Birisi 3 gün içinde başka bir gündem yaratmazsa, yılın son tartışması marketlerde naylon poşetlerin parayla satılacak olması. Amaç, naylon poşet kullanımının azaltılması ve doğaya zarar vermesinin önlenmesi imiş!
Kim düşündüyse helâl olsun!
Bir naylon poşeti 25 kuruşa satınca, doğayı kurtarmış olacaklar!
Kiloyla aldığınız her şeyi taneyle satmaya başladığınızda, mutlaka çok fazla kâr elde edersiniz. Bu ekonomik bir gerçektir.
Hiçbir market üzerine markasını bastırarak ürettirdiği naylon poşete adet fiyatı ödemez. Böyle bir üretim şekli yoktur. Baskılı naylon poşet kilo hesabıyla üretilir, kilo hesabıyla satılır. Perakende satış bile kilo üzerinden yapılır. Bir kilo naylon poşet aldığınızda, kullanılan naylonun kalınlığına göre kaç adede denk geldiği bellidir. Piyasada perakende olarak satılan naylon poşetin maliyeti bile 10-15 kuruşu geçmez!
Bu açıdan baktığınızda, büyük market zincirlerinin tonlarla ifade edilen naylon torba alımlarının ne kadar ucuz olabileceğini siz düşünün. Size satacakları her poşette en az iki katı kâr elde edecekler.
Madalyonun bir de diğer yüzü var. “Bu kadar da ince hesap yapılmaz ki” diyebilirsiniz belki ama zaten farkında olmadan bu poşetlere bedel ödüyorsunuz. 5 liraya satın aldığınız mandalinayı koyduğunuz poşet, aynı mandalina gibi kilosu 5 liradan, 11 liraya aldığınız muzu koydukları poşet kilosu 11 liradan çaktırmadan size satılıyor. Hışır poşet diye adlandırılan, daha çok meyve sebze için kullanılan en ince şeffaf poşetin en büyük boyunun kg fiyatı (200 adet) perakende olarak 14 lira kadar. Yani adedi yalnızca 7 kuruş.
Çok fazla bakkal hesabı yapmayalım, özellikle büyük marketlerde, gross marketlerde her gün binlerce kişi alışveriş yapıyor. Etrafınıza bir göz gezdirin, kasadan çıkanların ellerinde kaçar poşet var, yaratılmak istenen vurgunun boyutlarını tahayyül edin. Elde edilecek milyonlarca liranın kaç kuruşu doğa için, çevre için harcanacak, ben bilmiyorum.
Niyet iyi olsaydı, bir hükümet yetkilisi çıkar, “Elde edilecek gelir doğa için harcanacak” der, tüketici de seve seve o parayı öderdi. Bu şekilde doğayı korumayı düşündüklerini zannediyorsanız, yanılıyorsunuz.
Yaptığınız alışverişe, o naylon poşetlerin içinde neler olduğuna bir bakalım. Beyaz peynir, salam, sucuk, zeytin, et ürünleri, su, bisküvi, sabun, tuvalet kâğıdı… Hepsinin ambalajı doğaya zarar vermiyor mu?
Poşetleri başka hangi amaçla kullandığınıza da bir bakalım. Evinizde biriken atıkları neyin içinde atıyorsunuz çöpe? Naylon poşetler içinde değil mi? Artık o çöp poşetlerine para vereceksiniz.
Uygulamayı protesto etmek için pek mantıklı olmayan protesto çağrılar var. Alışveriş arabasını doldurup kasaya gidilecek, kasiyer naylon poşet için para istediğinde “hiçbirini almıyorum” denilerek dolu market arabası orada bırakılıp gidilecekmiş. Kasiyerin ne suçu var, o ürünleri küfrede ede tekrar raflara yerleştirmek zorunda kalacak olan market personelini neden cezalandırıyorsun?
Muhatabın 3 kuruşa alnının teriyle çalışan market çalışanları mı?
Bir yandan da bez çantalar, naylon poşet yerine kullanılabilecek alternatifler üretilmeye çalışılıyor. Bu tür alternatifler yaratmaya çalışmak teslimiyetin, bu mantıksız uygulamanın sessizce kabullenilmesinin göstergesi.
Görünen şu; kimsenin sesi çıkmayacak, bireysel çözümler yaratılmaya çalışılacak, insanlar birbirine söylenecek, kasiyerlere patlayacak, sonuçta milyonlarca lira sürekli olarak sermaye sahiplerinin kâr hanesine yazılacak.
Tüketici dernekleri öncülük yapsa, herkes birlik olsa, kısa bir süre zorunlu alışverişinin dışında marketlere uğramasa, zorunlu alışverişini de evinden götüreceği eski poşetlerle, çantalarla yapsa, sermaye sahipleri çok dayanamaz, hükümete baskı yapar, bu saçma sapan uygulamadan vazgeçilmesini sağlarlar.
Yok eğer biz yanılıyorsak, amaç gerçekten doğayı korumaksa, biraz bilimsel çalışın, toplumu karşınıza değil yanınıza alın. Tüketici dernekleriyle, doğa için, çevre için canını dişine takmış çalışan derneklerin sorumlularıyla, bilim adamlarıyla birlikte çalışın.
Amerika’yı yeniden keşfetmenize de hiç gerek yok. Batılı ülkeler bu işi çoktan hallettiler. Nasılsa alıştık Amerikalı şirketlerden danışmanlık hizmeti almaya.