Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi, AKP’li Melih Gökçek döneminde meydana geldiği belirtilen ve 3 milyar liraya yaklaşan 40 civarındaki suç duyurusuna konu olan usulsüzlüklerle ilgili yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi’nin Ankara Büyükşehir Belediyesi yönetiminin başlatmış olduğu hukuki sürece müdahil olacağı vurgulandı.
Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi’nin basın açıklaması şöyle;
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş tarafından, 07.12.2020 tarihinde düzenlenen basın toplantısında İ. Melih Gökçek yönetiminde gerçekleştirildiği iddia edilen ve toplam bedeli güncel değeriyle 3 katrilyon liraya karşılık gelen 40 civarında suç duyurusuna konu olan usulsüzlükler kamuoyuyla paylaşılmıştır (1). İ. Melih Gökçekin yönetimde bulunduğu 23 yıllık süre içerisinde ortaya konan yönetim anlayışının, Ankarayı nasıl bir yıkıma uğrattığı ve bu yıkımın belli bir grup sermayedarı nasıl haksız ve hızlı bir şekilde zenginleştirdiği meslek örgütleri tarafından sıkça dile getirilmiştir. Söz konusu basın toplantısında bir kısmı açıklanan yolsuzluk çarkının içerisinde, Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi olarak yıllardır takip ettiğimiz arazi mafyaları, büyük müteahhitler, emlak spekülatörleri gibi rant avcısı sermayedarlar ile iş birliği içinde yürütülen planlama süreçlerinin de olduğunu bir kez daha hatırlatmak isteriz.
“Ankara parsel parsel satılmıştır”
Dönemin hükümet sözcüsü Bülent Arınç tarafından 2015 yılı Mart ayında Ankara Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı İ.Melih Gökçek hakkında sarf edilen; “Adaylığı sürecinde ve seçimlerde oy isterken bu yapının kucağına oturmuştur, yurt yerleri vermiştir, imar planlarında değişiklikler yaptırmıştır, zengin adamlara okullar yaptırmıştır. Ankara parsel parsel satılmıştır.” sözleri beş seneyi aşkın süredir bir karşılık bulmamıştır. Kentsel mücadelede hukuki kazanımlarımız ve eylemlerimizle ispatladığımız bu gerçekliğin devletin üst düzey yetkililerinden biri tarafından dile getirilmesinin ardından görevi kötüye kullanan tüm yöneticilerin kente karşı işlemiş oldukları suçlar karşısında gereğinin yapılması için yapılan çağrılar ve suç duyuruları yanıtsız kalmıştır. Bir kez daha hatırlatmak isteriz ki; kamu yararına, şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına aykırı biçimde yürütülen planlama çalışmaları kamu kaynakları israfının ve yolsuzluğun önemli bir bileşeni konumundadır.
Kamu kaynakları israfına yol açarak belirli bir kesimin kârının artırıldığı tüm usulsüz planlama süreçleri karşısında yürüttüğümüz idari süreçlerin bu mücadelenin önemli bir bileşeni konumunda olması sebebiyle, Ankara Büyükşehir Belediyesi`nce başlatılan, geçmiş dönemdeki yolsuzlukları yargıya taşıyan sürecin aktif bir takipçisi olabilmek adına, başlatılan hukuki sürece müdahil olacağımızı bildiririz.
Çünkü;
Arsa karşılığında emsal artışı, diğer bir ifadeyle karşılıklı bireysel çıkar ilişkisini gözeten meclis kararları; emsal harici tutulan alanlar, piyasa mekanizmalarına, kişi ve dernek/vakıflara tahsis edilen kamu arazileri, imar planı değişiklikleri marifetiyle yolsuzluklar, verilen taahhütler ile gizli kapaklı, türlü hileyle Ankaralıların cebinden toplanan paralar ile Ankara`nın doğal alanları katledilmiştir (2).
Gökçek döneminde hiçbir bütüncül planlam çalışması uygulanmadı
Gökçek dönemi boyunca hiçbir bütüncül planlama çalışması uygulanmamış; parçacıl planlarla bir kentin geçmişi ve geleceği mahvedilmiştir. Belediye yönetimi projeci bir anlayışla Ankara`yı plansız bir geleceğe mahkûm etmiştir.
Gökçek ve Belediye Meclisi, Ankara halkı ve meslek örgütlerince kamu yararına ve şehircilik ilkelerine aykırı olduğu gerekçesiyle mahkemelere taşınan binlerce imar planını, yargı kararlarının arkasından dolanarak mükerrer şekilde, ısrarla yeniden onaylamıştır. Söz konusu mükerrer plan yapım yöntemine Ankara halkının vergileri harcanmıştır. Meslek Odalarının en az ücret yönetmeliklerine göre, sadece mükerrer plan değişikliklerinin ve projelendirmelerinin maliyetinin dahi milyonlarca liraya karşılık gelen bir kamu kaynağı israfı olduğu unutulmamalıdır (3).
Ankara Büyükşehir Belediyesine 2000-2020 tarihleri arasında imar planlarına ilişkin sadece Odamızın açtığı 685 adet dava bulunmaktadır. Bu davaların yaklaşık %70i kazanımla sonuçlanmıştır. Bu sayılar, kamu arazilerinin kamu yararına aykırı biçimde halkın elinden ve kullanımından koparılarak toplumu zarara uğratmanın yanı sıra, Ankara Büyükşehir Belediyesi`nin kente verdiği kamu kaynağı zararının önemli bir ispatıdır. Kaybedilen davaların tamamının dava masraflarının da kamu bütçesinden karşılandığı unutulmamalıdır.
Ankara’nın kapıları
Ankaranın kapıları, gökkuşağı, saatler ve dinozorlar gibi akılalmaz boyutlara ulaşan; hiçbir Ankaralının talebi ve kentin ihtiyacı olmaksızın inşa edilen ucubeler, yandaş sermayedarların daha fazla zenginleştirilmesini sağlamış, mevcut kentsel-mekânsal sorunları katmerlendirmiş, kamusal alanları, sokakları, mahalleleri ve tüm kenti yaşanmaz hale getirmiştir. Ankaranın mutlak tarım arazileri, doğal ve tarihi sit alanı olan AOÇ üzerinde inşa edilen Ankapark için dönemin belediye başkanı Gökçek hakkında yargı kararlarını uygulamadığı gerekçesiyle kamu davası açılması talep edilerek 2015 yılında suç duyurusunda bulunulmuştur (4).
Gökçek ve Ankara Büyükşehir Belediyesi`ne planlamanın kamu kaynaklarını verimli kullanmak gibi bir sorumluluğu olduğu ve özellikle Ulaşım Ana Planı, Koruma Amaçlı İmar Planları ve Çevre Düzeni Planı gibi bütüncül planlama faaliyetlerinin acilen hazırlanmasının gerekliliği hatırlatılmıştır. Ancak, tüm uyarılarımıza rağmen çağrılarımıza kulak tıkayarak keyfi uygulamalar ve parçacıl müdahalelerle kamu kaynaklarını sürekli zarara uğratmışlardır.
Arazi mafyası
Bu talan çarkının içerisinde arazi mafyaları, büyük müteahhitler, emlak spekülatörleri gibi rant avcısı sermayedarlar ile TOKİ, rezidans kiralayan kamu kurumları gibi merkezi yönetim mekanizmaları da yer almaktadır (5). Kente karşı işlenen suçları sürekli ve yeniden üreten merkezi hükümet ve yerel yönetimlerin karşısında duran meslek odaları her daim bu mücadelenin öncüsü olmuştur. Kamu yararı adına sürece dâhil olma ve mücadeleyi büyütme çağrıları ne yazık ki konunun ilgilisi olan kamu aktörleri tarafından çoğunlukla yanıtsız bırakılmış, hatta kent ve kentlileri savunanlar hedef gösterilmiştir.
Melih Gökçek ve tüm suçlular yargılanmalı
Ankara kentinin ve Ankaralıların gasp edilen tüm haklarının, israf edilen kamu kaynaklarının ve tüm yolsuzlukların aydınlatılması için yürütülecek mücadelelerin her zaman taşıyıcı bir öznesi olacağımızı tekrar hatırlatarak, mevcut Ankara Büyükşehir Belediyesi yönetiminin başlatmış olduğu hukuki sürece müdahil olacağımızı bildiririz. Hukuku, geleceğimizi, kamu yararını hiçe sayan bu düzenin çok daha yaygın ve kök salmış bir durumda olduğunu bilerek, ilerleyen süreçlerde mücadeleyi büyütmenin artık bir zorunluluk ve sorumluluk olduğunu vurgulayarak, dönemin belediye başkanı İ.Melih Gökçek ve kamu israfına yol açan belediye meclis üyeleri başta olmak üzere kamuyu kasıtlı ve sistematik olarak zarara uğratan tüm suçluların yargılanmasını talep ediyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyururuz.