddialarına karşı “Ne olmuş yani, alıntı yaptığım yazıyı parantez içine almamak intihal midir?” gibi absürt bir yanıt verdi TV kanallarında.
Tabii ki intihaldir, hırsızlıktır.
Görüşünü tezinde kullandığın bilim adamının senin gibi adı olmalı… Soyadı olmalı… Üstelik sıfatı olmalı… Hangi üniversitede hoca olduğu bilinmeli… Ve de sayfanın dibinde bütün bunlar yazılmalı…
Sadece parantez yetmez…
Bulu, İstinye Üniversitesinde rektör iken neden Boğaziçi gibi dünya üniversiteleri arasında zaman zaman ilk 100’e giren Boğaziçi’ne atanıyor?
Neden çok sık dile getirdiği ve mezun olduğu ODTÜ’ye atanmak istememiş?
Bulu, Boğaziçi Üniversitesine girmiş- çıkmış…
Oradan zaman zaman özel sektöre zıplamış…
Olmamış, AKP’den milletvekili, adayı olmuş…
Tutmamış…
Belediye seçimlerinde aday olmuş.
Yine fırsat vermemişler…
Sonra da işi-gücü varken, Türkiye’nin en güçlü ve başarılı üniversitesine tek imza ile kayyum-rektör atanıyor.
Bulu, bilim adamı değil adeta…
Geçmişine bakınca, özel sektörde bile dikiş tutturamamış biri…
AKP “iltisaklı” bir siyasi figür…
Kendisine gösterilen aşırı tepkileri dahi doğal karşılayan, böylesine vurdumduymaz, böylesine pişkin birine az rastlanır.
Bu tepeden inme atamayı içine sindiremeyen üniversitenin kadrosundaki tüm bilim adamlarının kendisine arkasına dönmesini içine sindirebiliyor, bu davranışa aldırmıyor.
Binlerce öğrencinin tepkisini “gelir-geçer” sayıyor.
Her protesto ve yürüyüşte olabilecek, öğrencilerin arasına karışan “militan” bulaşığı üç beş çapulcuyu “Protestoyu yapanlar işte bunlar” diye yaftalayan Bulu, nerdeyse tüm öğrencileri THKP-C’li ilan edecek?
İçişleri Bakanına kalsa 17 kişiden, ikisi gerçek öğrenci…
Diğerleri militan…
Soylu’nun iddiasına göre de sadece 15 militan rektöre karşı çıkıyor.
Oysa bu üniversitede 16 bin 655 öğrenci eğitim yapıyor.
Bünyesinde böylesine devasa bir öğrenci kitlesini barındıran Boğaziçi kampüsünü eğer 15 kişi karıştırdıysa TV ekranlarında görünen binlerce öğrenci kimdir?
Yoksa Nijerya’lı mı bu gençlerimiz?
Anlayan beri gelsin…
Bir de salakça- altı-üstü olmayan bir iddia var ki çok şaşırıyorum.
Masum öğrenci protestolarını “İkinci Gezi Provası” olarak yaftalamaya çalışan saray beslemesi TV kanalları var ya, onların iddialarına çok ama çoookkk gülüyorum.
Diyorum ki: Siyasi asalaklığın bile bir mantığı olmalı…