TTB İkinci Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, aşılamanın birinci aşamasının dahi tamamlanamadığını belirterek, bu hızla devam edildiği takdirde toplumun 60 milyonluk kesitinin ancak 2 yılda aşılanabileceğini söyledi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) COVID-19 İzleme Kurulu, Türkiye’de ilk COVID-19 vakasının resmi olarak açıklanmasından bu yana geçen 11 aylık süreci kapsayan değerlendirmesini çevrimiçi düzenlenen basın toplantısıyla açıkladı. TTB’nin Youtube ve Periscope kanallarından canlı yayınlanan basın toplantısına TTB Merkez Konseyi, COVID-19 İzleme Kurulu, Halk Sağlığı Kolu, Aile Hekimliği Kolu, Pratisyen Hekimler Kolu ve uzmanlık derneklerinin üyeleri katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, hastalığa değil topluma odaklanmanın ve birinci basamak sağlık hizmetlerinin öneminden bahsetti ve raporun hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür etti.
COVID-19 Pandemisi 11. Ay Değerlendirmesi’nin sunumunu TTB İkinci Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten yaptı. Pandemi sürecinde birinci basamak sağlık hizmetlerinin yürütülmesindeki sorunlardan bahseden Ökten, “İlk basamakta etkili mücadele için ücretsiz hizmet, dar bölgede geniş hizmet yöntemi, ekip hizmeti, sözleşme değil devlet görevliliği, ev ziyaretleri, sağlık hizmetinde eşgüdüm ve işbirliği gibi koruyucu sağlık hizmetlerini önceleyen yeni bir Sosyalizasyon Programı gereklidir” dedi.
Türkiye’de aşı dozlarının yetersizliği, MHRS randevu sistemi ve karekod uygulamasında yaşanan sorunlar ile birinci basamak sağlık hizmetlerinin ihmal edilmesi sonucu aşılamanın birinci aşamasının dahi tamamlanamadığını söyleyen Ökten, bu hızla devam edildiği takdirde toplumun 60 milyonluk kesitinin ancak 2 yılda aşılanabileceğini vurguladı. “Pandemide nasıl bir eşitsizlik varsa, aşılamada da benzer bir eşitsizlik söz konusu” diyen Ökten, özellikle coğrafi inceleme sonucunda büyükşehirlerde yüzde 70-90 arasında seyreden 75 yaş üstü aşılama oranlarının doğu illerinde yüzde 30’un altında olduğunu aktardı.
İşçi sağlığı başlığında hem çalışanların korunmalarında ve tedavilerinde hem de işyeri hekimlerinin güvensiz fiziki şartlarda hizmet vermeye zorlandığını belirten Ökten, önerilerini şöyle sıraladı:
“Pandemi koşullarına uygun asgari gerekliliklerinin yeniden belirlenmesi, anlaşılır kılavuzlar hazırlanması, riskli çalışanların eşit koşullarda haklarının korunması, Covid-19’un meslek hastalığı kabul edilmesi, işyeri hekimlerinin çalışma sürelerinin yeniden belirlenmesi, personel servisleri ve toplu taşıma araçlarında kapasite sınırlaması yapılması, aşıya erişim imkanı olmayan sağlık personellerinin aşılanması gerekiyor.”
5 milyonu aşkın göçmen ve mültecinin sağlık hizmetine erişimde yaşadığı sorunlardan söz eden Ökten, mülteci/göçmen işsizliğinin pandemi döneminde katlanarak arttığını ifade etti. Ökten, toplumun tüm kesimlerini bir arada ele alan bir planlamaya, tercümanlık hizmetlerine, polise bildirim şartı olmaksızın acil-temel hizmetlerin sağlanmasına, yerel yönetim ve sivil toplum örgütleriyle işbirliğine, kadın ve çocuk mülteci/göçmenlere koruyucu sağlık hizmeti sağlanmasına ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.