Durmuş Ali Başkan / Ajans Bizim – Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Süleyman İrvan, bir araştırma sonucu açıklanırken künye bilgilerinin mutlaka verilmesi gerektiğini belirterek, yurttaşların da araştırma şirketlerini hesap verebilir olmaya zorlayabilmesi gerektiğini söyledi.
İrvan, seçim sonuçlarına yönelik yapılan anket çalışmaları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Seçime geri sayım sürerken neredeyse her gün farklı bir şirketin anket sonuçlarının yayınlandığını ve her gün bir seçim tahmini açıklandığını kaydeden Prof. Dr. Süleyman İrvan, şunları kaydetti:
“Bu tahminler aynı zamanda bu şirketlerin ve kullanıcıların sosyal medya hesaplarından yayımlanıyor. Dünyada anketler konusunda yol gösterici iki önemli kurum var. Bu kurumların birincisi, Dünya Kamuoyu Araştırmaları Derneği’dir (WAPOR). Onlar araştırma bulgularının nasıl yayımlanması gerektiğini belirten etik ilkeleri yayınladılar. Bu ilkelere göre; bir araştırma sonucu açıklanırken künye bilgileri mutlaka verilmeli ve bu künyede; anketi yapan şirketin adı, anketin kimin adına yapıldığı, hangi parti ya da kurum tarafından finanse edildiği, sahada hangi tarihlerde gerçekleştirildiği, kaç kişiyle yapıldığı yani örneklem büyüklüğü, örneklemin hangi yöntemle belirlendiği; sorulan soruların nasıl ifade edildiği; telefonla mı, yüz yüze mi uygulandığı, hata payının artı eksi kaç olduğu ve kararsızların nasıl dağıtıldığı açıkça belirtilmeli. Bu bilgileri vermeyen araştırma şirketlerinin açıkladığı veriler güvenilir olarak kabul edilmemeli. İkinci olarak da Avrupa Kamuoyu ve Pazarlama Araştırmaları Derneği’nden (ESOMAR) bahsedebiliriz. ESOMAR da aynı şekilde araştırma şirketlerinin araştırma sonucu açıklarken künye bilgilerini vermeleri gerektiğini vurguluyor.”
“TÜAD araştırma şirketlerini uyarmalı”
Türkiye’de kamuoyu araştırmaları alanında düzenlemeler ve denetim yapmak için kurulan Türkiye Araştırmacılar Derneği’nin (TÜAD) bu süreçte daha aktif olması gerektiğini belirten İrvan, “Aynı zamanda kamuoyu araştırması yaptığını iddia eden şirketlerin hesap verebilirliğinin sağlanması gerekiyor. Son seçim kampanyası dönemine ilişkin herhangi bir uyarı ya da tavsiyede bulunmayan TÜAD, derneğin amaçlarına uygun olarak araştırma şirketlerini uyarmalı.” dedi.
“Haber siteleri temkinli olmalı”
Prof. Dr. Süleyman İrvan son döneme ilişkin gözlemlerini de şu şekilde ifade etti:
“Araştırma sonuçlarını haberleştirmeden önce haber siteleri mutlaka künye bilgilerini araştırma şirketlerinden istemeli ve araştırma tekniği açısından güvenilir bulmadıkları araştırmaları haber yaparak aktarmamalı. Nasıl ki kasıtlı biçimde çarpıtılmış bilgilerden oluşan ve dezenformasyon olarak nitelen yalan haberlerden uzak durmak gerekiyorsa, bir dayanağı olmayan izlenimi veren araştırmalara da aynı şekilde yaklaşılmalı.”
“Özdenetim mekanizmaları kurulmalı”
Prof. Dr. Süleyman İrvan anket çalışmasının güvenilir olduğunu anlamanın yöntemlerini şu şekilde sıraladı:
“Öncelikle medya okuryazarı yurttaşlar olarak tıpkı diğer haberlerde olduğu gibi öncelikle kaynağa bakmalıyız. Eğer araştırma şirketi bilinen bir şirketse, daha önceki seçimlerde iyi bir performans sergilemiş ve seçim sonuçlarını manipüle etmeye yönelik bir şirket olmadığını kanıtlamışsa bu şirketin araştırmalarına daha çok güvenebiliriz. Yayınlanan haberde araştırmanın künye bilgilerine mutlaka bakın. Bu bilgiler de bize araştırma hakkında bilgi verecektir. Yeni bir araştırma şirketi de pekâlâ düzgün araştırmalar yapıyor olabilir. Bunu anlamanın tek yolu, anket hakkındaki bilgilerin tam olmasında yatıyor. Özdenetim mekanizmalarını kuramazsak manipülatif amaçlı araştırmaların önüne geçemeyiz.”
“Seçmenler hesap vermeye zorlamalı”
Gerçekten yapılmış bir araştırmanın yapıldığı zamandaki siyasal eğilimleri gösterebileceğini ifade eden Prof. Dr. Süleyman İrvan, şunları kaydetti:
“Bugün açıklanan bir araştırma sonucunun seçim sonucundan farklı çıkması olasıdır. Çünkü kampanya sürecinde seçmen tercihleri değişiklik gösterebilir. Dolayısıyla yurttaşlar olarak anketlere seçmen eğilimleri hakkında bilgi sahibi olmak için kullanmalıyız. Ancak sadece sonuçlara değil, anketin güvenilir olup olmadığına da bakmalıyız. Günümüzde her ne kadar insanlar kendi dünya görüşlerini destekleyen araştırma sonuçlarını doğru, desteklemeyenleri de yanlış kabul ediyorsa da asıl olan objektif kriterlere uygun biçimde yapılmış araştırmaları değerlendirmeye alıp diğerlerini dikkate almamaktır. Bu süreçte elbette sorumlu yurttaşlar olarak bizler de araştırma şirketlerini hesap verebilir olmaya zorlayabiliriz. Eğer sosyal medyada sadece sonuçları açıklayan bir araştırma şirketi görürseniz, bu şirketlerin araştırmanın künye bilgilerini açıklamaları için zorlayın. Güvenilir bulmadığınız araştırmaları paylaşmayın.”